FARK ETSEK İYİ OLUR...

Özgür DENİZ - 26.04.2020

Farkında mısınız ve hissediyor musunuz bilmem ama dünya çok tehlikeli bir yöne doğru gidiyor. Haddizatında insanlarca götürülüyor. Olayın saf özü ise; yönümüzü ve sonumuzu eylemlerimiz belirliyor. (((Unutmayalım ki; farkında olacak zekâya ve hissedecek yüreğe sahip olmadığımız için batıyoruz. Hep güvende olduğumuzu sanıyoruz, hiçbir şey olmaz diye düşünüyoruz ama bunu derin bir bilgiyle ve hisle değil alıkça ve bönce algılarla böyle düşünüyoruz))). Kimsenin hiçbir şeyi görmediğini, görse bile hiçbir şey yapamayacağını varsayıyoruz. Ya bir gören varsa ve hayal bile edemeyeceğimiz şeyleri yapma gücü bulunuyorsa diye düşünmüyoruz bir an bile. Ama yanılıyoruz! Niye düşünmeyiz başımıza gelen şeyler üzerinde hiçbir şekilde, hiçbir zaman? Belki düşünsek uyanacağız ve uyaracağız! Çünkü olanların niye olduğunu, susanların niye sustuğunu hissedeceğiz. Susanların niçin sustuğunu bilmezsek, konuştukları zaman susmak zorunda kalırız, konuşursakta olduğumuz yere bilmem neyimizin üstüne oturtuluruz. Çünkü artık korkunun sebeplerinin bile anlamsız kalacağı yöne doğru evriliyoruz ya da öyle olduruluyor. Zira bırakın insanı bir hayvanı bile bir yere kadar çaresiz bırakabilirsiniz, bir süre sonra insandan ödü patlıyor ve saldırgan özelliği bulunmuyor olsa bile korkusunu unutur ve saldırır. Olmaz sanıyoruz ama olduğunda hiçbir şey yapamayacak durumda olacağız emin olun. Bu yüzden sahip olduklarınıza güvenmeyin, umarsızca ve ahlaksızca sahip olmaya yeltenmeyin, zira her şey boşa gidebilir, dibe düşebilir. Kazandığınızı sanırken kaybediyor olabilirsiniz ama buna körsünüzdür; hem beynen hem de vicdanen. Yanılıyor muyum? Her şeyi çok kolay harcıyoruz ama harcananları çok kolay kazanamayacağımızı unutuyoruz. Olguları sahipleniyormuş gibi görünmenin bizi kurtaracağını sanıyoruz, her zaman aynı numaranın tutmayacağını anlayamıyoruz. Bakınız görmüyorum, duymuyorum, bilmiyorum diyerek yaşamak belki bir günü kurtarabilir ama her günü kurtaramaz. Çünkü insanlar her gün aynı numarayı yemez ve aynı nutukları dinlemekten sıkılırlar. Susanlar, susturuldukları için susuyorlar; bir konuşmaya başlarlarsa, susma nedenleri bile susmalarına neden olamaz. Ama her şeyi öyle basite alıyoruz ki, sanki bizi ırgalamıyormuş gibi davranıyoruz. Ve inanın böyle davranmak bizi mahvediyor, sebebini bilemediğimiz ya da umursamadığımız olaylarla vuruluyoruz. Her şeyi münhasıran bu dünya özelinde çözümlüyoruz ve ahmakça çıkarımlara ulaşıyoruz ve böyle yapmak, bizim uyumaya devam etmemizi intaç ediyor. Ya unuttuğumuz ve umursamadığımız yerden ve yerlerden vuruluyorsak diye düşünmüyoruz. Artık kendimiz bileceğiz, akıl düşünür, vicdan hisseder, dil söyler, gövde eğilmezse felaket gelir, siler, süpürür, gider!

Tarih: 26.04.2020 Okunma: 361

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?