Sandım ki, yalan ve kahpe dünyada, böyle bir dünyayı
güzelleştirme hayalleri var. Yokmuş.
Sandım ki, yalan ve kahpe dünyada, böyle bir dünyayı
kirlerinden arındırıp tertemiz bir dünya yaratmak hayalleri var. Yokmuş.
Sandım ki, yalan ve kahpe dünyada, böyle bir dünyayı adalet,
barış, özgürlük, sevgi dünyası yapmak hayalleri var. Yokmuş.
Sandım ki, yalan ve kahpe dünyada, böyle bir dünyayı insanca
yaşanacak bir yurt haline getirmek hayalleri var. Yokmuş.
Sandım ki, yalan ve kahpe dünyada, böyle bir dünyayı
dostlukların yaşandığı, muhabbetin çiçeklendiği bir ev yapmak hayalleri var.
Yokmuş.
Sandım ki, yalan ve kahpe dünyada, böyle bir dünyayı
umutların çalınmadığı, hayallerin kirletilmediği, düşlerin gerçekleştiği bir
yer haline getirme hayalleri var. Yokmuş.
Sandım ki, yalan ve kahpe dünyada, böyle bir dünyayı
cehennemi bir dünya olmaktan kurtarıp cennet yapmak hayalleri var. Yokmuş.
Sandım ki, yalan ve kahpe dünyada, böyle bir dünyayı
paylaşarak çoğalınacak, çoğalınarak tüm zorlukları yenecek bir erdem kenti
kılmak hayalleri var. Yokmuş.
Sandım ki, yalan ve kahpe dünyada, böyle bir dünyayı barış
içinde kardeşçe yaşanacak bir dünya yapmak hayalleri var. Yokmuş.
Sandım ki, yalan ve kahpe dünyada, böyle bir dünyayı
kötülüklerin dünyası olmaktan çıkarıp iyiliklerin dünyası kılmak hayalleri var.
Yokmuş.
Sandım ki, yalan ve kahpe dünyada, böyle bir dünyayı
yaşanacak ve yaşatılacak bir yurt haline getirme hayalleri var. Yokmuş.
Sandım ki, yalan ve kahpe dünyada, böyle bir dünyayı acıların
yaşamı zehir ettiği değil, sevinçlerin yaşamak arzusu sunduğu bir dünya haline
getirmek hayalleri var. Yokmuş.
Sandım ki, yalan ve kahpe dünyada, böyle bir dünyayı
sınıfların, sınırların olmadığı, eşitliğin olduğu bir dünya yapmak hayalleri
var. Yokmuş.
Sandım ki, yalan ve kahpe dünyada, böyle bir dünyayı akıtılan
terin, dökülen yaşın ve kanın, sarf edilen emeğin hakkının alındığı bir yurt
haline getirmek hayalleri var. Yokmuş.
Sandım ki, yalan ve kahpe dünyada, böyle bir dünyayı
zincirlere vurulan insanın zincirlerinin kırılıp, insanın insan kılındığı ve
yaşamak sevincinin özgürce ve dolu dolu yaşandığı bir yer haline getirmek
hayalleri var. Yokmuş.
Ben kimim öyleyse ve niye varım ve varlığım nerede? Neyin
bedelini ödüyorum ben? Ödeyeceğim bedelin karşılığı ne?
12 ÖFKELİ
ADAM
‘’’’Davayı belirleyen, gerçeklerdir.’’’’ Filmden bir replik
Vicdanım, onurum, şerefim, haysiyetim var benim, ben bir
insanım diyen ve adalet mekanizmasının önemli çarklarını döndüren tüm
yetkililere (avukat, hâkim, savcı vb.) öneriyorum. Elbette herkes izleyebilir.
Mutlaka ama mutlaka izlemelisiniz. Hayatımda izlediğim en orijinal filmlerden
biri. Belki de hayatınız boyunca almadığınız yükte hafif pahada ağır dersleri
alabilirsiniz. Sonsuz dikkatle, olabildiğince hassasiyetle ve derin anlamayla
izlerseniz. İnsan hayatı sonsuz önemlidir ve o sonsuz önemli olan şeyi biz
vermiyoruz, vermediğimiz bir şeyi de istediğimiz gibi alamayız değil mi? Bir
kitap gibi bir filmde, duyguları, düşünceleri etkileyebilir ve hayatın yönünü
değiştirebilir. Hak ve hukuk sonsuz önemlidir ve belki de insanlığın batışını
ve çıkışını etkileyen en mühim etkendir.
KISACA
İNSAN
İnsanım diyen birinin, onuru, şerefi, haysiyeti, ahlakı
olmalı değil mi, öyle olduğu için, insan denilen, insan olarak varlığını
haykırabilmektedir ve bendeniz insanım diyebilmektedir göğsünü gere gere değil
mi? Öyleyse böyle bir insan, göz göre göre, gözünün içine ve yüzüne bakıla
bakıla, enayi, aptal, alık, bön, öküz, geri zekâlı, mal, dangalak, şapşal,
angut, ahmak, odun, sekter, cahil, kuş beyinli yerine koydurtmamalıdır değil mi
kendisini? Hiç ama hiçbir kimseye. Yani aklıyla oynatmamalıdır ve farkında ve
bilincinde olarak aldatılmasına asla ve kata müsaade etmemelidir. Çünkü göz
göre göre kendisini böyle bir düzeye düşürten bir insan ya da kendisini bu
kadar alçaltan bir insan, değil insan, hayvan bile olamaz. Çünkü hayvanın bile
bir onuru vardır. Kolay kolay onu tezgâha getirmezsiniz. Koyunu bile köşeye sıkıştırıp
kaçacak yer bırakmazsanız ona, onu bir koça döndürürsünüz adeta, deneyin
isterseniz. Kendim için söylersem hiçbir insan görünümlü hayvanın beni böyle
görmesini istemem, gözümün içine baka baka bendenizi aldatmasına tahammül
edemem, böyle bir düzeye indirgemesine eyvallah etmem, böyle olmadığım için de
bana düşman olmaya hakkı yoktur hiç ama hiçbir kimsenin. Kim olduğu, neci
olduğu, nasıl düşündüğü farketmez. Çünkü aldanmak zorunda değilim. Bir insan
olarak gözümün içine bakıla bakıla, enayi yerine konulup aldatılmayı asla ve
kata sindiremem, hazmedemem, çünkü öyle bir seciyeye sahip değilim.
BİR SÖZ:
‘’’’Hayvan olmak istiyorsan olabilirsin elbette. Bunun için,
insanlığın acılarına sırt çevirmen ve yalnız kendi postuna özen göstermen
yeterli.’’’’
‘’’’Her şeyi SORGULA.’’’
Karl MARX