HAYALİMİZ VARDI...

Özgür DENİZ - 16.07.2020

Bir hayalimiz vardı. Cennet gibi bir dünyayı hayal ediyorduk. Ve o hayali Tanrı koymuştu içimize. O hayale kavuşmak için yaşıyor, savaşıyorduk.  Kahrolasıca rezil gerçekler ve o gerçekleri hedef bilmiş sefiller, hayallerimizin üzerine kezzap gibi yapıştı ve mahvettiler hayallerimizi. Düşleri olmayanlar düşlerimizin üzerine kezzap döktüler ve bir daha düş kuramaz olduk. Ortak dertlerimiz, sevinçlerimiz, acılarımız olsun istemiştik; hep birlikte üstesinden geleceğimiz. Ve yine hep birlikte yaşayalım sevinçlerimizi, mutluluklarımızı. Saçları okşanmamış tek bir çocuk kalmasındı o dünyada. Yüzlerimiz birlikte gülsün, gözlerimiz birlikte ağlasın istemiştik. Üzerinde yaşadığımız toprakların tek bir parçası bile kimseye ait olmasındı, herkese ait olsundu ki, herkes gönlünce yaşayabilsindi bastığı topraklar üzerinde. Birileri yaşarken, birileri ölmesindi; birileri kusasıya değin yerken, birileri kanları çekilesiye değin aç kalmasındı; birileri hayvanlar gibi tepinirken ve eğlenirken, birileri gözleri boşlukta acılar içinde kıvranmasındı. Topraklarında insanca yaşamak için bedel ödemek zorunda kalmasındı kimse. Ne ezen olsundu, ne de ezilen, herkes bir olsundu, kardeş olsundu ve insanca bir yaşam olsundu. İnsanca ve hakça bir düzen olsundu ve o düzende herkes mutlu mesut yaşasın gitsindi. Sosyal adalet bihakkın tahakkuk etsindi. Birlikte üretelim, birlikte tüketelim diye hayal etmiştik. Terlerimiz, yaşlarımız, kanlarımız birlikte aksın demiştik toprağa ve emeğimiz birleşsin ki, görkemli geleceğimizi ortak emeğimiz inşa etsin istemiştik. Birimizin tırnağı acısa, o acıyı hep birlikte duyumsayacağımız bir dünyamız olsundu dileğimiz. Birbirimizin yaralarını iyileştiren, acılarını dindiren merhem olabilelim diye düşlemiştik. Kimse kimseyi hor görmesindi ve utanacak şeyler yapmasındı kimse. Bir tarağın dişleri gibi eşit olmayı arzuluyorduk. Kimseden ne üstün, ne alçak ama herkesle yan yana olalım istiyorduk. Yaşadığımız ülkenin sokaklarında evsizler diye bir tanımlamayı yaratacak insanlar olmasındı. Kimse açlıktan ölmesindi, kimse hakkını almak için savaşmak gibi bir mahkûmiyete maruz kalmasındı. Çocuklar ayakkabısız olmasındı. Karanlık bir dünyanın gülümseyen çocukları olsundu çocuklar ve gülen yüzleriyle aydınlatasınlardı karanlığa boğulan ve zifiri karanlığın içine gömülmekte olan dünyamızı. Gülmeden ölen bulunmasındı. Hak eden, hak ettiğine doğal şekilde kavuşsundu. Kimse, hak edene, hak ettiğini vermek için kendine köle yapmaya çalışmasındı. Kula kulluk olmasındı. Hazinler birilerinin koruması, birilerinin de azabı olmasındı. Evsiz, bineksiz, düşsüz, sevgisiz olmasındı kimse. Gülümseyen bir dünyanın güler yüzlü çocukları olsundu çocuklar. Prangaları olmasındı o dünyanın, herkes birlikte tutsak, birlikte özgür olsundu olacaksa da. Duvarları olmasındı insanları sınıflara ayıran, insanların aralarına sınır koyan ve birbirine hasret bırakan. Ve silah tutan eller olmasındı, o ellerle tutulacak silahlardan çıkıp masum canları alan kurşunlar yuvasında kalsındı. Canlar apansız düşüp toprağa, yitip gitmesindi. Herkes alın teri dökerek mümbitleştirsindi toprağı, alın teri dökülmeden kazanılan hiçbir şey olmasındı. Her tarafı yeşillikle kaplı olsundu, her tarafından hayat fışkıran pınarlar aksındı o ülkenin toprağının. Hayvanlar bile huzur bulsundu, nefes alabilsindi. Çiçekler ezilmesin, kuşlar yuvasız kalmasındı. Doğan günde, bir dilim ekmekte bölüşülsün istemiştik. Ellerimiz birleşsin, dillerimiz aynı türküyü terennüm etsin diye düşlemiştik. Ucuz ölümler olmasın istemiştik. Ölümler bile yakışsın istemiştik canlara. Nefret sevgiye, barış savaşa, iyilik kötülüğe galip gelsin ki, cennet misali olsundu o ülke. Herkes yaşatmak için yaşasındı orada. Ölümlerden mutlu olan tek kişi olmasındı. Herkes kendisine bir armağan olarak sunulmuş hayatı doya doya yaşasındı ve ruhunu derin bir dinginlikle teslim edip, gözünü huzur içinde kapasındı dünyaya.

Tarih: 16.07.2020 Okunma: 508

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?