ÖLEN ÖLDÜ, YAŞASIN DOĞACAK OLAN...

Özgür DENİZ - 02.05.2020

Artık ne hayatlar eskisi gibi olacak ne insanlar dönecek eskiye ve ne de şarkıların sözleri eskisi gibi yazılmayacak ve terennüm edilmeyecek. Geriye dönüş imkânsız bundan böyle. Ne bulduk ki eskiden neyi umacağız yeniden eskiden? Kavgaların şekli değişecek, zihniyetler yeniden şekillenecek, ya yeni bir hayat kuracağız ya da eskisinden beter edecek eskiyen hayat, zaten beter ediyor eski hayat. Daha farklı bakacağız şeylere ve şeyler daha farklı cevaplar verecek bizlere. Öğreneceğiz mesela saygı duymasını, saygı duymadığımız hayatlara. Nice şeylerin anlamsız olduğunu, bizi girdaplarda boğduğunu fark edeceğiz mesela. Artık bizden değil diye kalbimizi ve aklımızı kapatmayacağız başkalarına, eskiyen başkaları onlar diye. Nice eskiler olur ki, yeniymiş gibi görünenlerden daha yenidirler, biz münhasıran önyargılarımızın ve algılarımızın kurbanı oluyoruzdur sadece. Putlarımızı kıracağız düşün baltalarımızla, duygularımızı tüm doğallığı ile yaşatmayanlara el vermeyeceğiz. Ölen hayatlarla tedricen öldüğümüzü anlayacağız ve yaşatmak için çırpınacağız hayatları. Bizi eksilten, zevklerimizi zehirleyen, yaşamak sevinçlerimizi çalan ve azaltan fazlalıkları atacağız hayatımızdan ve bizi bu duruma düşürenleri de düşüreceğiz yakamızdan, hayatlarımızdan, ta ki onların bizden olduğunu düşünsekte. Fazlalıkları attığımız da münhasıran kendimiz kalacağız geriye ve kalan kendimizle daha farklı bakacağız hayatlara, daha iyi anlayacağız şeyleri ve daha net yorumlayacağız olayları, değişerek değiştireceğiz değişmeye direnenleri. Aklı daha öncelikli kılacağız ve sekterliklerden, dar kafalılıktan kurtulacağız. Bir dilim ekmekle doymasını bileceğiz mesela ve biriktirmenin azalmak, azaltmak olduğunu. Paylaşarak çoğalmanın gerçekliğini anlayacağız mesela ve paylaşımcı bir dünyaya doğru ilk adımı atacağız. Uzak düşler kuracağız, kurduğumuz düşlere koşacağız süratle. Reel dünyaya saplanıp kalmayacağız ve reel dünyanın istediğimiz dünya olmadığını anlayacağız. Yeni bir bakış tarzımız olacak şeylere ve şeylere bakış tarzımız yeni tarz hayatları doğuracak. Maddenin önceliğini insana vereceğiz yeniden ve belki de maddenin hükmünün bittiği bir dünyanın oluşumuna katkı sunacağız. Bugüne kadar almadığımız zevkleri almaya, duyumsamadığımız tatları tatmaya, hissedemediğimiz kokuları hissetmeye, korktuğumuz düşünlerimizi daha açık yüreklilikle ifade etmeye başlayacağız. Baskılar, zorbalar bizi durduramayacak, içimizdeki isyan bayrağı dalgalanacak insanlık toprağında tüm insanların elleriyle. Hürriyetin ne demek olduğunu, olduğu haliyle olaylaşıp olaylaşmadığını daha iyi anlayacağız ve mahiyeti minvalinde olaylaşması için ne gerekiyorsa onu yapmamız gerektiğini idrak edeceğiz. Olguları ve olayları daha farklı anlamaya, anlamlandırmaya başlayacağız ve aldatılmaya nihayet vereceğiz bundan böyle olgularla ve olaylarla. Hiçbir olgunun afyon olmasına ve afyonlanmamıza fırsat tanımayacağız. Evet, kuşkusuz zorluklarda yaşayacağız, farklı sesleri duyacağız, biraz korkacağız, biraz eksileceğiz ama eskiye direne direne yürüyeceğiz yeniye doğru ve yeniden çoğalacağız daha güçlü, daha yürekli olarak. Zevklerimiz, renklerimiz, kokularımız değişecek, aynı kalsakta biz ve aynı değil miyiz zaten her çağda biz? Belki çağı değiştireceğiz değiştirerek kendimizi, zihniyetimizi, hayatlarımızı! Hele bir zihniyet devrimi yapmayı becerelim, gelecek ardı sıra gelmesi gereken devrimler!

Tarih: 02.05.2020 Okunma: 401

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?