Tanrı; doğru ol, dürüst ol, hakikati
söyle, haksızlık karşısında dilsiz şeytan olma, zalimlere hakkı haykır, adil
şahit ol diyor, tüm zalimlere başkaldır diyor lan. Başkaldırıyorum işte. Ne
olacak? Öldürecek misiniz beni? Kimin toprağına kimi gömeceksiniz şerefsizler? Düşünmek
suç mu? Düşünceni izhar etmek suç mu? Sormak, sorgulamak, şüphe etmek, gerçeği
aramak suç mu? O zaman niçin buradayım ben? Kimin kölesiyim ben? Düşüncene
bağlı olmak suç mu? Siz bağlı değilsiniz diye başkaları da bağlı kalmayacak mı?
Siz düşünmüyorsunuz diye başkalarına da suç mu olacak düşünmek? Birazcık
insanlık be! Ne yani memnun olmak zorunda mıyım alçak ve aşağılık kapitalizmden
ve sömürgenlerden? Onların lehine mi konuşmak zorundayım? Mutlu olmak zorunda
mıyım zorla? Hangi mutluluk? Ezilenlerin ezilmelerine göz yummak zorunda mıyım?
Kim diyor bunu? Zalimleri sorgulamak ne zamandan beridir yasaktır? Sürekli
sorun üreten kapitalist düzenleri sorgulamak ve karşı öneri sunmak yasak mıdır,
suç mudur? Gerçeği aramak suç mudur? Tüm bunlar suçsa, işte o suçu da işliyorum
ve haykırıyorum; suçluyum o zaman. Hangi yasa beni suçlu görecek ve bulacak,
hangi cezayı kesecek bana? O zaman hangi adalet? Hangi yönden bakılırsa
bakılsın zerresini işlemiyorum kötülüğün. Münhasıran insanca yaşamaya
çalışıyorum ve düşüncelerimi paylaşıyorum. Kime ne? Kim ne diyebilir?
Diyebilecek kimdir?
Bakınız efendiler! Artık bizlere din,
milliyet, şahsiyet vb. olguları satmaktan vazgeçin. Bunların karın
doyurmadığını sizlerde çok iyi biliyorsunuz. Hamasi nutuklar irad edip
duygularımızı kabartmaya yeltenmeyin artık, olmuyor, gitmiyor, yenmiyor çünkü. Bir
olguyu sahiplenip başkalarına karşı kullanıyorsunuz, kullanırken de bizleri aracı
kılıp bizim üzerimizden hegemonyanızı pekiştiriyorsunuz. Hiçbir tarafınızı
ayırmıyorum her tarafa konuşuyorum ve sorularımı da he tarafa tevcih ediyorum.
Yalan söylemekten geri durun. Hepiniz yalancısınız. Bizim için yaptığınız
hiçbir şey yok. Yemin ediyorum yok. Laf olsun diye söylemiyorum, iddiamı
çürütebilirsiniz. Sizlerin bizimle zerre miskal alakanız bulunmamaktadır.
Sizler geçmişsiniz kaynağın başına ve öylece çökmüşsünüz, dilediğinize
dilediğiniz kadar akıtıyorsunuz. Birileri işinize gelen bir şey mi yaptı, ona her
şeyi sunuyorsunuz ta ki benim ve benim gibilerin hakkını dahi. Birileri
köşelerinden köpek gibi havlamayı kabul ediyor mu, ona basıyorsunuz parayı, her
türlü nimetleri emrine sunuyorsunuz. Benim hakkımla başkalarını doyuruyorsunuz,
şatafat içerisinde yaşatıyorsunuz, üstelikte bana posta koymasına yol
veriyorsunuz. Yaptıklarınızla biriniz gidiyor diğeriniz geliyor ama devran
değişmiyor. Birileri ülkenin herkese ait olan toprağının istediği köşesinde
istediği gibi atını oynatıyor ama eyvallah ediyorsunuz. Kimin olanı kime peşkeş
çekiyorsunuz ve bunu yaparken hiç mi utanmıyorsunuz? Din, milliyet, belirli şahsiyetler, olgular karın
doyurmuyor. Bizler bu olguların olaylarını istiyoruz. Nasıl olaylaştırdığınızı
görmek istiyoruz. Bugüne kadar gördüklerimizi elimizin tersiyle itiyoruz. Çünkü
bugüne kadar bu olgularla hep aldatıldık, avutulduk, uyutulduk. Artık böyle
olmasın istiyoruz. Canımızı sıkmayın diye uyarıyoruz. Vallahi ikrah geldi
gayrı. İnsanca davranın, insanca hareket edin, yoksa hayvani yönümüzle
karşılaşmanız öngörülemeyecek bir şey değildir. Lütfen diyoruz lütfen… Kendi
aklına düşünmeye cesaret et ey insançocuğu!