Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi
olmuş insançocuklarıyız maalesef. Böyle olunca da değer yargısı diye bir şey
bilmiyoruz, tanımıyoruz. Sahibiyiz sandığımız fikirleri de bilmiyoruz,
bilmediğimiz içinde yanlış yaşıyoruz, herhangi bir ideale kendimizi
adayamıyoruz. Zaten herhangi bir fikre sahip ol, herhangi bir ideale adan da
görelim böyle bir âlemde, alimAllah iki yakan bir araya gelmez. Zaten bilsen de
bildiğini asla ve kata söyletmezler, önünde kanunların demirden duvarı
örülmüştür zira evveliyatta. Her öğrendiğimiz atadan tevarüs eden bir öğrenme
biçimidir. Ataların dinleri, düşünceleri üzerine yaşayan insançocuklarıyız,
toplumlarız, devletleriz. Dualarımız da bile münafığız. En allamemiz bile
ahmakça dua ediyor da, karşılık bekleyebiliyor. Her türlü pisliği yapıyoruz,
Rabbim bizi koru diyoruz. Ulan öküz, hayatın pislik doluysa, zulüm doluysa,
yalan doluysa, Allah’ın verdiği dille nasıl olurda Allah’ım bizi koru
diyebilirsin, sen kendini korumasan Allah seni korur mu? Diyelim ki, Ahmet bana
zulmetsin, kötülük etsin, sonra da çıksın desin ki; Allah’ım Ali’yle aramızı
iyi tut, dostluğumuzu pekiştir, birliğimizi daim kıl, bu ne biçim dua olur?
Özgün olan hiçbir şeyimiz, hiçbir üretimimiz yok ne hazindir ki. İnsanlığa
egemen kılmaya çalıştığı fikri bilen kaç kişi var Allah aşkına? Zaten
böylelerine yaşama imkânı vermeyen bir insanlık âlemi içerisinde yaşıyoruz ya
da yaşamak kavgası veriyoruz. Hem böyle olduğu için fikirleri umursamıyoruz,
çünkü ifade edemeyeceğimiz ve yaşama aktaramayacağımız fikir hükümsüzdür,
anlamsızdır diye telakki ediyoruz hem de normal olarak fikirlerle iştigal
etmiyoruz. Ama öyle bir an gelir ki fikirlerin en büyük kavgacısı bizizdir, bol
bol ahkâm keseriz! Fikirlerin gerçeğini ortaya koyduğunuzda suratlar donup
kalır, gizli bir düşmanlık doğar ve acımasız bir muhalefet tezahür eder, ki
aynıyla olan şeyleri söylüyorum burada yani müfteri değilim. Nihayetinde ne
soru sorabiliyoruz ne de sorgulama yapabiliyoruz, önümüze ne konursa yiyoruz,
gözümüze ne gösterilirse inanıyoruz, kulağımıza fısıldanan her şeye kanıyoruz. Haklı
bir şey söylesen bile söyletilmiyor, hemen hain damgası vuruluveriyor. Sonra da
Allah’ım bize yardım et, eder elbet! Eee gayet tabi fikrinin ne olduğunu
bilmezsen, çok kolay şekilde kayarsın, kendini ahlaksızlık çukurunda bulursun
ve orada çürür gidersin tedricen. Bilmeyiz ama biliyormuşuz gibi ahkâm keseriz,
bilen bildiğini söylediği zaman komplekse girer bildiğini söyleyene düşman
kesiliriz. Ahlaksızızdır, ahlaktan bahsederiz ama gerçek ahlakı birisi çıkıp
hatırlatınca da ona rezilce saldırırız. Tiksindirici, aşağılık, şerefsiz,
münafık, pislik mahlûklarız. Böyleyiz kardeşim, böyle bireylerden ve
toplumlardan ne bekleyebilirsin ki? Böyle değiliz desin çıksın da biri, tabi
yüreği yetiyorsa. Gerçeği örtebilecek hangi örtü vardır şu âlemde? Hangi
karanlık gerçeği öldürebilir yahut sonsuza kadar gizleyebilir?
ÇÜRÜYÜŞ...26...
Özgür DENİZ - 02.03.2020
Tarih: 02.03.2020
Okunma: 435
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.