Nasıl ki, hakikatin sınırı, sınıfı, yurdu, kimliği yok ve
hakikat her yüreğe sızmak ister ve o yüreği mümbitleştirmek, aydınlatmak ister,
tıpkı bunun gibi her insan da hakikati her yüreğe ulaştırmakla yükümlüdür, işte
sende insan kimliğinle bir dünya vatandaşısın aynı zamanda, çünkü münhasıran
kendi vatanındakilerden değil tüm ruy-i zemindeki insanlardan sorumlusun, zira
bir kişinin kötülüğü tüm insanlığı kötü, bir kişinin iyiliği tüm insanlığı iyi
yapabilir, binaenaleyh tüm insanlığa hakikati ulaştırmak istersin, işte tam da
bu yüzden aynı zamanda bir dünya vatandaşısın, çünkü dünyadaki tüm insanların
hakikate ihtiyacı vardır. Nasıl tüm insanlar aynı zamanda tek bir insansa, her
bir devlette tek bir devlet, her bir vatan tek bir vatan, her bir din tek bir
dindir. Burada olguyu derinlemesine ve mahreçlerine göre çözümlemek ve anlamak
icap eder, ondan sonrası kolaydır. Teklik, çokluğun yokluğu ya da yok olması
demek değildir. Elbette farklılıklar yine olacaktır ama o farklılıklar her bir
farklılığın farkında olmamayı ve o farklılıklardan muhteşem bir harmoni meydana
getirmeyi engellemez. Asıl muhteşem olan bütüne bakınca farklılıkları
görebilmektir, farklılıklarda takılıp kalıp bütüne ulaşmanın önünü kesmek
değildir. Sen insansın ve en büyük kimlik insan kimliğine sahip olmaktır,
kimlikte parçalandığın vakit, birliğinin altına dinamit döşemiş olursun,
birliğin giderse, kuvvetin, dirliğin, varlığın tehdit ve tehlike altında olur.
Düşman tüm dünyayı sarmış, kuşatmış, esir almış, münhasıran kendi dünyana
gömülerek onunla savaşamazsın, kendi içinde kalarak, kendi kalıplarında
donarak, kendi evinde mutlu olduğunu sanarak, insanlığın en büyük düşmanının
işgaline nihayet veremezsin. Elbette içinde galip olacaksın ve içinde galip
olanlarla ittifak edeceksin ki, emperyalizm gibi insanlığın en büyük düşmanını
yenebileceksin. Emperyalizm senin düşmanındır ve o düşmanı alt etmedikçe, onu insanlığın
tüm topraklarından sürmedikçe, onun kara defterini dürmedikçe, onun varlığına
müzahir olan virüsleri öldürmedikçe gülmek haramdır sana, yasaktır, bunu asla
unutma, kendin uyuma, düşmanını da asla uyutma. Ama bu demek değildir ki, kendi
içinde boğulup kalacaksın, hayır, sen içinde ki denizi uyandırdın mı,
dışarıdaki denizlere açılacaksın ve insanlık dünya denizinde özgürce kulaç
atmaya başlayana dek sürdüreceksin savaşını. Tek bir insan bile emperyalizmin
kanlı çizmeleri altında eziliyorsa da dünyanın herhangi bir yerinde, onun
vebali senin boynundadır. Zira dünyanın tek bir denizi kirlendiği vakit, tüm
denizlerinin kirlenmesi muhakkaktır ve kirli bir denizde yaşamak muhaldir.
Sadece senin yurdun değildir emperyalizmin kıskacında can çekişen, sadece senin
işçin değildir ezilen, senin köylün değildir kan ağlayan sadece, senin devletin
değildir işgale uğramış olan devlet ve ücretli kölelik kıskacında can çekişen
senin memurun değildir sadece, emperyalizm için atılan kurşun senin kurşunun
değildir sadece, dünya insanlığının hali pür melalidir bu. Öyleyse kendini
görmesin sadece gözün, kendini anlatmasın sözün sadece, sen bir dünya
vatandaşısın bir yerde. Emperyalizm, öyle tek başına alt edilecek bir şeytan
değildir. O bir ahtapot gibidir tüm ruy-i zemini sarmış, tüm insanlığı
kuşatması altına almış ve insanlığın ortak zenginliklerine birden el koymuş.
Onu ya hep birlikte yeneceğiz ya da tek tek ona yenileceğiz. Öyleyse
emperyalizme bütün olarak karşı çık ve kavganda tüm gövdeni ortaya koy, kucakla
herkesi, ayırma kimseyi. Ayırmak kötüdür, ayrı düşmek tuzağa düşmektir. Ya ayrı
yönlere düşüp paramparça olup tükenip gideceksin ya da birleşik gücünden doğan
sıkı kuvvetinle emperyalizmin tepesine bir balyoz gibi ineceksin.
BİR ŞİİR
ÇOCUKLAR
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil,
Onlar kendi yolunu izleyen Hayat’ın oğulları ve kızları.
Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler
Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.
Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil.
Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.
Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil.
Çünkü ruhlar yarındadır,
Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz.
Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları
Kendiniz gibi olmaya zorlamayın.
Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur.
Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış
oklar.
Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür
Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar.
Okçunun önünde kıvançla eğilin
Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar
Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.
Halil
Cibran