Gerçekten öyle bir hayat yaşıyoruz ki,
tamamen teslim olmuşluğun çaresizliği içerisindeyiz. Kapitalist siteme teslim
olmuşuz ve artık kurtulabilmemizin imkânı yokmuş gibi bırakıvermişiz ipin
ucunu. Çünkü biz dünyaya dışarıdan ve münhasıran dış cephesi boyutundan
bakıyoruz ve bu bizi umutsuzluğa, korkaklığa sevkediyor ama içeriden ve batıni
cephesi boyutundan bakmıyoruz ve o cephe yönünde gafil kalıyoruz. Ve böylesi
sakat bir bakış bize dünyada ki egemen güçleri korkunç olarak gösteriyor ve biz
onları sanki tüm varlığın mutlak sahipleriymiş gibi algılıyoruz yani işin
özünde görünüşe aldanarak hayat istikametimizi tayin ediyoruz. Oysa bugünkü
güçlü görünenlerden daha güçlü olan nicelerine mezar olmuştur bu yeryüzü ve
silinip gitmişlerdir yeryüzünden hatta isimleri dahi hatırlanmamaktadır.
Kavgaya atılıp atılmayacağımızı gözlerimizin gördüğü resim belirliyor. Ama
gözün her şeyi görmeyeceğini bilemiyoruz. Hadi halkı geçiyorum da, kallavi
laflar edip ama namusluca kavga vermeyenlere noluyor? Şu şeyhlere, allame
geçinenlere, aydınımsılara gerçekten acıyorum. Politikacılar zaten zavallının
zavallısı. Onların derdi insanlık değil, çelik çomak oynamak. Onlar kendi
cehennemlerine odun hazırlıyorlar. Hayır, şaşırdığım yer şurası; hadi biz
normal insanlar yani maişetinin derdinde olan insanlar bir nebze de olsa
haklıyız ve gerçeği çıplak şekilde ortaya koyarak kavga veremeyiz. Vermek
isteriz ama maalesef bizden olduğunu ve bizim olduğunu sandığımız şeylerin
kıskacında yok ediliriz. Ama toplumun önüne geçmiş, bir şekilde görünür olmuş,
artık kasayı da doldurmuş ve herhangi bir olumsuzlukla karşılaşsa bile
arkalarında bir dayanak oluşturmuş şeyhler, aydınlar, âlimler neyden imtina
ederlerde namusluca kavga vermekten korkarlar? Ya kavga veriyormuş gibi davranmamalıdırlar ya
da teslim olduklarını itiraf etmelidirler yani samimi ve dürüst olmalıdırlar. Hepimizin
malumudur ki, bugün aydın olarak tavsif edilen yahut politik arenada at
koşturan birinin başına bir şey gelse tüm dünya ayağa kalkıyor ve o aydın ya da
politikacı ziyansız kurtulabiliyor, keza şeyhi de öyle, âlimi de öyle. Maddiyat
dersen kahir ekseriyetinde sülalesine yetecek kadar sermaye var. Politikacılar
zaten çeşmenin başındalar, tüm kasa onlara çalışıyor. Peki, neyden korkuyorlar,
tırsıyorlar da onurluca kavga vermekten kaçıyorlar? Çünkü hepsi kapitalizmin
hadimi, hepsi kapitalizmin payandası, hepsi karşı çıkıyormuş gibi görünseler de
filhakika kapitalizmin teknesini yüzdürmek için efor sarf etmekte ve mücadele
veriyorlarmış gibi yaparak halkları aldatmaktadırlar. Nasıl hesap verecekler gerçekten
merak ediyorum. Göz göre göre suspus oluyorlar yeryüzünde ki kapitalist sisteme
ve o sistemin kodamanlarına ve marabalarına. Gerçi kendileri zaten marabaların
marabaları oluyorlar ama neyse. Her şeyi zahirine göre çözümlüyoruz,
değerlendiriyoruz, ne şeylerin batınına bakıyoruz ne de olayların batınını
görebiliyoruz. Bu da bizim suçumuz!
ÇÜRÜYÜŞ...19...
Özgür DENİZ - 01.02.2020
Tarih: 01.02.2020
Okunma: 509
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.