İnsanın yüreğini acıtan ve sızlatan ne
oluyor biliyor musunuz bu dünyada ey insançocukları? Bazı insançocuklarının
hakikatin dile getirilmesinden rahatsız olmaları. Doğruyu söyleyenleri
namussuzca yaftalayarak susturmaya yeltenmeleri. Maalesef böyle oluyor.
Hakikatin dile getirilmesini, hakikatle irtibat kurulmasını istemiyorlar. Söylediklerinizi
kendilerine söylenmiş gibi hissediyorlar ve rahatsız oluyorlar. Niye rahatsız
olunur ki hakikatten? Elbette ki yalan yaşanıyorsa ve yaşanılan hayat hakikat
karşısınca çürüyorsa rahatsız olunur. Elbette ki, yaşadığı hayat ona sürekli
kazandırıyorsa ama hakikat kaybına sebep olacaksa rahatsız olunur. Çünkü güzel
güzel kazanıyorken durduk yere kazancının kesilmesinden hazzetmez insan değil
mi? O zaman hakikatle yaşa, hakikatli yaşa kardeş! Sana yaşama diyen yok ki ve
öyle yaşarsan mutsuz olacak kimse olmaz ki. Yaşamından sahtekârlık fışkırmasın.
Hakikat üşümesin yalan fırtınasında. Sen yalan yaşıyorsun diye herkes yalan
yaşamak zorunda değil ki. Birileri suyun akışına kapılıp gitmek isterken,
birileri suyun tersine akmasını isteyebilir, belki de akan yönü zaten doğru yön
değildir. Ama sen akan yönde sürüklenmekten mutlusun diye herkeste mutlu olacak
diye bir şey yoktur ki. Kimisi için kendi mutluluğu mutluluksa, kimisi için
başkasının mutluluğu mutlu olmanın yoludur. Amma velakin hakikatli ve hakikatle
yaşamak herkesin insanlık ödevidir, onurlu yaşamın temelidir. Çendan motomot
hakikatle yaşamıyorsa bile hakikatle yaşamaya çalışmalı ve yaşanmasını
savunmalı insan. Ama hayır, boş vereceksin hakikati yalana eyvallah edeceksin
ve suya sabuna dokunmadan yaşayıp gideceksin. İstiyorlar ki, A,B,C, D
partilerinden birinin peşine takıl, A,B,C,D şeyhlerinden birine bağlan ve mutlu
mesut yaşa git. Mutlu olmak istiyorsan sürüye katıl diyorlar zımnen. Niye
rahatsız edip rahatsız oluyorsun ki değil mi? Bu kadar basit sanıyorlar ve
herkesin bunu kaldırabileceğini düşünüyorlar. Niye böyle olsun ki, böyle olmak
zorunda mı? Niye birilerinin yanlış hayatlarının aracı olayım ki? Onlar
hakikate gelsinler, hakikat olsunlar, hakikatle yaşasınlar, niye ben onlara
göre yaşayayım? Niye namussuzca ve onursuzca yaşamayı kabul edeyim? Hayatta bu
kadar acı varken, mutluluk içerisinde yaşanılabileceğini sanıyorlar. İnsanlık acılardan
acılara sürgün olurken, zulüm altında inim inim inlerken, tüm kutsal değerleri
(((kanı, yaşı, teri, emeği))) sömürülürken nasıl mutlu olabilir ki insan? Kendileri
yaşıyorlar ya, herkeste yaşayabilir o şekilde diye düşünüyorlar ama herkes ya
yaşayamazsa diye düşünmüyorlar. Göz göre göre gerçeğe ihanet edilmesini
istiyorlar. Alelade bir şekilde yaşanılsın gitsin işte, ne gerek var şimdi durduk
yere iş çıkartmaya diyorlar. Olmuyor kardeş olmuyor işte! Gerçek gözünün önünde
dururken gözünü kapatamıyorsun, gözünü kapatıyorsun ama kalbini öldüremiyorsun.
İnsan olman seni insanca yaşamaya zorluyor bir kere. Çünkü izzet, şeref, namus,
onur diye bir şey var hayatta değil mi? Hayat münhasıran maddeden ibaret
değildir değil mi? Biliyorsun bunu değil mi kardeş? Var sen yoluna git, yolunda
mutlu ol kardeş! Kimileri de acıdan mutluluk çıkarıyordur belki de. Ha şunu da
unutma; mutluluğa gittiğini sandığın yol belki de acılara çıkacaktır biliyor
musun? Çünkü zulüm cezası olduğu kadar zulme sessiz kalıp ortak olmanın da
cezası vardır, çünkü ikisi de aynı kapıya çıkmaktadır!
ÇÜRÜYÜŞ...21...
Özgür DENİZ - 08.02.2020
Tarih: 08.02.2020
Okunma: 468
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.