Geliyor gelmekte olan! Daha büyük felaketler bekliyor bizi.
Şu anki yaşadıklarımız ne kadar gerçekse cehennemde o kadar gerçektir ve
yaşadıklarımızdan daha çetindir ve biz o cehennemi tadacağız. Dünyayı kasıp
kavuracak ve insanlığı hallaç pamuğu gibi savuracak olandan kaçış yok. Yaşadığımız
küçük sarsıntılar, büyük olanı yaşamamızı engelleyemeyecek. Kirli dünyamıza bir
heyula gibi çökecek gelmekte olan. Tüm inandıklarımız yalandı! Ama biz yalan diyenlere
inanmadık, yalan söyleyenlere aldandık. Yapmadığımız hiçbir şey kalmadı! Birgün
pişman olacağız aldandığımız ve inandığımız için. Nasıl inandığımıza hayret
edeceğiz ama bu, acılarımızı asla hafifletmeyecek. Çünkü bugüne kadar ki hiçbir
kör inanış ve isteyerek aldanış böyle bir sonucu doğurmadı, bilakis aynı
sonuçları doğurarak geldi ama gözlerimiz kördü, kulaklarımız sağır olmuştu,
kalplerimiz örtülmüştü, vicdanlarımız ölmüştü, şuh kahkahalar atıyorduk,
zevkten dört köşe oluyorduk, çünkü her şey önümüzdeydi, önümüzde olan her şeyin
hep bize ait olduğunu, yaşadığımız hayatın sonunun gelmeyeceğini, bize ait
olduğunu sandığımız hiçbir şeyin bizi hiçbir zaman terk etmeyeceğini sanıyorduk
ve dilediğimizce hareket etmekte tereddüt etmiyorduk. Gerçeğin bildiğimiz gibi
olmadığını anlayınca nedamet gözyaşlarına boğulacağız. Amma velakin nedamet
gözyaşları merhameti filizlendirmeyecek, merhametini öldürdüğümüz vicdanlarda.
Hiçbir acı hafifletilmedi, hala da acıları ağırlaştırmaktayız. Her şeyi bilerek
yaptık, gelmekte olanı bilerek çağırdık, bilmiyormuşuz gibi davranmamız bizi
kurtarmayacak. Çünkü hakikat ortadaydı, aklımız ve bir kalbimiz vardı,
bilmeliydik. Bilerek, bilmek istemedik. Öyleyse nefesimizi boş yere tüketmenin
anlamı yok. Kazandığımız hiçbir şey bizi kurtarmayacak, bilakis acılarımızı
daha da ağırlaştıracaktır. Keşke diyeceğiz, keşke hiçbir şeyimiz olmasaydı da,
yaşadıklarımızı yaşamasaydık. Keşke kirlenmeseydik ve kirletmeseydik insanlık
toprağını diyeceğiz ama ne topraktan ne de insanlıktan ses gelmeyecek, çünkü hepsini
birden öldürdük. Her şey hep bir ağızdan; biz, sessiz sesiz yörüngemizde
varlığımızı sürdürüp gidiyorduk, ettiğimiz hiçbir şey yoktu ama her şeyi siz
bozdunuz ve bizim yörüngemizi de alt üst ettiniz, şimdi gazabımız sizi buldu,
bıraksaydınız ve her şey kendi âleminde varolduğu hâliyle varlığını sürdürüp
gitseydi diyecekler. Ama olan olacak, gelen gelecek ve keşkeler bizi
kurtarmayacak. Çünkü bilerek inandık ve inandıklarımız istikametinde yaptığımız
her şeyi bilerek yaptık. Ve inandıklarımız istikametinde yaptığımız her şeyin
bedelini ödeyeceğiz. Kaçış yok bebeğim! Aldandık, aldattık ve cehennemi
yaşattık. Şimdi sıra yaşatanlarda. Hep böyle mi gidecek sanmıştık? O yüzden mi
kolayca inanmıştık? Oysa bilmeliydik, anlamalıydık hayatın tek boyutlu
olmadığını. Çok günah işlendi burada ve işlenmeye de devam ediliyor.
Günahlarımızda boğulacağız. Her şey değişecek, bizi değiştikten sonra.
Değişmezsek yok olacağız. Güvendiğimiz şeylerin hiçbir faydası olmayacak! Çünkü
burada güvenilecek hiçbir şey yoktu. Bunu bile bilmeyecek kadar alık ve böndük.
And olsun cehennemi kendi ellerimizle hazırlıyoruz ve gövdelerimiz onu tadacak!
AND OLSUN Kİ TADACAKSINIZ!...
Özgür DENİZ - 16.04.2020
Tarih: 16.04.2020
Okunma: 463
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.