Ey insançocukları! Şu ölümsüz hakikati
hiçbir zaman unutmamamız iktiza etmektedir; biz kendimizi değiştirmedikçe
hiçbir zaman değiştirilmeyeceğiz. Yani bizi biz değiştirebiliriz ancak ve kendi
kendimizi değiştirmemizle kaderimizi kendimiz çizebiliriz ancak. Nasıl bir
düşünce sistemine sahip olursak olalım, hangi yolda yürürsek yürüyelim,
isteğimiz dışında değiştirilmeyeceğimiz mutlak ve muhakkak bir hakikattir,
reddedeceğimiz ya da bir sebebe binaen tolere edeceğimiz (((yaaa kabul
ediverelim işte anlamında bir kabulden bahsediyoruz))) bir hakikatte değildir,
bizi aşan bir hakikattir. Şayet böyle bir şey olsaydı yani siz kendi
iradenizin, aklınızın, ihtiyarınızın önemsiz kalacağı bir şekilde
değiştirilebilir olsaydınız, insan olmanızın hiçbir anlamı kalmazdı, size
verilen yetilerin hiçbir önemi olmazdı, dolayısıyla da bu yetilere sahip
olmanız ya da olmamanız hiçbir şey ifade etmezdi. İşte o zamanda kaderdir deyip
geçmeniz belki bir anlam ifade ederdi. Ki böyle de kader olmaz zaten. Söyleyin
lütfen, siz istemedikçe kim değiştirebilir sizi? Siz makine değilsiniz ki,
istenildiği gibi parçalarınıza ayrılıp istenildiği gibi yeniden yapılasınız. Gövdenize
balyozla vurula vurula mı değiştirileceksiniz? Beyniniz açılıp içine fikir mi
koyulacak? Kalbiniz yarılıp içine duygu mu boşaltılacak? Nasıl olacak
değiştirilmek? Siz insansınız, bir damla kan ve bin kaygıdan mürekkep bir
varlıksınız. Siz, meraksınız, sorusunuz, sorgusunuz, düşüncesiniz, şüphesiniz,
isyansınız, öfkesiniz. Siz insansınız! Biz iyileşmek istemedikçe hiçbir kimse
bizi iyileştirmeyecektir. Biz kirlerimizden arınmadıkça, bizi temizleyecek
kimse olmayacaktır. Biz hakikate talip olmadıkça, hakikat önümüze getirilip
konulmayacaktır. Biz istemedikçe ve almakta kararlı olmadıkça, bize
verilmeyecektir. Bu sebeple, riyakârca yaşamak hiçbir anlam ifade etmez. Dürüst,
samimi, ciddi, tutarlı olmak zorundayız. Söylemimizle eylemimiz insicam
içerisinde olmalı. Ömrümüz boyunca küfrederiz her şeye ama neye, niçin
küfrettiğimizin farkında bile olmadan. Her şeyi bildiğimizi iddia ediyoruz ya,
haddizatında bildiğimiz hiçbir şey yok. Sadece biliyormuşuz gibi yapıyoruzdur,
bununda farkındayızdır ama utandığımız için söylemekten imtina ediyoruzdur. Biz
iyileşmek, arınmak, değişmek istemiyoruz ama her şeyde güzel olsun istiyoruz. Hakikati
istemiyoruz ama karanlıktan şikâyet ediyoruz. İstemiyoruz ve almak için kararlı
duruş ortaya koymuyoruz ama verilmediği için bağırıyoruz. Geçelim!
ÇÜRÜYÜŞ...63...
Özgür DENİZ - 29.06.2020
Tarih: 29.06.2020
Okunma: 369
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.