Bu düzen; paralı, kravatlı, silahlı mafyaların düzenidir.
Biri servetiyle, biri makamıyla, biri de silahıyla hep birlikte kurdukları
lanetli sömürü çarkını döndürürler. Öğütülen ise; halkın teri, yaşı, kanı,
emeği, düşleri, umutları ve yarınlarıdır. Kimlerin itibara seza görüldüğü
iddiamızın ispatıdır. Bunlar masayı kurarlar, kurdukları masaya birbirlerine
düşman olsalar da birlikte otururlar ve yine tek düşmanları olan halka karşı
kararlar alırlar. Yaptıkları hiçbir işte, halkın bir gram katkısı ve menfaati
yoktur. Bugün, beyniyle ve emeğiyle çok güzel yerlere gelmiş olan, muazzam
potansiyeli bulunan ve hizmet etme imkânı olan bir halk çocuklarının zerre
miskal itibarı olmazken hatta bir hiç uğruna çoğu zaman hayatları cehenneme
döndürülürken, bunlardan birinin ise her ne yaparsa yapsınlar ne derece de
saygı gördükleri hayatın acı bir gerçeğidir. Halkın kim olduğu, ne düşündüğü,
duyguları, nasıl yaşadığı bunların umurlarında bile olmaz. Bu üçlü şebekenin
yörüngesinde döner her şey ve her şeye bu şebeke karar verir. Bunlarda da,
izan, insaf, vicdan bulunmaz. Bunlarda akıl ve duygu da olmaz. Bunların
sığındıkları, güvendikleri, dayandıkları ve onunla yol aldıkları yegâne şey;
merhametten arınmış güçleridir. Zevahire baktığınızda baya insan siluetlerini
görürsünüz ama batında insanlıkla hiçbir iltisakları yoktur. Her şeyi var eden
bunlardır ama var ettiklerini yok ediyormuş gibi algı yaratan da bunlardır. Yaptıkları
kötülükler kendi elleriyle değildir, illa bir düşman eli vardır, çünkü bu martavalı
yiyecek ve yutacak bir halk vardır. Böylece kendi beyinsizliklerini gizlerler. Yani
hem hastalığı üretirler hem de güya merhemi bulmak istiyorlarmış gibi poz verip
şirin görünmeye çalışan da bunlardır. Suçu ve suçluyu ortaya çıkaran da, o suçu
yok etmeyen, suçluları tecziye etmeyip zımnen onlara müzahir olanlarda
bunlardır. Çünkü suçlardan beslenirler, suçlular var diye güçlüdürler. Bu düzen
şeksiz ve şüphesiz olarak hürriyet, adalet ve insanlık düşmanı bir düzendir. Bu
düzen katıksız bir şekilde kahpe ve kalleş bir düzendir.
Bu düzen, üzerinde çok büyük veballer taşıyan bir düzendir.
Bu düzenin yaptıklarını tensip edenler, ettiklerinin hesabını nasıl verecekler
gerçekten merak etmiyor değilim. Hayatında bir karıncayı bile incitmemiş, bir
tek benzerine zerre kötülük ve kahpelik etmemiş, hakikatten başka hiçbir şeyi
şiar edinmemiş ve hakikatten başka da hiçbir şeye bağlanmamış, ki bağlanmayı öz
hürriyetine mugayir görmüş ve ihanet addetmiş kaç insan vardır hayatları resmen
cehenneme döndürülmüş, bayramları zehir edilmiş, gövdelerine dert nüfuz etmiş?
Kim verecek, nasıl verecek bunun hesabını? İşte bu derecede alçaktır ve veballi
bir düzendir bu düzen. Vicdanı olmayan bir düzendir. Gücünü zalimlikten, adaletsizlikten
alan bir düzendir. Bu düzenin bir ucundan tutup, bu düzen tarafından beslenip,
bu düzene gönüllü olarak hadim olanlar bu veballere ortak olmuyorlar mı acaba?
Sonra da herkesin bayramı kutlanmalıymış, hadi ordan. Herkesin bayramını
kutlamak, bayramının kutlanmasını hak edenlere ihanet değil midir? Çendan benim
böylesi bir insanlığım yoktur. İnsan olacaksın önce. Olamıyorsan da cehennem
olup gideceksin pezevenk. Bu düzen herkesi bir yere ait olmaya zorlayan, ait
olmayanları zımnen onaylamayan ama ne hikmetse ait olanları da günü geldiğinde
niye aitsin diye cezalandıran bir düzendir. Gözünün önünde duran zalimliği
reddetmeyip tasvip eden kimdir? Hangi gözle bakmalıyız böylesi bir köpeğe? İşte
bu yüzden kof sözlere, kallavi nutuklara değil, onurlu eylemlere saygı
duyuyorum ve itibar ediyorum. Çünkü onursuzluğu sindiremiyorum ve
kaldıramıyorum. Zira onurumla varım, yaşıyorum.