Bir hayalimiz vardı. Cennet gibi bir dünyayı hayal ediyorduk.
Ve o hayali Tanrı koymuştu içimize. O hayale kavuşmak için yaşıyor,
savaşıyorduk. Kahrolasıca rezil
gerçekler ve o gerçekleri hedef bilmiş sefiller, hayallerimizin üzerine kezzap
gibi yapıştı ve mahvettiler hayallerimizi. Düşleri olmayanlar düşlerimizin
üzerine kezzap döktüler ve bir daha düş kuramaz olduk. Ortak dertlerimiz,
sevinçlerimiz, acılarımız olsun istemiştik; hep birlikte üstesinden
geleceğimiz. Ve yine hep birlikte yaşayalım sevinçlerimizi, mutluluklarımızı.
Saçları okşanmamış tek bir çocuk kalmasındı o dünyada. Yüzlerimiz birlikte
gülsün, gözlerimiz birlikte ağlasın istemiştik. Üzerinde yaşadığımız
toprakların tek bir parçası bile kimseye ait olmasındı, herkese ait olsundu ki,
herkes gönlünce yaşayabilsindi bastığı topraklar üzerinde. Birileri yaşarken,
birileri ölmesindi; birileri kusasıya değin yerken, birileri kanları çekilesiye
değin aç kalmasındı; birileri hayvanlar gibi tepinirken ve eğlenirken, birileri
gözleri boşlukta acılar içinde kıvranmasındı. Topraklarında insanca yaşamak
için bedel ödemek zorunda kalmasındı kimse. Ne ezen olsundu, ne de ezilen,
herkes bir olsundu, kardeş olsundu ve insanca bir yaşam olsundu. İnsanca ve
hakça bir düzen olsundu ve o düzende herkes mutlu mesut yaşasın gitsindi. Sosyal
adalet bihakkın tahakkuk etsindi. Birlikte üretelim, birlikte tüketelim diye
hayal etmiştik. Terlerimiz, yaşlarımız, kanlarımız birlikte aksın demiştik
toprağa ve emeğimiz birleşsin ki, görkemli geleceğimizi ortak emeğimiz inşa
etsin istemiştik. Birimizin tırnağı acısa, o acıyı hep birlikte
duyumsayacağımız bir dünyamız olsundu dileğimiz. Birbirimizin yaralarını
iyileştiren, acılarını dindiren merhem olabilelim diye düşlemiştik. Kimse
kimseyi hor görmesindi ve utanacak şeyler yapmasındı kimse. Bir tarağın dişleri
gibi eşit olmayı arzuluyorduk. Kimseden ne üstün, ne alçak ama herkesle yan
yana olalım istiyorduk. Yaşadığımız ülkenin sokaklarında evsizler diye bir
tanımlamayı yaratacak insanlar olmasındı. Kimse açlıktan ölmesindi, kimse
hakkını almak için savaşmak gibi bir mahkûmiyete maruz kalmasındı. Çocuklar
ayakkabısız olmasındı. Karanlık bir dünyanın gülümseyen çocukları olsundu
çocuklar ve gülen yüzleriyle aydınlatasınlardı karanlığa boğulan ve zifiri
karanlığın içine gömülmekte olan dünyamızı. Gülmeden ölen bulunmasındı. Hak
eden, hak ettiğine doğal şekilde kavuşsundu. Kimse, hak edene, hak ettiğini
vermek için kendine köle yapmaya çalışmasındı. Kula kulluk olmasındı. Hazinler
birilerinin koruması, birilerinin de azabı olmasındı. Evsiz, bineksiz, düşsüz,
sevgisiz olmasındı kimse. Gülümseyen bir dünyanın güler yüzlü çocukları olsundu
çocuklar. Prangaları olmasındı o dünyanın, herkes birlikte tutsak, birlikte
özgür olsundu olacaksa da. Duvarları olmasındı insanları sınıflara ayıran,
insanların aralarına sınır koyan ve birbirine hasret bırakan. Ve silah tutan
eller olmasındı, o ellerle tutulacak silahlardan çıkıp masum canları alan
kurşunlar yuvasında kalsındı. Canlar apansız düşüp toprağa, yitip gitmesindi.
Herkes alın teri dökerek mümbitleştirsindi toprağı, alın teri dökülmeden
kazanılan hiçbir şey olmasındı. Her tarafı yeşillikle kaplı olsundu, her
tarafından hayat fışkıran pınarlar aksındı o ülkenin toprağının. Hayvanlar bile
huzur bulsundu, nefes alabilsindi. Çiçekler ezilmesin, kuşlar yuvasız
kalmasındı. Doğan günde, bir dilim ekmekte bölüşülsün istemiştik. Ellerimiz
birleşsin, dillerimiz aynı türküyü terennüm etsin diye düşlemiştik. Ucuz
ölümler olmasın istemiştik. Ölümler bile yakışsın istemiştik canlara. Nefret
sevgiye, barış savaşa, iyilik kötülüğe galip gelsin ki, cennet misali olsundu o
ülke. Herkes yaşatmak için yaşasındı orada. Ölümlerden mutlu olan tek kişi
olmasındı. Herkes kendisine bir armağan olarak sunulmuş hayatı doya doya
yaşasındı ve ruhunu derin bir dinginlikle teslim edip, gözünü huzur içinde
kapasındı dünyaya.
HAYALİMİZ VARDI...
Özgür DENİZ - 16.07.2020
Tarih: 16.07.2020
Okunma: 526
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.