Akıl nedir, niye vardır? Elbette iyi
ile kötüyü, doğru ile yanlışı, hak ile batılı, haklı ile haksızı, güzel ile
çirkini, namuslu ile namussuzu, yalancı ile dürüstü, insan ile hayvanı tefrik
edebilelim diye değil mi ve bir karar alıp verirken de ona göre alalım verelim
diye değil mi? Yani gerçek bu kadar sarih değil mi? Yani onurlu bir evet yahut
onurlu bir hayır diyebilmek için değil mi? Peki bu minvalde mi kullanılmaktadır
akıl dediğimiz şey? Kesinlikle hayır. Hayatta kurnazca yaklaşımlar
sergilenebilecek yerlerde kullanmaktayız akılımızı yani akla ihanet etmekteyiz,
elbette asıl olarak kendimize ihanet etmekteyiz. Niye aklımızı kullanmamız
gereken yerde kullanmıyoruz? Bir şeyde ki derin anlamı ve ince noktayı fark
edebilmek, olguların gerçek mahiyetlerini idrak edebilmek, olayların görünen ve
görünmeyen yüzlerini anlayabilmek, kalbimize hükmeden imanla onu mezcedip doğru
istikameti bulabilmek, görünen yüzün ardında ki görünmeyen yüzü görebilmek için
niçin kullanmıyoruz aklımızı? Hep şeytanlık için kullanıyoruz, aldatmak,
sömürmek, yanlış yönlendirmek, kullanıp atmak için kullanıyoruz. Sonra da
kendimizi akıllı sanıyoruz. Göz göre göre koca koca yalanlara inanıyoruz mal
gibi, sonra da akıllıyız sanıyoruz kendimizi. Böyle yapanın geri zekâlıdan ne
farkı olabilir, böyle yapan birinde aklın olduğuna delalet eden ne olabilir? Faydalı
olanın ne olduğunu, faydasız olanın ne olduğunu tefrik edecek zekâdan yoksunuz
ama akıllıyız öyle mi? Akıl, sana, haddini bilmeyenlere haddini bildir, seni
aldatanlara kim olduğunu göster, namussuzlara namuslu olmak nasıl olurmuş
eylemlerinle anlat diye verildi. Gözlerinin içine baka baka seni mal yerine
koyanı öyle bir mal gibi ortada bırak ki dünyanın kaç bucak olduğunu ona öğret
diye verildi. Yalanlara inanma doğruların peşine düş ve doğrulara sımsıkı sarıl
diye verildi. Yalancı kardeşin olduğu için ona inan, doğrucu kardeşin değil
sanarak ondan kaçın diye verilmedi. Ben öyle sandığınız sefillerden değilim
diye göster diye verildi. Niye böyle yapmıyorsun? Çünkü aklını ortaya koymak,
akıllı eylemler üretmek, maalesef dünya bağlamında büyük zararlara yol
açmaktadır, bu yüzden de akıl dünyadan yana umudumuzu kesesiye değin tatile
çıkarılmıştır. İşte buna itiraz ediyorum. Artık aklını kullananların insandan
sayıldıklarını görmek istiyorum, dördüncü tür yaratıkların maşası olmak
istemiyorum. Bendenmiş her dediği doğruymuş, öyle bilmeliymişim, hadi ordan lan
pezevenk. Sen benden olamazsın, ben senden olursam şerefsizim. Bendeniz insanlıktan
yanayım. İnsan evladı olanın kimliği ne olursa olsun farketmez bendeniz için. İnsan
olmayanın kimliği de ne olursa olsun yine farketmez bendeniz için. Bana
insanlık üzerinde ki kimliklerinle değil, insanlık üzerinde ki kimliklerinden
sıyrılıp sadece insan kimliğinle geleceksin. Sonrada bana palavralar sıkıpta,
aklımı ıskat edip o palavralarına inanmamı beklemeyeceksin aynı kimlikteniz ve
dahi bilmem ne kardeşiyiz diye. Ne kimliği, ne kardeşi yalancıların şahı
şerefsiz.
SADECE DÜŞÜNÜN...34...
Özgür DENİZ - 13.10.2020
Tarih: 13.10.2020
Okunma: 372
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.