Kalbimin, aklımın, bilincimin, vicdanımın olanca kuvvetiyle
büyük yemin ediyorum ki ve Allah, Muhammed, Kur’an ve İnsanlık şahit olsun ki,
bugün bilim diyenlerde, din diyenlerde kör kütük cahildirler. Bilimi de, dini
de kendi küçük, basit, ucuz menfaatlerine payanda kılmaya yeltenecek kadar aciz
ve zavallıdırlar. Yemin ediyorum insanlık, insanlığın menfaatleri, dünyayı
saran kötülükler falan umurlarında bile değildir. Bunlara inananlar zaten
cahildirler, çünkü sormaktan ve sorgulamaktan yoksundurlar, acizdirler. İnsan
olan sorar ve sorgular kardeşim ya, hem de acımasızca sorar ve sorgular. Hiç
kimse ne anam, ne babam, ne kardeşimdir, ki böyle olsa ne fark eder, çünkü önce
ben varım ve ben için yaşıyorum. Ve tek bir insançocuğu bana ait olana el
koyamaz, bana ait olan üzerinde istediği gibi tasarrufta bulunamaz. Benim
hayatıma hiçbir boyuttan tasallut edemez. Herkes insan olduğu ve insanlığa
faydalı olduğu kadar değerlidir, saygıdeğerdir. İnsan değilse ve insanlık
uğruna kavga vermiyorsa, kim olursa olsun ne fark eder, acımasızca sormak ve
sorgulamak bendenizin en tabii hakkımdır ve bundan zerre geri adım atarsam
insan değilimdir ve insanca yaşamaya layık olamamışımdır henüz. Çünkü insan
layık olduğuna maruz kalır ya da layık olduğunu bulur yahut layık olduğunu
bulamamışsa bulmak uğruna amansızca kavga verir. Sen buna layıksın kabul et
işte diyemez hiçbir kimse ve hiçbir kimsenin de böyle bir şey söylemeye
salahiyeti ve hakkı yoktur. İnsan olarak halkolunan ve varolan birisi her şeyi
olduğu gibi tolere etmez, edemez, olduğu gibi olması gerektiğine inanmaz,
inanamaz. Sorularının cevabını alasıya kadar sormaktan vazgeçmez, vazgeçemez.
İnsanlığı aldatmaktan ve insanlığı zifiri karanlığın tam ortasına atmaktan
başkaca da yaptıkları hiçbir şey yoktur bilimi ve dini inhisarlarına alan
tacirlerin. Aklı tutsak kılıp, insanlığı sürüleştirmek, kullaştırmak,
köleleştirmek derdindedirler. Güya, ya bilimin veya dinin galibiyeti adına,
bilim ve din adı altında yapılan tüm yanlışlara, aldatmalara, tahribatlara ve
tahrifatlara onay verilmektedir. Yeter ki rantları mebzul olsun ve kesilmesin.
Bilimin lanetlenmesi yahut dinin ağır tahribatlar alması tek birinin bile
umurunda değildir. Tiksindirici bir cehaletin ve menfaatperestliğin
mahkûmudurlar, iki tarafta. Filhakika çok uzun ve tafsilatlı olarak izhar
edilecek bir mesele ama kısa kesmem icap edecek. Geçelim! İnsanların uydurduğu
dinden de, bilimden de nefret ediyorum. Ne ille Allah’ı inkâr ettirmeye
yeltenen bilime, ne de insanları her şeyde ille de Fatalizme mahkûm eden dine saygım
yok kardeşim. Bendeniz Allah’ın dinine ve doğanın bilimine inanıyorum kardeşim.
Ne insanlığı ille de dinsizleştirmek derdine düşen malların bilimine ne de
insanları kör ve karanlık Fatalizme mahkûm etmek için bin dereden su getiren
malların dinine inanmıyorum. Kardeşim bırakın insanlığın yakasını artık ya. Her
şeyi kendi doğal mecrasına bırakın, inhisarınıza alıp insanlık üzerinde
hegemonyanızı tahkim etme derdine düşmeyin. Bırakın artık bilimin ve dinin
yakasını ya. Basitleşmeyin, küçülmeyin, ucuzlaşmayın. Bilimi de insanca ortaya
koyun, dini de olduğu haliyle kendi haline bırakın. İkisini de tahrip ve tahrif
edecek kadar adileşmeyin, ahlaksızlaşmayın. İnsan olun, dürüst olun, şerefli
olun. Gidin, ille dinsizleşeceksin diyen biliminizi de, uyuşturan ve her şeyi
varıp kör Fatalizme kurban eden dininizi de alın başınıza çalın. Ama Allah’ın
dinini de, doğanın bilimini de bize bırakın. Bendeniz, münhasıran insanlık için
varolan, insanlığa faydalı olan, bir şey yaparken hesapsız, umarsız, saf iyilik
için yapan, insanlığın dünyasını güzelleştirmek için mücadeleyi teşvik eden
bilimi ve dini arıyorum. Ne bilimsiz dininize ne de dinsiz biliminize itibar
etmiyorum. Hayat ne mutlak maneviyattır ne de mutlak maddiyattır, ta ki insanın
ne mutlak ruh ne de mutlak gövde olmadığı gibi, binaenaleyh hayat ne mutlak
bilimle ne de mutlak dinle izah edilemez. Ki, bilim de, din de Allah’ındır
nihayetinde. Çünkü ikisinin mutlak ve kök yasalarını koyan Allah’tır. Dinin ve
bilmin teşriki mesaisi ile insanlık terakki kaydedebilir ve insanlığa daha
huzurlu, daha güzel, daha mutlu, daha adil bir dünya sunulabilir. Din
akletmiyor musunuz diyor ama insançocuğunun akılla alakası yok. Bilim sor,
sorgula, tetkik ve tahkik et diyor ama insançocuğunun soruyla, sorguyla,
analizle, çözümlemeyle zerre ilintisi yok. Birisi insanların sorup
sorgulamasından, birisi de insanların Allah’ı bihakkın tanımasından korkuyor.
Korkunuzla geberip gidin be sefil yaratıklar. İnsanlık neler çekti be sizin
gibilerin elinden. Düşün artık insanlığın yakasından. Tek suçlu bunlar mı?
Elbette en büyük suçlu: insançocuklarının ta kendileridirler. Çünkü düşünmekle,
okumakla, hissetmekle, eylemekle zerre ilintileri yoktur. Ulan üç günlük
dünyayı, kısacık ömrümüzü cehenneme çevirdiniz be, tek bir gün bile insanca
yaşatmadınız, elbette insanca yaşamaya sevdalı olanları. Yazıklar olsun
ervahınıza. Cahil ve zalim bir topluluk felaha eremez unutmayın. Oysa “el-emin”
olmamız gerekiyordu, her zaman da, her zeminde, her şartta ve koşulda.
Olabildik mi? Ne gezer! Ahlaksız ve zerre güven vermeyen insançocukları olduk
maatteessüf. Ama elbet bir gün büyük mahkeme kurulacak ve hesap vakti gelecek!
Ya o gün ne yapacaksınız, nereye kaçacak ve kime sığınacaksınız?
BİLİM VE DİN TACİRLERİ...
Özgür DENİZ - 22.04.2020
Tarih: 22.04.2020
Okunma: 371
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.