Niye sormuyoruz? Niye sorgulamıyoruz? Niye hiç şüphe
etmiyoruz? Niye hakkımızı aramıyoruz? Niye efendilerin inisiyatiflerine
bırakıyoruz hayatımızı, yarınlarımızı? Niye itiraz etmiyoruz? Niye isyan
etmiyoruz? Niye hakkımız olan yaşamı istemiyoruz? Çünkü hürriyet umurumuzda
değil. Çünkü insanlık onuru umurumuzda değil. Çünkü yaşamak sevincini hak etmiş
olmamız umurumuzda değil. Çünkü benzerlerimize yapılanlar, reva görülenler
umurumuzda değil. Çünkü emeğin sömürüsü umurumuzda değil. Çünkü birlikte insan
gibi yaşamaktan haz almıyoruz ama tek başımıza köpekçe yaşamayı
sindirebiliyoruz. Çünkü kaybetmekten, vazgeçmekten hazzetmeyeceğimiz şeyler
elde etmişiz. Umurumuzda olan tek şey; bize, insanlığımız, onurumuz ve
hürriyetimiz mukabilinde verilmiş olanlar. Onlar elimizden çıkarsa yaşayamayız
zannediyoruz. Zira onlarla ancak insan olabildiğimizi, olabileceğimizi
düşünüyoruz. Hayatımızı ve insanlığımızı görsellik esir almış zira. Konfor,
haz, hız peşindeyiz. Masa, kasa, nisa altında can çekişiyoruz. Çocukken
işleniyor ruhumuza ve beynimize her şey ve ruhumuz, beynimiz o gün satın
alınıyor. Artık gövdemiz emirlerine amadedir efendilerin. Bizler, efendilerin
çiftliklerinde onların marabalarından başka hiçbir şey değiliz. Ve bunu
kanıksamışız, onların önümüze koyduklarına eyvallah ediyoruz. Doğduğumuz, ekip
biçtiğimiz, gülüp oynadığımız, terimizi-yaşımızı-kanımızı-emeğimizi
karıştırdığımız, uğruna can verdiğimiz ve yine bir gün ölüp cesedimizin gömüleceği
topraklarımızda bir hiçiz. Feragat ettiğimiz ve fedakârlıkta bulunduğumuz, eşek
gibi çalıştığımız, köpek gibi sadık olduğumuz müddetçe insan sayılırız,
sayılmaktayız. Ama buna eyvallah etmekte de hiçbir mahzur görmüyoruz. Bizden
çalınanları geri almaya cesaretimiz yok. Hatta istemeye bile cesaretimiz yok.
Göz göre göre haklarımız gasp ediliyor ve acılardan acılara sürgün ediliyoruz
ama susuyoruz. Bizim üzerimizden yaşayanları izlemekle iktifa ediyoruz. Siz
öyle yaşarken biz niye böylesi bir yaşama mahkûmuz diye soramıyoruz. Bir kez,
sadece bir kez niye böyle diye soruverebilsek belki de her şey değişecek ama
cüret edemiyoruz. Zavallı insan ve tiksinç bir hayat ama kabul ediyoruz.
NE EZİLEN, NE EZEN, İNSANCA HAKÇA BİR DÜZEN...9...
Özgür DENİZ - 09.08.2020
Tarih: 09.08.2020
Okunma: 416
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.