Tanrı’nın bahşettiği öz hürriyetimi istiyorum! Hangi sebeple,
Tanrı’nın verdiklerini, niçin verdiği istikametinde istimal edemiyorum? Yani
şunu veriyorum ama böyle kullan diye veriyorum dediği şeyi, buyurduğu gibi
kullanamıyorum? Misal; varoluşsal özgürlüğümü niçin mahiyeti mucibince
kullanamıyorum? Ki, gramını dahi kullanamıyorum. Politikacılardan şerefliyim,
üstünüm, ahlaklıyım, merhametliyim, adilim ama sanki tam tersiymiş gibi bir
telakkinin hâkimiyeti neticesinde tezahür eden bir yaşamın mahkûmuyum. Hatta ve
hatta onlardan daha zekiyimdir. Tüm bunlar kibre delalet değildir, onlarla
kendimi mukayese ettiğim zaman tamamen hakikattir. Ama bendenizden daha düşük zekâya
sahip olanlar benden daha ayrıcalıklıdırlar. Hangi meziyetleri ve vasıfları ile
böyledirler? Onlar diledikleri gibi hareket ediyorlar, istedikleri gibi
konuşuyorlar ve kimse bir şey diyemiyor ama biz aynı şekilde yaşamak istersek
önümüzde demirden dağlar yükseliyor. Onlardan fazlamız var, eksiğimiz yok ama
onlar sanki babalarının çiftliğindeymiş gibi hareket ediyorlar ve bizleri de
marabaları gibi görüyorlar. Vatanı onlardan daha çok seviyorum. Milleti
onlardan daha çok düşünüyorum. Devletse onların devleti değil. Bilakis devlet
onları korumaktadır, bendenizi korumadığı kadar. Toprak derseniz bağlılığımın
milyonda biri kadar bağlı olduklarını sanmıyorum. Onlar çıkarları olmasa
insanlığı yok edebilirler, velakin bendenizse insanlığın çıkarları uğruna gücüm
kifayet etse her şeyi yapabilirim. Tanrı’nın indinde inanıyorum ki, şu anki
duruşumla onlardan daha muteberim. Zira insantekinin gerçek değerini ancak
Tanrı bilebilir. Onur, karakter, kişilik, haysiyet, hassasiyet, hissiyat
derseniz yakınımdan bile geçemezler. Çendan ilk bilince eriştiğim andan, şu
cümleleri yazdığım ana değin ki hayatım için bunu pervasızca ifade edebilirim.
Münhasıran politikacılarla kıyaslama yapıyorum, yanlış anlaşılmasın lütfen.
Hülasa, onlar kimdir bilemem ama onlardan daha ziyade insanım. Peki, niçin
bendenize köleymişim gibi davranılır da, bunlar sanki üst insanmış (((ki, alt
insan olabilsinler önce))) ve her şey bunların haklarıymış gibi bir hayat
sürerler? Ki, dahası, herkesin hayatına müdahale edip, haklarına metazori
çöküp, hayatları cehenneme çevirirler? En yüce değerleri bile menfaatleri
uğruna yerle yeksan eylerler, kendilerinin yerle yeksan olmamaları için. Sanki
her şey kendilerininmiş gibi davranırlar? Bu nasıl kabil olabilmektedir? Ve
insançocukları böylesi bir paradoksu nasıl olurda kanıksayabilirler,
sindirebilirler? Yerin dibine batsın böylesi bir hayat. Önce farkınızı görelim
ki, ayrıcalıklı oluşunuza dair; gerçekten bir altyapısı varmış diyelim ve
yerimizi bilelim. Böylesi bir ayrımcılığa kesinlikle HAYIR diyorum. Çünkü ruhum
ve beynim kusuyor bunu. Zira bendenizden zerre kadar üstünlüğünüz yok ama
sizlerden daha üstün olduğum mutlak ve muhakkaktır. Ve bendenizden üstün
olmayanların kölesiymişim gibi hissetmeyi ve böylesi bir yaşama mahkûm edilmeyi
zül addediyorum. Geri zekâlı da değiliz, neyin, nasıl, ne adına, ne şekilde, ne
sebeple işlediğinin farkında olmayacak kadar.
ÖZ HÜRRiYET TALEBİ...
Özgür DENİZ - 11.07.2020
Tarih: 11.07.2020
Okunma: 379
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.