Milliyetçiliğiniz neye yarar, İslamcılığınız neye yarar, neye
yarar Kemalizminiz, ya Sosyalizminiz neye yarar, dahası dinleriniz,
kimlikleriniz, cemaatleriniz, sivil
toplum kuruluşu dediğiniz sürüyle Truva Atlarınız neye yarar? Kızdınız mı yoksa
böylesi şeyleri sorduğum için? Cevap vermeye yüreğinizin ve beyninizin kifayet
etmediği yerde hemen saklı güçlerinizi mi açığa çıkarırsınız? Tecziye mi
edeceksiniz gerçekten? Kime ait olan güçlerle? Utanmadan mı? Hangi utançtan
bahsediyorsam? Yapmayın ama çok üzülürüm sonra. Sahi kızacak ve kızaracak bir
yüze sahip misiniz? Bunu sonsuz bir ciddiyetle soruyorum. Kaç yüzlüsünüz? Hep
yapay olarak mı yaşayacaksınız? Hep korkacak mısınız? Ya da hep çıkarlarınızı
mı düşünerek hareket edeceksiniz? Ne zaman insan olup, münhasıran insanlık için
hareket edeceksiniz? Sizler için karakter, kişilik, şeref ve onur ne anlam
ifade ediyor? Gerçekten bir vicdanınız var mı sizin? Doğruluk ve dürüstlük
deyince ne anlıyorsunuz? Oltalarınıza takılanlardan mı sandınız yoksa bizi? Siz
hep aynı yoldan yürüyeceksiniz ve biz de hep takip mi edeceğiz? Hep kendinizi
akıllı sanıyorsunuz değil mi? Aklınıza tüküreyim sizin. Yani kendinizi hiç mi
sorgulamayacaksınız? İnançlarınızı, düşüncelerinizi, yollarınızı,
yöntemlerinizi, insanlığınızı hiç mi teşrih masasına yatırıp tetkik
etmeyeceksiniz? Ama bizleri de yargılamaya cüret edebileceksiniz, hangi
şerefle, namusla? Siz kazandıkça sorun olmayacak mı? Biz her daim kaybetsekte
olur öyle mi? Niye hep aynı şarkıları, aynı tonda, aynı nakaratlarla terennüm
edip duruyorsunuz? Niye dillerinize pelesenk ettiğiniz teraneleri temcit pilavı
gibi getirip önümüze koyup duruyorsunuz? Hadi lütfen söyleyin, merak ediyorum.
Neye yaradı fikir kalıplarınız, onu söyleyin bari. Ne verdiniz insanlığa? Neye
çare buldunuz bugüne kadar bunlarla? Bir fasit daire içinde dönüp durmaktan
başka, aynı şeyleri geveleyip durmaktan başka, boş beleş işlerle iştigal
etmekten başka yaptığınız bir tek onurlu iş var mı? Düşüncelerinizi yenilemeyi
düşündünüz mü hiç? İplerini koparıp ekranlara saldığınız şarlatanlarınızın tek
bir sözlerine de olsa inandığımızı mı düşünüyorsunuz? Ya kendilerinizin
söylediklerinize inandığımızı mı sanıyorsunuz? O kafayı kesip atın o vakit.
Hadi ama yapmayın lütfen, aptal değiliz. Söyleyecek tek bir sözünüz yok. Söyledikleriniz
de baştan sona yalandan başka bir şey değil. Hangi ahlaki ilkeleri sundunuz? Ya
adaletiniz? Hangi barışı getirdiniz? Sevgi nerede? Ya akıl nereye kaçtı? Hayır
hayır, hiçbir şey vermediniz ama almadığınız hiçbir şey de kalmadı. Kasalarınız
parayla, altınla, gümüşle dolu değil mi? Sürüyle marabalarınız var değil mi?
Etrafınızdakiler çok yüksek yerlere çıktılar değil mi? Büyük ihalelerle
beslediniz değil mi dalkavuklarınızı? Hepiniz, verebileceğiniz her şeyi,
kapınızda bekleyip etrafa havlayacak olanlara verdiniz, veriyorsunuz değil mi?
Hangi dermansız derde çare buldunuz? Kaç insanın huzurla kafasını yastığa
koymasına vesile oldunuz? Niçin yoksulluk kokuyor insanlık toprağı? Niçin
savaşlarda yuvalar dağılıyor ve perişan oluyorlar çocuklar? Niçin çocuklar acı
çekiyorlar dünyanın her bir köşesinde? Niçin yuvalarda huzur yok? İnsanlar
niçin vatanlarında insanlık dışı bir yaşam sürmek zorunda kalıyorlar? Hangi bir
sorunu şerefle, namusla gerçekten çözmek için masaya oturdunuz? Niçin gerçekler
ortaya konulmuyor? Niçin yalan fışkırıyor ağızlardan? Hey âlimler, şeyhler,
liderler, gazeteciler, aydınlar, politikacılar ne yaptınız bugüne kadar? Hangi
gerçeği söylediniz? Hangi sorunu çözmek için oturdunuz da sonucunu getirdiniz?
Ne zaman ciddi bir işle iştigal edip, samimiyetle ve ciddiyetle bir söz
söylediniz? Sizlerin kalıbınıza da, insanlığınıza da, varlığınıza da tüküreyim.
Yazıklar olsun hepinize! İnsanız diye sokağa çıkıp arz-ı endam eylemeyin.
Yüzünüze tükürülmüyorsa, bilin ki korkudandır! Gerçek bir korku değil ha,
olduğu kadarıyla var olan bir yudumluk huzurumuzu korumak için. Yoksa yemin
ediyorum yağmur gibi yağardı.
İKİ SÖZ:
‘’’’Hayvan olmak istiyorsan olabilirsin elbette. Bunun için,
insanlığın acılarına sırt çevirmen ve yalnız kendi postuna özen göstermen
yeterli.’’’’
‘’’’Her şeyi SORGULA.’’’
Karl MARX