LANETLİLER...

Özgür DENİZ - 25.04.2020

Bu kavga, insan ile şeytanın ezeli ve ebedi kavgasıdır. Bu kavga, lanetlilerle rahmetlilerin kavgasıdır. Kutsal bir kavgadır. Binaenaleyh bu kavga bir başladı mı hiç bitmeyecek bir kavgadır ve bademada bitmeyecektir. Bu yüzden herkes safını iyi seçecek, seçtikten sonra iyi belleyecektir, belleğine perçinleyecektir. Ya lanetlilerin safında yer bulacaktır ya da rahmetlilerin saflarında yerini alacaktır herkes ve aldığı yere göre muamele görecektir. Bu kavgada menfaat yoktur, ucuz hesaplara yer olmaz, bencillik yazmaz bu kavganın kitabında. Bu kavga hakikatten beslenir ve hakikatle yönünü bulur. Ve bu kavga kaderine terkedilemez. Bu kavgaya atılanların gövdeleri adaletle dağlanmıştır, yürekleri merhametle sulanmıştır, kılıçları sevgiyle bileylenmiştir, binaenaleyh her türlü acıya dayanıklıdır ve acılara sabırla katlanır. Haklı acılar hoş gelmiştir, safa gelmiştir, başköşede ağırlanır. Velakin haksız acılar kutsal kavgayla sulanır ve uğurlanır. Kaybedeceği şeyleri olanların girmeyi göze alamayacakları bir kavgadır. Kaybedenlerin, kaybederken kazananların kavgasıdır bu. Makam, mansıp, şan, şöhret, servet, kudret yoktur bu kavganın sonunda. Kaybederken kazanılacak şeylerin, kazanırken kazanılacak şeylerden daha değerli olduğu bir kavgadır. Zaten kaybetmek yoktur bu kavganın kitabında. Bu kavgada kaybetmeyi göze alanlar ölümsüzdürler. Kazanmayı düşünenler ise zaten ölmüşlerdir. Öncekiler öldüler sonrakilerde ölecekler ve hep ölecekler, ölümün affı yoktur ve tüm zırhları deler geçer geldiği an. Ve ölümün elinden kimse kurtulamayacaktır, kurtulan da görülmemiştir. Bu kavgaya ihanet eden önce Tanrı’ya sonra insanlığa ihanet etmiştir. Terin, yaşın, kanın, emeğin kavgasıdır bu, kutsallığı da burada gizlidir. Bu yüzdendir ki, münhasıran terin, yaşın, kanın, emeğin kutsallığına inananların aynı safta buluşacakları ve asla hiçbir sebeple ayrılmayacakları bir kavgadır. İnsanlığın terini, yaşını, kanını, emeğini tankerlerle komprador pezevenklerin şatolarına taşıyanlar ve taşıdıkları şeylerin karşılığında üç günlük ömrü olan yal bekleyenler acı sonlarını beklesinler. Umduğun yalı mideye indirememekte vardır. Bazen, ağızdan giren boğazda takılır kalır. Kimsenin, insanlığın kutsal terine, yaşına, kanına, emeğine ihanet etmeye ve bu kutsal değerleri komprador pezevenklere peşkeş çekmeye hakkı ve salahiyeti yoktur. Vardır diyen ecelini beklemelidir, çünkü vardır diyenin affı yoktur.  Ortak mülk, ortak akla tabidir. İnsanlığın mülkü bir avuç baronun insafına terkedilemez ve terkedilmeyecektir de. İnsanlık, el konulan, gasp edilen, çalınan hakkını mutlaka geri alacaktır. Sefaletin şarkısını terennüm etmek kader değildir ve kader olamaz. Bir milyar insanlığın serveti, bin insanın servetine denk olamaz, olursa da orada adalet bulunmuyor demektir, böylesi bir dengesizlik ve adaletsizlikte kader olarak görülüp boyun eğilemez. Ancak ölümüne kavga verilir böylesi azim ve şedit bir adaletsizliğe ve dengesizliğe karşı. Birileri şöminelerde yaktıkları Afrika odunlarının sıcaklığında keyif yaparlarken, birileri buza kesen ayazlarda can veremezler, birileri de kalkıp, arsızca, buna kaderdir diyemezler. Böylesi bir şey kader değil, olsa olsa insanlığın alıklığının ve korkaklığının eseri olabilir. İnsanlık, korkuya boyun eğmediği, umuda el verdiği ve kavgaya inandığı zaman mutlaka hak ettiğine kavuşacaktır. Çünkü ona, onun için vaat edilen kutsal bir miras vardır. Bakmakla görmek, bilmekle anlamak bir değildir. Görenler uyanmışlardır, bilenler vazgeçmişlerdir. Uyananlar ve vazgeçeneler ise mutlaka onurlarına mülaki olmuşlardır.

Tarih: 25.04.2020 Okunma: 453

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?