Emrolunduğun gibi dosdoğru olmak. Haksızlık karşısında susup
dilsiz şeytan olmamak. Zalimler karşısında hakkı haykırmak. Büyük insanlığın
onuru için cihat etmek. İşte insan olmanın, insanım diyebilmenin ve insanca
yaşamanın mutlak ve muhakkak önkoşullarıdır bu ulvi umdeler. Öyleyse ey kahpe,
kalleş ve vahşi düzen, bu temellerde sana başkaldırıyorum ve hukuki temellerde
insanca mücadele ediyorum. Zira insanın düştüğünü ve onurunun yerlerde
süründüğünü müşahede ediyorum. Elbette gücümün de fevkindeyim ve
kaldırabileceğimi düşündüğüm kadar yükü sırtlamaya çalışıyorum. Keşke herkeste
taşıyabileceğini düşündüğü kadar yükü sırtlayıp taşımaya çalışsa, bencil olmasa,
ikbal peşine düşmese, mülk maymunu olmayı bıraksa, koltuğa tapmasa, senlik
benlik kavgasıyla zamanı öldürmese, hukuku çiğnemese ve çiğnetmese, hakkı ve
hakikati örtmese, yapması gereken bir şey varsa onu yapmaktan imtina etmese.
Çünkü kaybedilen hiçbir şeyin geri gelme imkânı ve ihtimali olmuyor ve yokta.
Geç ve güç olmadan da olacak bir şey varsa olmalıdır. Kimse, hiçbir mekanizma
kahpelik etmesin. Ne devlet düşmanıyım, ne vatan hainiyim, ne insanlığı
birbirine karşı tahrik eden provokatörüm. Münhasıran onurumun ve kesinlikle hak
ettiğim onurlu yaşamanın kavgasındayım. Kör değilim, köle değilim, kul değilim.
Uyumuyorum ve uyumayacağım. Özgür bireyin ve bireyin özgürlüğü uğruna kavga
veriyorum. Özgürlüğün olmadığı vakit, malın da, mülkün de, gücün de, makamın da
beş para etmeyeceğini çok iyi biliyorum. Bu yüzden bu kavgadan taviz
verilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Öyleyse diyorum ki, ey insançocukları!
Özgürlüğün pazarlığı olmaz ve özgürlüğün bedeli ağırdır, özgürlüğünüzü hiçbir
şeye satmayın ve behemehâl özgürlüğünüzü savunun. Zira mal, mülk, paye, güç,
makam sunarak, insanların, onurlarından ve insan onuruna yaraşır yaşam
kavgasından feragat etmelerini istiyor düzen.
Yapacak mısınız bunu? Ama bu olmayacak. Zaten bu yüzden de hiçbir vakit
dünyaya tamah etmedim, kula minnetim olmadı, başımı eğmedim, el etek öpmedim.
Badema da bu gerçekleşmeyecek. Her daim önce insanlığım ve hürriyettim dedim.
Herkesi körleştirmiş ve köleleştirmişsin, götürüp karanlık bir kuyuya atmışsın.
Ama birgün o kuyudan çıkacaklar ve gerçeği görecekler kuyudakiler. Umarım geç
olmaz. Gerçekten hiç düşünmüyoruz, tek bir sorumuz bile yok, sorgulamada
bezimiz yok. Bunu farkında olarak söylüyorum. Çünkü yazılanları, çizilenleri ve
yazılanlara, çizilenlere karşı söylenenleri biliyorum. Dünü biliyorum, bugünü
yaşıyorum, yarını görüyorum. O kadar sığız ki, trajikomik bir halimiz var fikri
boyutta. Çünkü bir fikrimiz yok, varolduğuna inanıyoruz o kadar. Şüphe
etmeliyiz, düşünmeliyiz, sormalıyız ve sorgulamalıyız. Bunu behemehâl
yapmalıyız.
NE EZİLEN, NE EZEN, İNSANCA HAKÇA BİR DÜZEN...7...
Özgür DENİZ - 07.08.2020
Tarih: 07.08.2020
Okunma: 432
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.
İsmail Hakkı Cengiz
07.08.2020 - 13:19
"Mülk maymunu olmak", "özgürlüğün pazarlığı olmaz" özgün ve çarpıcı vurgulamalar. Kalemine, yüreğine sağlık. Değerli yazını Twitter''da paylaştım. Selâmlar...
Özgür Deniz
07.08.2020 - 18:24
Tüm kalbimle bilincimle sonsuz teşekkürler saygıdeğer Paşam. Aynı duygu ve düşünce ile kalben bilmukabele inşaAllah. Derin saygılar.