Sayın devlet! Kimsin ve kiminsin?
Benimsen şayet senden hürriyetimi ve insanlık hakkımı istiyorum. Ne
saçmalıyorsun diyorsan, saçmalamıyorum, bilakis acı gerçeği haykırıyorum. Sana
ihanet mi ediyorum, seni yok etmek mi istiyorum, terörist miyim? Zaten böyle
bir şey olsaydı anamı ağlatırdın. Aksine böyle olanlar dilediklerince dem
sürüyorlar senin kudretinin ve hazinenin gölgesinde. Hayır, münhasıran insan
gibi yaşamak istiyorum. Ya abi insanlık ödevlerimizi bihakkın milimi milimine
yapıyor muyum? Yapıyorum. O zaman insan gibi yaşamak hakkım yok mu? Yaşamıyor
musun diyeceksin, yaşıyor muyum sen karar ver. Ha hak derken madde bağlamında
algılama. Mesela; soru sormakta bir haktır. Mesela; saf gerçekleri haykırmak ve
yanlış yapanların yüzlerine tükürmekte bir haktır. Mesela; düşündüklerimi
hiçbir engel ve korku tanımadan özgürce ortaya koymam da bir haktır. Mesela;
hak ettiğim bir şey verilmediğinde hakkımı aramak ve aradığımca hakkımın
verilmesini beklemekte bir haktır. Ülkemin güzelliklerinin ne kadarından
istifade etme hakkım varsa olduğu kadarıyla ne eksik ne fazla istifade etmekte
bir haktır. Ama başkaları madde bağlamında dilediklerince hak denirse şayet
haklarını sonuna kadar kullanabilmektedirler, diledikleri araziye istedikleri
gibi bina dikebilmekte, seninde hazzetmeyeceğin hatta gücüne leke düşürecek
insanlarla diledikleri gibi oturup kalkma haklarını sonuna kadar kullanmaktadırlar.
Bil ki, senin mevcudiyetin güven ve adalet demektir. Öyleyse bir insan olarak
senin gölgende güven içinde olmalıyım ve hakkımı engelsiz almalıyım. Senin
dinin adalet, mevcudiyetin güven demektir, çendan öyle olmalıdır ama bu
hissedilmelidir. Böyle değilse de sen devlet misin diye sormak hakkımdır. Bunu
unutma! Şimdi soruyorum benim devletim misin? Değilsen kimin devletisin? Bileyim
ki, bende ona göre hareket edeyim. Ya insan gibi yaşama hakkım varsa onu söke
söke alıp insan gibi yaşayayım ya da köleliği gönüllü olarak kabulleneyim.
Abi kim ne derse desin, kim ne anlarsa
anlasın umurumda bile değildir. Ulan bugün Milliyetçilik edebiyatı yapanlardan
daha çok Milliyetçiyim, Din edebiyatı yapanlardan daha çok dindarım, Atatürk
edebiyatı yapanlardan daha çok Atatürkçüyüm, Adalet edebiyatı yapanlardan daha
çok adaletçiyim. Dillerine pelesenk etmişler olguları, her yaptıkları
hukuksuzlukta, haksızlıkta önümüze temcit pilavı gibi sürüyorlar ve tabi bizde
yiyoruz elbette ki. Olguları yüzlerine maske gibi geçirmişler ve birazcıkta
dillerine sürmüşler dilediklerince dem sürüyorlar. Çünkü yollarını böyle
buluyorlar, yönlerini böyle biliyorlar. O maskeyi taktıklarında yüzlerine,
yaptıklarına tek ses eden çıkmıyor, her şeyi yapabiliyorlar. Bir bakıyorum ki,
milliyet birilerinin tekeline girmiş ve istediklerini milliyetsiz, vatansız
ilan edip dilediklerince ahkâm kesiyorlar, vatandan tard etmeye, mazgallardan
bakmaya mahkûm ediyorlar. Keza din birilerinin tekeline girmiş, din bezirgânları
istediklerini tekfir edip kafalarına göre yargılıyorlar, dilediklerince ahkâm
kesiyorlar, kendileri dinsiz ama dinsiz yaftası vurdukları ama kendilerinden
daha dindar olanlar tek suçlular. Hakeza; Atatürk birilerinin tekeline girmiş,
dilediklerini Atatürk düşmanı ilan edip dilediklerince hareket ediyorlar. Ve
hakeza; birileri de adalet havariliğine soyunmuş ve adalet sanki onların olmuş
ve kendilerini terazinin bir kefesine başkalarını öbür kefesine koymuşlar ve
ağır gelen kendileri olmuş, böylece de adalet onların tekeline girmiş, ancak
kendileri adaletin dili bilinmiş, böylece de dilediklerince söylenir olmuşlar. Oysa
adaletin a sını bulamazsın kendilerinde arayıp soracak olsan. Adaleti yüceltip
göklere çıkarmışlar ki, yerde adaletten söz edilmesin ve adalet aranmasın,
isteyen adaleti ahirete bıraksın. Ama bir bakıyorsunuz ki, milliyeti bozan
bunlar, dini bozan bunlar, Atatürk’ü batıran bunlar, adaleti öldüren bunlar.
Her türlü nane bunlarda ama olgular bunların yüzlerine geçirilince hepsi temiz
oluvermiş bir anda. Ama bizler pir-ü pak olsakta kıymet-i harbiyesi yok. Çünkü
biz kim oluyoruz ki, sıradan insanlarız işte, bunların üzerlerine basıpta
yukarılara tırmanacakları bir merdiveniz. Bunlar bizimle can bulurlar, bizler
bunların sayelerinde canlarımızdan oluruz. Ahhh be insançocuğu!
Sayın devlet! Devlet gibi devlet
olmanı istiyorum. Herkesin devleti olmanı ve herkese eşit davranmanı istiyorum
ve bekliyorum da bunu. Sana ben devletim dedim be ömrüm boyunca. Bu benim
insanlık hakkımdır. Mesela; haksızlığa uğradığımda adaletine güvenmek ve
inanmak istiyorum. Benim savcılarım, avukatlarım, hâkimlerim var demek
istiyorum, beni korurlar, kollarlar diye inanmak istiyorum. Kadı’nın karşısında
kimlerin yan yana yargılandığını ve kimin haklı bulununca kimin Kadı’nın
kararına boynunu büküp riayet ettiğini çok iyi biliyorum. Tanrı değilsin
devlet, Tanrım da değilsin. Mutlu ve özgür yaşamak istiyorum, mevsimlerin
tadını çıkarmak istiyorum, geleceğimden yana korku ve endişe içinde olmak
istemiyorum, hayal kurmak istiyorum, verilen ömür süresince yaşamak sevincini
duyumsamak istiyorum. Ekmeğimi Tanrı verdi bana ve ancak Tanrı alır onu. Benim
gibi olanların benim ekmeğimi elimden alabileceklerine inanmak istemiyorum.
Bunu bana sunmak zorundasın devletim olarak, benim devletimsen. Benim kaderimi
istediğin gibi çizemez, çizdiremesin. Kaderimi ben çizerim ve çizeceğim.
Teröristsem cezamı kesersin, değilsem de benim hürriyetime dokunamazsın. Bu
zulümdür, adaletsizliktir. Benim seçtiklerim irtikapçı oluyorlar, kanunsuzluk
bataklığında debeleniyorlar, her şeye istedikleri gibi sahip oluyorlar,
istedikleri kişilerle görüşüyorlar, dilediklerince dem sürüyorlar ama biz
insanlar, asil insanlar, seçen insanlar sürünüyoruz. Bu adalet midir Tanrı
aşkına? Biz insanların kaderlerini etkileyen her şeyde bizim kararımızın
geçerli olmasını istiyorum. Kararı biz verelim istiyorum. Niye böyle olmuyor?
Biz gün gelip karşısında diz çökülüp, gün gelince köpek muamelesi görecek
insanlar değiliz. Ki, sen nasıl insanlar istiyorsun kendine? Hem kendi
onurlarını hem de senin onurunu koruyacak insanlar mı yoksa kendi onurlarını ve
seninde onurunu düşünmeyecek, düşürecek insanlar mı? Bunu düşün ve onurlu bir
karar ver olur mu?