Gözyaşlarımı içime akıtmak istemiyorum
ömür boyu ve gözyaşı dökmek istemiyorum yaşadığım her günde. Nedir bu ıstırap,
nedir bu acı be? Acı ve ıstırap içinde yaşamaya mı geldik dünyaya? Niçin kalıcı
yasalarımız olmuyor bizim? Niçin her şey günden güne tefessüh ediyor her
şeyimiz? Niçin birileri kurt oluyor da birileri koyunluğa mahkûm ediliyor? Birilerinin
babalarının çiftliği midir ki bu vatan, her şeyi istedikleri gibi dizayn etmeye
yeltenmeye çalışıyorlar? Ne yani vatan edebiyatı yapıyorsunuz diye bu vatanın
sahibi olduğunuzu mu zannediyorsunuz kendinizi? Niçin ezilip sömürülüyoruz
günden güne? Kimiz biz be? Niçin geldik dünyaya? Kimin dünyasına geldik? Her şeyi
bir şey ilgilendiriyor, o bir şeyi her şeyin kendisini ilgilendirmesi gerekeni
ilgilendirmiyor. İnsan mıyız, hayvan mıyız bilmek istiyorum. Adalet, eşitlik,
hak, hukuk diye bir şeyi yok mu bu dünyanın? Birileri tok, birileri aç,
birileri acı gözyaşlarına boğulur, birileri şuh kahkahalar patlatır. Birileri
şatolarında havuzlar dolusu paralar içinde yüzer, birileri buza kesen ayazlarda
sokaklarda donup kalır. Birileri çöplükten ekmek toplar, birileri bir gecede
milyonları havaya savurur. Birileri milyarları götürür eli bilmem neresinde
dolaşır, birileri tek bir simide sekiz yıl hapsi boylar. Sonra da gelsin din
edebiyatı, vatan edebiyatı, gelsin boş hamaset. Benim karnımı nutuklar,
hamasetler doyurmuyor bebeğim. Nereden kazandığını nereye savuruyorsun?
Geberesiye çalışacam ama hak ettiğimi alamayacam, nasıl bir iştir bu? Beni
sömürenlere bile isyan edemeyeceksem, hakkımı arayamayacaksam, an be an
ekmeğimi kaybeder miyim korkusuyla yaşayacaksam, sokaklarımda güven içinde
dolaşamayacaksam ne anlamı var yaşamanın o zaman? Kul hakkı diye bir şey var be.
Ne hak tanınıyor ne hukuk. Ne biçim bir hayat yaşıyoruz lan? Her gün insanlar
ölüyorlar pisipisine. Ne zaman dur denilecek buna, kim dur diyecek? Niçin
işimizi namusluca, insan gibi yapmıyoruz? Niçin asıl yapmamız gerekenleri
yapmıyoruz? Ne politikacıların, ne patronların, ne de bilmem kimlerin kölesi,
köpeği değiliz biz. İnsanız ve insan gibi yaşamak istiyoruz lan. Her şey daha
eşitler için mi olacak bu dünyada, ya halk için olan, olacak nedir? Bize helal
edebiyatı yapılacak ama birileri gün be gün haram indirecekler midelerine,
nasıl iştir bu?
Ölüm yaşamı anlamsızlaştırır ama
anlamsızlaşan yaşamı yaşadığını fark eden insan cesareti kuşanır, çünkü
kaybedeceği hiçbir şeyin olmadığını apaçık olarak görmüştür artık. Öleceğim ve
terkedip gideceğim bir dünyada niçin köle gibi, kulların kulu gibi, köpek gibi
yaşamaya eyvallah edeyim, niçin? Niçin kutsal olgulara kolayca aldanan ve o
olgularla kolayca aldatılan gibi sefil biri olayım, sürünün parçası olayım?
İnsan onuruna yaraşır yaşamın peşinde koşmak ve insan gibi yaşamak hakkımı
almak için son nefesime kadar savaşırım abi. Abi benim gibi olanların
dünyasında değilim, mülkünde değilim. Beni de benim gibi olanlar yaratmadı.
Tanrı’nın kuluysam, Tanrı’nın buyruklarına tabiyim. Tanrı’nın yapma dediğini
yapmam, yap dediğini yaparım. Kim ne diyebilir, kimin ne diyebilme hakkı
olabilir? Beni kim hesaba çekecek, bana bu canı kim verdi, ben kimin
mülkündeyim? Patronların, politikacıların ördüğü ağların içine sıkışıp kalmışım
örümcek gibi ve sürekli onlara korunaklar inşa ediyorum. Vergiyi veren benim,
silahı kuşanıp vatanı savunan benim, sokakları nizama sokan benim, tarlada çalışan
benim, maden ocaklarında kararan yüz benim, ödevini namusluca yapan benim,
üreten benim ama tüketen ve yaşayan ben değilim. Nasıl bir denge, düzen, mizan
lan bu? Ben hiçbir şey yapamıyorum, kanunlarla kuşatılmışım ama seçtiklerim
benim ürettiklerimle bedavadan yaşıyorlar. Ceylan derisi koltuklara yapışıp
kalmışlar, her türlü suçu işliyorlar, hazineyi istedikleri gibi soyuyorlar, üç
kuruşa yiyip içiyorlar benim meclisimde, benim sırtımdan dünyayı dolaşıyorlar, istedikleri
gibi benim hazinemden tatil yapıyorlar ama ben küçücük bir yanlış yaptığım
zaman dağlar gibi suçun altındaymışım gibi yargılanıyorum. Tabi bizi öldüren,
boğan şeyler onların umurunda olmaz, benim canım çıksa haberleri bile olmaz. Beni
ilgilendiren elbette onları ilgilendirmez. Çünkü onların her tarafından servet
fışkırıyor, niye umursasın benim hayatım küçülten şeyleri. Çünkü o zaten bizden
biri değil, dünyası çok farklı, belki benim hayatımda ne olup bittiğinden bile
habersiz. Hangi ahlak, hangi vicdan, hangi adalet, hangi eşitlik? Ben üç kuruşa
talim edecem hakkım olmadığı halde ama birileri benim hazinemden istedikleri
gibi payı hak görecekler kendilerine, olur mu lan olur mu böyle bir şey? Nasıl
ödeyeceksiniz bu hakkı? Kul hakkı diye bir şey var lan. İnsanlıkla dolu bir
dünyada böyle bir düzen olamaz be. Bulmuşsunuz ölü bir toplumu tepindikçe
tepiniyorsunuz üzerinde. O da elbette layık olduğunu layığınca gösteriyor!