İNSAN...
Özgür DENİZ - 15.06.2020
İnsanın beyni öyle bir kıskaca alınıyor, öyle bir bulanıklaştırılıyor, öyle bir kaosa mahkûm ediliyor ki, insan ne yapacağını, nasıl düşüneceğini, nerede duracağını, nereye gideceğini şaşırıp kalıyor ve kendini bir fanusun içerisinde buluyor. Hiçbir şeyi anlayamaz hale getiriliyor. Mutlak alık ve bön olarak sahneye çıkıyor ve şapşal şapşal bakınıp duruyor. Bağıra bağıra ölüyor ama ne duyan var, ne gören var, ne bilen var. Gören de görmüyor, duyan da duymuyor, bilen de bilmiyor. Dünya denilen devasa sahnede tam bir tiyatro oynanıyor ama biz onu hayatın gerçekleriymiş gibi izliyoruz ve ona göre konumlanıyoruz. Hiçbir değerin kalmadığı bir dünyada güya değerlere tutunmaya çalışıyoruz. Ahlakın sıfırlandığı bir dünyada ancak ahlakçılık yaparak tutunmaya çalışıyoruz. Adaletin kalmadığı bir dünyada güya paylaşımcı pozlar veriyoruz, adalet nutukları atmaktan başka hiçbir şey yapmıyoruz. Zulüm adalet olarak görülüyor, adalet zulüm olarak görülüyor ama kimse hiçbir şey anlamıyor, çünkü anlayacak bir beyni yok. Bir şey söylesen hükümsüz, sussan beyne ve ruha azap. Herkes kapitalizmin köpekliğini (((genelleme yok))) yapıyor ama herkeste kendini masum sanıyor. Oysa susmak bile masumiyetimizi kirletiyor, fakat idrake beyin kifayetsiz. İnsanız diye geziniyoruz ama insan olmaya dair herhangi bir emare taşımıyoruz, çünkü insan nedir, kimdir bilmiyoruz. Düşünmeden konuşuyoruz, anlamadan küfrediyoruz, tanımadan öldürüyoruz, yaşamadan ölüyoruz. Cahil doğuyoruz, cahil yaşıyoruz, cahil ölüyoruz ama cenneti umuyoruz. Herhalde karanlık içinde kazanılacak bir şey sanıyoruz cenneti. Hakikati söyletmeyen, hakikati konuşturmayan, hakikati söylemeyen ve konuşmayan, hakikati öldüren hiçbir kimse insan olarak yargılanmayacaktır!
Tarih: 15.06.2020
Okunma: 348
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.