ÇÜRÜYÜŞ...52...

Özgür DENİZ - 17.06.2020

Niye inanmıyorsun diyorlar? Niye inanayım? Tek bir sebep kifayet edecektir, buyurun! Söylemine mütenasip eylemi olmayana niye inanayım? Tanrı mıdırlar ki inanayım? Onlar söylesinler bendeniz inanayım öyle mi? Oh ne ala memleket! Efendiler buyuracaklar, köleler buyruğa itaat edip durdukları yerde oturacaklar öyle mi? Kim verdi size efendiliği, kim dedi biz köleyiz? Açın okuyun Gaşiye 22 yi, Ean’am 107 yi, Şura 6 yı, Beled 13 ü, okuyamazsınız efendiler, çünkü saltanatlarınızı yerle yeksan eyleyecek çelik gibi yasalardır bunlar. Ah bir de bu zavallı ve gariban halk bilse bunları neler olurdu biliyor musunuz? Haddinizi ve hududunuzu bildirecek ayetlerdir. Efendisiniz güya, kim kabul etti böyleyi? Hey efendi kulaklarını aç ve beni iyi dinle! Her kimsen, neci isen, neredeysen, bilmem ne şeysen, neye sahipsen, hiçbirisi umurumda değil, sen beni iyi dinle; bak, bana vatan, millet diyorsan, ihanetini sezmemeliyim, görmemeliyim, Anadolu çocuklarına değer vermediğini hissetmemeliyim, eğer ki böyle bir şeye şahitlik edersem başlarım senin vatan, millet anlayışından ve tükürürüm o pis mikrop suratına. Keza; bak, bana sosyal adaletten bahsediyorsan ama insana zulmediyorsan ve edilen zulme dur demiyorsan insanca ve insanca dövüşmüyorsan emek için, başlarım senin sosyalinden de adaletinden de ve tükürürüm o pis mikrop suratına. Hakeza; bak, bana namazdan, oruçtan bahsediyorsan ama haksızlıklar karşısında susup oturuyorsan, suçsuza el uzatmıyorsan, zalim karşısında lal oluyorsan ve hakkı haykırmaktan imtina ediyorsan, bana durmadan namaz kıl oruç tut deyip durma, git ne yapacaksan yap ama bana böyle gelipte tiksinç olma, bana ne senin kıldığın namazdan, tuttuğun oruçtan, sen önce namaz nasıl kılınır, oruç nasıl tutulur öğren gel, söylediğin her şey hükümsüzdür, anlamsızdır indimde, tükürürüm senin o pis mikrop suratına. Ve hakeza; bak, bana tam bağımsızlıktan, devletçilikten dem vurupta, gidipte kompradorlarla oturur, iş çevirirsen tükürürüm senin bağımsızlık ve devletçilik anlayışına ve o tükürürüm o pis mikrop suratına. Dürüst olun dürüst, sözünüz özünüz bir olsun, ayaklarınızla dilleriniz insicam içerisinde bulunsun, söyleminiz eyleme dönüşsün. Öyle aldatacağınız, uyutacağınız, uyuşturacağınız, kul, köle ve kukla yapacağınız ve kolayca sömüreceğiniz aklı başında olmayan çocuk yok karşınızda. Haddinizi ve hududunuzu bilin, suçlu iken suçlayacak kadar yüzsüzleşmeyin! Allah ile aldatılacak kadar ahmak olduğumuzu bilin. Tükürürüm sizin beş paralık şerefinize!

 

Biz iyilikten tarafız, adaletten tarafız, haktan, hukuktan, hakikatten tarafız. İyinin ve iyiliğin kazanmasından yanayız insanlık kavgasında. İnsan yaşasın istiyoruz ve istiyoruz ki insanlık dolu bir dünyada yaşayalım, insansızlaştırılmasına fırsat tanımayalım dünyanın. Gerçek olan ama görünmeyen, gösterilmeyen ve dahi ihsas edilmesine bile müsaade edilmeyen gizli sınıfçılığa muhalifiz. Herkes eşit olsun istiyoruz kutsal yasalar önünde. Evet, mutlak eşitlik diye bir şey olduğuna inanmıyoruz ama inanacağımız kadar gerçek olan şeylerde de eşit olalım istiyoruz. Bireyin hürriyetini otoritenin tahakkümüne müreccah görüyoruz ve otoriteyi behemehâl kutsamıyoruz, otoriteye saygımızın otoritenin adaleti mesabesinde olacağını beyan ediyoruz. Birileri patlayıncaya, çatlayıncaya kadar yiyip, içip, kusarken ve kahkahalar patlatırken, birilerinin çaresizce bakakaldıklarını, kemiklerinin etlerini delip geçtiğini, tebessüme bile mecallerinin olmadığını görmek, bilmek, duymak ve hissetmek istemiyoruz. Herkesin olan mülk münhasıran birilerine ait olmasın, birilerinin monopollerine tahsis edilmesin ve o birileri arasında sürgit paylaşılmasın, dönüp durmasın, dönüp duran devlet olmasın diyoruz. Bu toprakların kimsenin babasının çiftliği olmasına eyvallah etmiyoruz, etmeyeceğiz. Adalet için ölümüne savaşacağız! Kimsenin kafasına göre racon kesmesine müsaademiz yoktur, olmayacaktır. Belki yapacak bir şeyimiz yoktur ama kalbimizde onay bulmayacaktır böylesi bir şey. Kaderimiz üzerinde bizden daha zeki olduğu mutlak hüccetlerle kanıtlanmayan şahısların etkili ve yetkili olmalarını anlayışla karşılamıyoruz. Eline geçirdiği güçle benim evime egemen olup benim hayatım üzerinde dilediğince tasarrufta bulunamaz kimse. Kaderimi kendim çizerim ben, çünkü bana verilmiş kaderimi çizmemde yardımcı olacak olan kuvvetler, öyleyse birilerinin benim kaderimi çizmelerine ihtiyacım yoktur. İyiliklerimize, temiz niyetlerimize, kötülüklerin darbe vurmasından hazzetmeyiz ve böyle bir şey muvacehesinde suskuya teslim olmayız. Biz, neslimize iyilik dolu, güzellik dolu, umut dolu, temiz bir dünya bırakmak istiyoruz ve dünyamızı kirleteceklerle savaşmaya da hazırız.  Zannedilmesin ki korkacağız, yılacağız, yorulacağız ve düşüp kalacağız! Hayır, her daim dimdik ayaktayız ve zalimlerle, kötülerle, zulümlerle, kötülüklerle savaştayız! Dünyayı istemiyoruz, insanlığımızı ve yaşama sevincimizi istiyoruz. Ve mutlaka alacağız!

Tarih: 17.06.2020 Okunma: 457

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?