İlk olarak Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkıp bütün dünyayı esir alan korona (covid-19) virüsü, insanlara bulaşmaya ve yayılmaya artarak devam ediyor. Elde edilen son verilere göre, ABD ve Avrupa ülkelerinde durum ağırlaşıyor. İtalya, İspanya, Fransa, ABD, İngiltere ve Almanya’da tespit edilen hasta sayısı ve ölümler artıyor.
Salgının ilk ortaya günlerde Çin’den gelen haberler insanı endişe, tedirginlik ve karamsarlığa sürüklerken, son günlerde insanın içini açan, ferahlatan haberler geliyor. Çin’de, Güney Kore’de iyileşen hasta sayısı hızla artarken, ölümler azalıyor. Buna karşılık ABD, İtalya, İspanya, Fransa, Almanya, İngiltere’de durum her geçen gün biraz daha kötüye gidiyor. Fakat bazı çevreler tarafından Çinin gerçek verileri sakladığı veya doğru bilgi vermediği iddia ediliyor.
Ülkemizde korona covid-19 salgın hastalık test ve tespit edilen hasta sayısında, ölümlerde belirli bir artış söz konusu. Salgın hastalığı atlatan hasta sayısında da nispi bir artış var. Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan verilere 10 Nisan 2020 akşamına kadar uygulanan test sayısı 276.338, tespit edilen hasta sayısı 42.282’dir. Şimdiye kadar 2142 hasta iyileşerek taburcu olmuş, 908 hasta ölmüş. Test sayısına göre tespit edilen hasta oranı %15,3’dür. İyileşen hasta oranı %5, ölen %2,1’dir.
Korona covid-19 salgını ile ilgili verileri en iyi www.worldometer.info sitesi veriyor. En son aldığımız değerlere göre, 1.619.046 hasta tespit edilmiş, 96.966 hasta ölmüş, 365.823 hasta iyileşmiş. Dünya genelinde salgın hastalık nedeniyle ölenlerin oranı %5,9, iyileşenler %22,5’dir. ABD, İspanya, İtalya, Almanya, Fransa, Çin, İran, İngiltere 60 bin ve üzeri vaka tespit edilen ve ölümlerin yüksek olduğu ülkelerdir.
Korona (Covid-19) salgınının ortaya çıktığı ve hasta sayısının hızla arttığı Ocak ve Şubat aylarında Çin ekonomisi çok büyük yıkımlar yaşadı. Çin’den mal alımı yapan ülkeler ithalatı durdurdu. Çin malı ürünlere karşı bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de olumsuz bir hava oluştu. Ancak son zamanlarda Çin malı ürünlere karşı oluşan kötümser havanın nispeten dağılmaya başladığı görülüyor. Buna karşılık bir balon gibi iyice şişmiş Avrupa, Amerika imajı yerle bir olduğu görülüyor. Onları paraları, şirketleri, zenginlikleri bile kurtaramıyor.
Üç dört aydır dünyayı tehdit eden korona (covid-19) salgını ile ilgili gelişmeleri herkes gibi biz de internetten, televizyonlardan ve sosyal medyadan takip etmeye çalışıyoruz.
Afrika’da açlıktan, susuzluktan, yoksulluktan her yıl milyonlarca insan ölüyor bu kadar gürültü kopmuyor. Uzakdoğu’da, Ortadoğu’da, Afrika’da, Asya’da, Orta ve Güney Amerika’da, Ortadoğu’da yaşanmakta olan iç savaşlarda yüz binlerce insan ölüyor veya yaralanıyor kimse kılını bile kıpırdatmıyor. Duyan kulaklar duymuyor, gören gözler görmüyor. Televizyonlarda, gazetelerde, internette, sosyal medyada bu savaşların, bu kavgaların durması için kampanyalar, gösteriler, toplantılar düzenlenmiyor.
BM susuyor, Amerika’sı, Rusya’sı, Fransa’sı, İngiltere’si, Çin’i susuyor. Hatta bırakın susmayı, cehennem ateşine odun taşımaya, yangına körükle gitmeye devam ediyorlar. Niçin böyle oluyor derseniz, küresel çıkarlar bunu gerektiriyor da ondan. Kardeşi kardeşe kırdıracaklar, silah satacaklar, kasalarını doldurmaya devam edecekler ülkeleri, insanları refah içinde, bir eli yağda, bir balda yaşamaya devam edecek. Yeri geldiğinde Avrupa’nın, Amerika’nın ne kadar ileri, ne kadar medeni, gelişmiş olduğunu anlatıp duracaklar.
Daha önce yaşanan salgın hastalıklarda, doğal afetlerde, çevre felaketlerinde, açlık, susuzluk, yoksulluk ve hatta iç savaşlarda bu kadar yaygara kopartılmadığını görüyor ve sormadan edemiyoruz. Acaba bu yaygara, bu korku, endişe ve tedirgin hava yeni bir düzenlemenin, yeni bir dünya düzeninin hazırlıkları mıdır? Ortalıkta bir sürü senaryo, komplo teorileri dolaşıyor. Deniyor ki, dijital bir dünya düzeni kurulacak, insanlara bir chip takılacak ve ne yapıp, ettiği kontrol edilecek. 5G teknolojisine geçilecek. İnsan hayatında ekonomik, sosyal ve kültürel köklü değişiklikler yaşanacak. Umarız ki bunlar bir komplo teorisi veya deli saçması şeylerdir.
Gönlümüz insanları korku, endişe ve paniğe sürüklemiş bu salgın hastalığın bir an önce önlenmesidir. Dileğimiz insanlığın huzur, güven ve mutluluk içinde yaşadığı dünyaya uyanmasıdır.