İNSAN VE DİN...

Özgür DENİZ - 24.04.2020

Eğer dinler özgürleşsin, insanlığın özgürleşmemesi için hiçbir sebep yoktur. Din, bugün azap çekmektir, kendisini dindar olarak gören insanlığın ellerinde. Oysa bu insanlık mutlaka kendisinin dindar olmadığını itiraf ederek çendan dini kurtarmalıdır, sonra da kendini kurtarma yoluna koyulmalıdır. Kendini kurtardıktan sonra ancak kendini dindar saymalıdır. Kendisini din dairesi içerisinde sayan ama din dairesi dışındaymış gibi umarsızca, kayıtsızca, pervasızca hareket eden insan maalesef dini tahrip ve tahrif etmektedir ve dini, tabir caizse alenen öldürmektedir. İnsanlık, din tutsak alındığı gün tutsaklaştırılmıştır. İnsan, din insanlığın elinde perişan olduğu gün mankurtlaştırılmıştır ve mankurtlaştırılan insan her türlü yönlendirmeye açık hale gelmiştir. Din tutsaklaştırıldığı gün, dinden kazananlar türemişler ama gerçek din sahipleri ise hep kaybetmişlerdir. Böylesi bir durumda da, din kapitalizmin en güçlü yol arkadaşı olmuştur, daima önden gitmesine müsaade edilmiş ama hakikatte hep arkada bırakılmıştır yani kazandırmasına eyvallah edilmiş fakat belirleyici olmasına imkân tanınmamıştır. Yani insan bozulunca din de insanın elinde oyuncak olmuş ve bozulmuştur, dinin bozulması çok tehlikelidir ve işte bugünkü dünya dinin bozulması neticesinde tezahür eden çürümüş, kokuşmuş, laçkalaşmış, tükenmiş bir dünyadır. Dinin bozulmasıyla bozulan insan korkunç bir yaratık olmuş çıkmıştır ve dünyayı mamur edeceğine harap etmiştir. Dinin kendi haline bırakılması ve derinlemesine tahlil edilmesi, tüm insanlık tarihinin ve insanlığın kendisinin karanlıklardan sıyrılarak aydınlanmasını tevlit edecektir. İnsanlığın ruh köklerine nüfuz eden ve tüm gövdesini ihata eden dini, insanlık toprağından söküp atmak kabil-i mümkün değildir ve olamaz da. Bugün din dışında ya da din içinde olduğunu söyleyenlerin tüm argümanları çürüktür, geçersizdir ve dine darbe mahiyetindedir, böylesi bir şey de insanlığa büyük darbeler indirmekte, insanlık toprağında büyük depremler yaratmaktadır. Oysa derin düşünsek, bizim din, dinin de biz olduğu apaçık şekilde tezahür edecektir. Yani dinin bizden koparılmasının ve bizim dinden koparılmamızın kabil olmadığı görülecektir. Haddizatında suiistimal edilen ve insanlığı aldanışa sevkeden de burasıdır.  Çünkü din, insanın hassas yönüdür ve insana tesir eden en kuvvetli olgudur. Bu yüzden de insanlığın dinle aldatılması, uyutulması, uyuşturulması çok kolaydır. Kapitalizmde bu ince noktayı çok iyi ve derinlemesine analiz etmiş, istimale yeltenmiştir. Başarılı olmuş mudur? Kuşkusuz evet, başarılı olmuştur. Bizler dine bigâne kaldığımız müddetçe dinle vurulacağız ve vurulduğumuz yerde çöküp kalacağız. Ama bizler dinin gerçekliğini öğrenirsek, dini derinlemesine analiz eder çözümlersek ve gerçek dini öğrenirsek, tüm tezgâhları, kumpasları alt üst edebileceğiz. Bilakis rezil, sefil, zavallı, aciz, korkak, alık, bön ve mankurt fenomenler olarak yaşayıp gideceğiz.

Tarih: 24.04.2020 Okunma: 357

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?