“Anamur’a Sugözü’nden su
getirmek, otobanda araba sürmeye benzer”. Bu ifade uzun yıllardır belediyelerde
önemli görevlerde bulunan bir mühendise ait. Geçen yıl yapılan belediye
başkanlığı seçimi öncesinde görüşmüştük. Aslında sokaktan çevirip kime sorsanız
Anamur’a Sugözü’nden su getirmenin zor olmadığını söyleyecektir. Ama nedense 25-30
yıldır Anamur’a Sugözü’nden su getirme konusu hep gündeme gelir, bir süre konuşulur
ve sonra unutulur gider.
Ne zaman Anamur’un içme
suyu konusu gündeme gelse, benim aklıma hep Bozyazı’nın Kara Manastır
kaynağından su getirme mücadelesi gelir. Görüşüp konuştuğumuz mühendis arkadaş,
Karamanastır’dan Bozyazı’ya su getirme projesinin baştan sonra her adımında bulunmuş
bir kişi.
Kara Manastır kaynağı
Bozyazı’ya 40-45 km uzaklıktadır. Ulaşılması ve çalışılması zor bir güzergâhtır.
Dağlar aşılacak, kayalar delinecek, derin vadi ve uçurumlar geçilecek, 6-7
metre genişlikte yol yapılacak, boru döşenecek ve Bozyazı’ya temiz, berrak içme
suyu getirilecektir. Nihayet sekiz on yıl içinde zor olan, imkânsız denilen
rüya gerçekleşmiş ve Bozyazı temiz içme suyuna kavuşmuştur.
Bozyazı-Karamanastır suyu,
bir başarı öyküsü olduğu kadar, bir fedakârlık, adanmışlık ve inanmışlık
destanıdır aynı zamanda. Gecesinde, gündüzünde “su, su, su” diye yüreği çarpan,
bu üç beş inanmış insanı, sevdiği için dağları delen bir Ferhat’a, aşkı için
çöllere düşen Mecnuna benzetmek mümkün.
Büyük işler ve düşünceler,
önce bir hayal veya bir rüya olarak başlar. Bir elin parmaklarını bile geçmeyen
gönüller, bir araya gelir konuşur, anlaşır ve yola çıkar, “biz bu işi yaparız”
derler. Devletin görevlendirdiği mühendisler, gidip bakarlar, “olmaz bu iş, çok
zor, yapamazsınız, vazgeçin” derler,
umut vermezler. Öyle rapor tutup giderler. Fakat bu adamlar, inatla, inançla
“olacak, olmalı” der ve yürümeye, koşmaya devam ederler. Her yerde, her ortamda
bu işi dile getirmeye, insanları ikna etmeye, inandırmaya çalışırlar. Sonunda Bozyazı
Belediye Başkanı rahmetli Gürsel Kavun ve idealist belediye meclis üyeleri bu
işe sahip çıkarlar.
Bu işi yapmak için belediyenin
kasası boş, parası yoktur. Varsın para olmasın, bir çaresi bulunacak,
Bozyazı’ya su gelecektir.
Karamanastır’dan Bozyazı’ya
su gelmesi için önce yol yapılması gerekmektedir. Bunun için mühendislerle
görüşülür. Orman işletmesi yardımcı olur, bazı mühendisler nasıl yapılması
gerektiği konusunda yol gösterirler. Halk adamı, idealist üç-beş kişilik bir
ekip, hiçbir karşılık beklemeden gece gündüz yapılacak yolun ve köprülerin
projesini çizer, ihale aşamasına getirir.
Rahmetli Başkan Gürsel
Kavun, kasasında bulunan az bir para işe başlar. Ve yol yapımı için ihaleye
çıkarlar. Ama Bozyazı çayının iki yakasında uzanıp giden yol güzergâhını bilen hiç
kimse, cesaret edip ihaleye girmez. Yapılacak yol ve köprüler sekiz on parçaya
bölünerek ve şirketler bir şekilde ikna edilir. Nihayet belediye, şirket ve
halk desteği ile zor olan, imkânsız denilen yol yapılır, köprüler atılır. Bu iş
için herkes karınca, kaderince fedakârlıklarda bulunur. Hali vakti yerinde olan
para verir, destek için evini, tarlasını satar. İnşaat sahasında kazaya kurban
giden, yaralanan ve hayatını kaybedenler olur. Maddi ve manevi fedakârlığın
hesabı tutulmaz. Hedef ve amaç Bozyazı halkının temiz ve içilebilir suya kavuşmasıdır.
Bozyazı’dan Karamanstır’a uzanan yolun bitmesinden sonra bütün kapılar ardına
kadar açılmaya, destekler gelmeye başlar.
Evet, tekrar bugüne
dönelim.
Anamur’un içme suyu sorunu
bir kez daha gündemde. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Anamur
Belediye Başkanı Hidayet Kılınç, Aydıncık Belediye Başkanı Ferhat Aktan
Ankara’da bir araya gelerek, çeşitli temas ve görüşmelerde bulundular.
Basın yayın organlarında
çıkan haberlere göre, Anamur-Sugözü İçme Suyu, Anamur-Bozyazı-Aydıncık Katı
Atık Tesisleri ve Anamur Güneş Enerjisi Santrali İller Bankası tarafından desteklenmesi
sözü alınıyor.
Şimdi yapılması gereken
şey, ihale aşamasındaki Anamur-Sugözü İçme Suyu ve Anamur-Bozyazı-Aydıncık Katı
Atık Tesisi Projelerinin iller Bankası tarafından ihale edilerek yapımına
geçilmesidir. Elbette işin bir şirkete ihale edilmesi yetmiyor. İşin her adımın
sıkı takip edilmesi, ortaya çıkan pürüzlerin giderilmesi ve hızlandırılması gerekiyor.
Gerçekten Sugözü Projesi
yapıldı, yapılacak derken yılan hikâyesine döndü. Artık bu konu, politikanın ve
politikacının seçim malzemesi olmaktan çıkması lazım. Bu açıdan Mersin
Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile Anamur Belediye Başkanı Hidayet
Kılınç’ın birlikte hareket etmeleri ve Ankara’da beraber görüşmeler yapmalarını
olumlu bir adım olarak görüyoruz.
Mersin Büyükşehir Belediye
Başkanı CHP’li, Anamur Belediye Başkanı MHP’li, Cumhur İttifakı desteklidir. Bir
kere daha net olarak anlaşılmıştır ki, kavgayla, tehditle, yumruklaşmalarla bir
yere varılmıyor. Sorunların çözümü için görüş ayrılıkları bir tarafa bırakılıp,
birlikte hareket edilmesi gerekiyor. Bundan siyaseten kimse bir şey kaybetmez,
kazanır.