ÇÜRÜYÜŞ...26...

Özgür DENİZ - 02.03.2020

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmuş insançocuklarıyız maalesef. Böyle olunca da değer yargısı diye bir şey bilmiyoruz, tanımıyoruz. Sahibiyiz sandığımız fikirleri de bilmiyoruz, bilmediğimiz içinde yanlış yaşıyoruz, herhangi bir ideale kendimizi adayamıyoruz. Zaten herhangi bir fikre sahip ol, herhangi bir ideale adan da görelim böyle bir âlemde, alimAllah iki yakan bir araya gelmez. Zaten bilsen de bildiğini asla ve kata söyletmezler, önünde kanunların demirden duvarı örülmüştür zira evveliyatta. Her öğrendiğimiz atadan tevarüs eden bir öğrenme biçimidir. Ataların dinleri, düşünceleri üzerine yaşayan insançocuklarıyız, toplumlarız, devletleriz. Dualarımız da bile münafığız. En allamemiz bile ahmakça dua ediyor da, karşılık bekleyebiliyor. Her türlü pisliği yapıyoruz, Rabbim bizi koru diyoruz. Ulan öküz, hayatın pislik doluysa, zulüm doluysa, yalan doluysa, Allah’ın verdiği dille nasıl olurda Allah’ım bizi koru diyebilirsin, sen kendini korumasan Allah seni korur mu? Diyelim ki, Ahmet bana zulmetsin, kötülük etsin, sonra da çıksın desin ki; Allah’ım Ali’yle aramızı iyi tut, dostluğumuzu pekiştir, birliğimizi daim kıl, bu ne biçim dua olur? Özgün olan hiçbir şeyimiz, hiçbir üretimimiz yok ne hazindir ki. İnsanlığa egemen kılmaya çalıştığı fikri bilen kaç kişi var Allah aşkına? Zaten böylelerine yaşama imkânı vermeyen bir insanlık âlemi içerisinde yaşıyoruz ya da yaşamak kavgası veriyoruz. Hem böyle olduğu için fikirleri umursamıyoruz, çünkü ifade edemeyeceğimiz ve yaşama aktaramayacağımız fikir hükümsüzdür, anlamsızdır diye telakki ediyoruz hem de normal olarak fikirlerle iştigal etmiyoruz. Ama öyle bir an gelir ki fikirlerin en büyük kavgacısı bizizdir, bol bol ahkâm keseriz! Fikirlerin gerçeğini ortaya koyduğunuzda suratlar donup kalır, gizli bir düşmanlık doğar ve acımasız bir muhalefet tezahür eder, ki aynıyla olan şeyleri söylüyorum burada yani müfteri değilim. Nihayetinde ne soru sorabiliyoruz ne de sorgulama yapabiliyoruz, önümüze ne konursa yiyoruz, gözümüze ne gösterilirse inanıyoruz, kulağımıza fısıldanan her şeye kanıyoruz. Haklı bir şey söylesen bile söyletilmiyor, hemen hain damgası vuruluveriyor. Sonra da Allah’ım bize yardım et, eder elbet! Eee gayet tabi fikrinin ne olduğunu bilmezsen, çok kolay şekilde kayarsın, kendini ahlaksızlık çukurunda bulursun ve orada çürür gidersin tedricen. Bilmeyiz ama biliyormuşuz gibi ahkâm keseriz, bilen bildiğini söylediği zaman komplekse girer bildiğini söyleyene düşman kesiliriz. Ahlaksızızdır, ahlaktan bahsederiz ama gerçek ahlakı birisi çıkıp hatırlatınca da ona rezilce saldırırız. Tiksindirici, aşağılık, şerefsiz, münafık, pislik mahlûklarız. Böyleyiz kardeşim, böyle bireylerden ve toplumlardan ne bekleyebilirsin ki? Böyle değiliz desin çıksın da biri, tabi yüreği yetiyorsa. Gerçeği örtebilecek hangi örtü vardır şu âlemde? Hangi karanlık gerçeği öldürebilir yahut sonsuza kadar gizleyebilir?

Tarih: 02.03.2020 Okunma: 435

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?