Sana birilerini imana getirme görevi
mi verildi? Sen önce iman et bi hele ve o imanın gereğini yap bi hele. Sen iman
ettirecek değilsin denmedi mi O’na? Hiçbir şey yapmıyorsun ama her şey yapılsın
istiyorsun, niye yapmadığını, yapmayacağını söylüyorsun sefil beyinli? Ey iman
eden iman et denmedi mi sana? Bir şeyler münhasıran bizim için yani ezilenler
için mi geçerli? Ama hayır, hem gerçekten iman etmeyeceksin hem sahip olduğun
imanın bile gereğini ifa etmekten aciz olacaksın ama gidip başkalarını imana
getirmekle uğraşacaksın ve bunu da bihakkın yapmayacaksın. Ama dini afyon gibi
kullanmak işine geliyor de mi? Seni bu kurtarmayacak ki, seni sahip olduğun ve
sahip olduğunla ortaya koyduğun kurtaracak. Sen ne yapacaksın başkasını? Yapman
gereken neyse onu yap. Ondan sonrada rahatına bak. Gelen geldiğinde bulmak
istediğini bulacak. Bulunacak olan sen olmayacaksın. Böyle yaptığında her şey
birbirine girmeyecek, daha kötüye gitmeyecek. Aksine kötüye giden bir şeyler
varsa, bu senin doğru olmadığın içindir, başkaları yanlış olduğu ve sen o
yanlışı düzeltemediğin için değildir. Çünkü senin zorla yapman gereken bir şey
yok. Sen yapabildiğinden sorumlusun ve sorulursun. Sen doğru imana sahip oldun
mu, o imanla doğru oldun mu, o doğrulukla yüreğini ve dilini temizledin mi,
temizlediklerinle en güzel şekilde hareket edip bildirdin ve uyardın mı? Hayır
bunu yapmadın. Bilakis tam tersi oldu her şey. Böyle olunca da absürt neticeler
tezahür ediyor. Sahip olmadığına, birilerini sahip olmaya zorlarsan olmaz
bebeğim! Zorla güzellik olmuyorsa, iman zorla olur mu? Zorla olan imanla huzur
bulunur mu? Sadece sahibiz ama hiçbir bilgimiz ve eylemimiz yok. Sadece sahip
olmakla da olmaz ki. Sahip olduğunu kullanacaksın ama doğru kullanacaksın
bebeğim! Bazen sahip olduğunu doğru kullanmadığın zaman, hem sahip olduğunu
kaybetmek hem de sahip olmaya matuf temayülü de söndürmek gibi bir tehlikeyle
karşılaşabilirsin. Anlıyor musun bunun ne demek olduğunu? Bunun bedelini
ödeyebilir misin?
Ey zalimler! Bu dert dolu hayatın,
yaşattığınız acıların, çektirdiğiniz sancıların hesabını veremezsiniz,
veremeyeceksiniz. Ne devletleriniz, ne kanunlarınız, ne kudretleriniz, ne
servetleriniz, ne çürümüş imanlarınız, ne soylarınız, ne şeyhleriniz sizleri
kurtaramayacak! Hiçbir kural tanımadan, kayıtsızca, umarsızca bu dünyadan
topladıklarınızın, biriktirip sakladıklarınızın, paylaşmaktan korktuklarınızın,
taptıklarınızın altında kalacaksınız bir gün. Böğürlerinizde ve sırtlarınızda
ateş olacak topladıklarınız, midelerinizi patlatacak oraya indirdiğiniz haram
kazançlar. Hesap soracaklar birgün sizden, cahil bıraktığınız insanlar. Her
bitki, her hayvan, toprak, su, hava, güneş hesap soracak sizden. Hiç mi
akletmiyorsunuz? Gerçeklere bu kadar mı kör kalınır? Hiç mi vicdanınız yok,
insafınız mı kurudu, ölçüyü mü kaybettiniz, merhametiniz mi öldü? Birgün,
burada öldürdüklerinize sığınacaksınız, yer bulabilecek misiniz gölgelerinde? Niye
barış güvercinleri uçmaz semalarımızda, niçin insanlar gülmezler kara toprağın
üzerinde? Kötülere mi kalmış dünya böyle? Can çekişiyor insanlık, sevincini
kaybetmiş hayatlar, sessizce çığlık atıyorlar? Niçin dürüst olanlar
kazanamazlar ne yapsalar da, hep kaypaklar mı kazanacaklar bu dünyada? Niye her
şey kokuşmuş bu dünyada? Niye acımasızca ezilip sömürülürler insanlar? Niçin
üretim tüketim dengesi kurulamaz da, insanların sefalet denizinde yüzmeleri
hayâsızca izlenmekle kalınır? Oysa zaten eşitleneceksek, niçin eşitliğin anlam
ifade ettiği zamanlarda eşitlenmeyiz, niye gocunuruz bundan? Nasiyeler ak olsa,
nimetler çok olsa, aç olan olmasa, herkes tok olsa olmaz mı, mümkün değil mi
bu? Halkın iyiliği yolunda harcayacağınız servetleri, niçin halkın aleyhine
harcıyorsunuz? Halk mutlu, huzurlu, sağlıklı olmadıktan, gülmedikten ve
birbirini sevmek yerine birbirinden nefret ettikten sonra, varolanlar ha olmuş
ha olmamış ne kıymeti vardır? O kuruttuğunuz, nasırlaştırdığınız,
çölleştirdiğiniz ve zalimleştirdiğiniz vicdanlarınız bile sizlerden hesap
soracaklar yemin ediyorum. Bendeniz hakkımı istiyorum kardeşim, ne nutuk ne
edebiyat istiyorum, afyonlanmakta istemiyorum.