NE EZİLEN, NE EZEN, İNSANCA HAKÇA BİR DÜZEN...8...

Özgür DENİZ - 08.08.2020

Öyle bir düzen inşa edilmiş ki ve o düzen öyle temeller üzerine inşa edilmiş ki, o düzene hayır demek bile büyük bir tehdit ve tehlike olarak addedilmiş. Çünkü o düzen çökerse, onunla birlikte her şeyin çökeceği algısı kazınmış beyinlere. O düzen; devletle, vatanla, cumhuriyetle, dinle, bilumum ortak ve kök değerlerle eşitlenmiş, böylece düzene başkaldırmak, düzeni tenkit etmek, ortak olgulara hainlik etmek olarak lanse edilmiş. Nihayetinde de herkesi mankurtlaştırarak köleleştirmeyi ve kullaştırmayı başarmış. Artık açık hapishaneler olan kurumlar ihdas etmiş ve herkesi de o hapishanelerde özgür tutsaklar kılmış. Size biraz para, bir ev, bir araba, küçükte olsa makamlar, payeler bahşediyorum, tepe tepe kullanın ama hiçbir şeyi de sorgulamayın, hak aramayın, hürriyet istemeyin, itaat edin rahat edin demiş zımnen. Vatan, adeta efendilerin çiftliği olmuş. Denenmedik hiçbir şey bırakmamış, denenmemiş olanları da yasaklamakta hatta düşünülmesini bile engellemekte bekasını görmüş. Şunu şunu olabilirsin, şuraya şuraya dâhil, ait olabilirsin ama asla şöyle şöyle olup, oraya buraya dâhil, ait olamazsın diye dikte etmiş. Zamanla artık kimse istediği yere dâhil olamaz, kendini özgürce ifade edemez, hakkını isteyemez duruma gelmiş. Yüreklere ve zihinlere öyle bir korku dercedilmiş ki söküp atabilen yiğit öğünsün. Ve o korku, düzenin efendilerinin ekmek kapısı olmuş. Kölelerin de açlıklarının sebebi. Bu kahpe, kalleş ve vahşi düzen nasıl inşa edilmiş, nasıl yürümüş, nasıl yürüyor çıkıp söyleyen yok. Söyleyebilme imkânı olanların da işine gelmiyor söylemek. Bu düzen efendilere ve dalkavuklarına çalışıyor. Halkı ise acı, sefalet, cehalet, esaret içinde ölüme terk ediyor. Bu düzen öyle çobanlar bulmuş ve bulmaya devam ediyor ki, sanki büyülenmişçesine herkes onların önünde hizaya geçiyor. Büyük rantlar elde ediliyor, büyük vurgunlar vuruluyor kimsenin ruhu duymuyor, duyan da umursamıyor. Tahmin edilemeyecek bir adaletsizlik ve hak gaspı var ama kimsenin gördüğü yok, çünkü herkes kör. Bilakis aydınlık rahatsızlık verir olmuş. Yalan hakikati, karanlık aydınlığı, esaret hürriyeti, cehalet aklı ölüme terk etmiş. Alışıldığı için adaletsizlik, eşitsizlik, vurgun, talan yok sanılıyor. Zira böyle yapılan hiçbir şey böyle görülmüyor. Gayet normal bir şey olarak, olması gereken bir şeymiş gibi görülüyor. Bir kişinin hakkının çalınması, çalınması gerektiği için çalınıyor olarak anlaşılmış. Bu düzen her yere mutemet elemanlarını monte ediyor ve onlar tavassutu ile çarkını kolayca döndürüyor. Bir tarafa yerleştireceği adamın, önce adamın yerleştirileceği yere muhalif olan taraflarca iyice dövülmesini sağlıyor, ki monte etmek sancısız olsun. Yerleşeceği yerdekiler de ortaya koyduklarından dolayı zaten onu savunuyor. Ya da her yere eşit mesafede duran bir adamı nereye yerleştirecekse, ona, önce uygun sözleri söyletiyor, hareketleri sergiletiyor, biraz hırpalanması sağlanıyor, sonra da yerleştiriyor. Kalıcı bir neticesi olmayan ve yüz güldürmeyen değişimlerle halkı avutuyor. Taktikleri öyle inceden işlevselleştiriyor ki, kimsenin ruhu bile duymuyor. Zihinler zaten artık işlevini yitirdiği için ihsas etme imkânı bile yok işlerin nasıl döndüğünü. Her şeyi berbat ederek yürüyor düzenin çarkı, her şeyin güzel olabilme imkânı varken. Ama kirli bir düzenin çarkı temiz bir ortamda yürümez deyil mi? Öyleyse ortam kirletilebilir ama temiz tutulamaz. Herkes düzenin iyi olduğunu düşünüyor, kendisine yol verince. Oysa o yol düzene hizmet vermek için açılıyor ama herkes istediğini yapabileceğini zannediyor. Zamanla öyle alışıyor ki, hayalinde olanın tersi olsa bile artık hayal kırıklığına uğramıyor. Çünkü düzen tarafından iyi besleniyor. Beslendikçe, beslendiği yeri beslemesi gerektiğine inanıyor ve artık beslemekten haz alır duruma geliyor. Nihayet, düzenin köpeği olmak gayet normal bir hal alıyor, böyle olan da hiçbir rahatsızlık duymaz hale geliyor. Zira bu bir yaşam tarzına ve karaktere dönüşüyor. Başka bir dünya hayali kuranlar, denenmemişi denemek peşine düşenler, özgürce düşler kurmayı ve kurdukları düşlere kavuşmayı bekleyenler, insan onuruna yaraşır bir düzen arzulayanlar, hak ettikleri hayatı isteyenler lanetliktir artık!

Tarih: 08.08.2020 Okunma: 467

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?