NE EZİLEN, NE EZEN, İNSANCA HAKÇA BİR DÜZEN...9...

Özgür DENİZ - 09.08.2020

Niye sormuyoruz? Niye sorgulamıyoruz? Niye hiç şüphe etmiyoruz? Niye hakkımızı aramıyoruz? Niye efendilerin inisiyatiflerine bırakıyoruz hayatımızı, yarınlarımızı? Niye itiraz etmiyoruz? Niye isyan etmiyoruz? Niye hakkımız olan yaşamı istemiyoruz? Çünkü hürriyet umurumuzda değil. Çünkü insanlık onuru umurumuzda değil. Çünkü yaşamak sevincini hak etmiş olmamız umurumuzda değil. Çünkü benzerlerimize yapılanlar, reva görülenler umurumuzda değil. Çünkü emeğin sömürüsü umurumuzda değil. Çünkü birlikte insan gibi yaşamaktan haz almıyoruz ama tek başımıza köpekçe yaşamayı sindirebiliyoruz. Çünkü kaybetmekten, vazgeçmekten hazzetmeyeceğimiz şeyler elde etmişiz. Umurumuzda olan tek şey; bize, insanlığımız, onurumuz ve hürriyetimiz mukabilinde verilmiş olanlar. Onlar elimizden çıkarsa yaşayamayız zannediyoruz. Zira onlarla ancak insan olabildiğimizi, olabileceğimizi düşünüyoruz. Hayatımızı ve insanlığımızı görsellik esir almış zira. Konfor, haz, hız peşindeyiz. Masa, kasa, nisa altında can çekişiyoruz. Çocukken işleniyor ruhumuza ve beynimize her şey ve ruhumuz, beynimiz o gün satın alınıyor. Artık gövdemiz emirlerine amadedir efendilerin. Bizler, efendilerin çiftliklerinde onların marabalarından başka hiçbir şey değiliz. Ve bunu kanıksamışız, onların önümüze koyduklarına eyvallah ediyoruz. Doğduğumuz, ekip biçtiğimiz, gülüp oynadığımız, terimizi-yaşımızı-kanımızı-emeğimizi karıştırdığımız, uğruna can verdiğimiz ve yine bir gün ölüp cesedimizin gömüleceği topraklarımızda bir hiçiz. Feragat ettiğimiz ve fedakârlıkta bulunduğumuz, eşek gibi çalıştığımız, köpek gibi sadık olduğumuz müddetçe insan sayılırız, sayılmaktayız. Ama buna eyvallah etmekte de hiçbir mahzur görmüyoruz. Bizden çalınanları geri almaya cesaretimiz yok. Hatta istemeye bile cesaretimiz yok. Göz göre göre haklarımız gasp ediliyor ve acılardan acılara sürgün ediliyoruz ama susuyoruz. Bizim üzerimizden yaşayanları izlemekle iktifa ediyoruz. Siz öyle yaşarken biz niye böylesi bir yaşama mahkûmuz diye soramıyoruz. Bir kez, sadece bir kez niye böyle diye soruverebilsek belki de her şey değişecek ama cüret edemiyoruz. Zavallı insan ve tiksinç bir hayat ama kabul ediyoruz.

Tarih: 09.08.2020 Okunma: 416

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?