Zaman olurdu ki
kar beyazı kış güneşi altında
aldanma ve yanılmalarla
ve incinen duygular telaşıyla
gittikçe soluklaşan hayatın
kalp acıları yüzünden
derdi ve gamı yüklenmiş
geleceğin yıldızlar mayası
narin kızlar çekip giderdi
gözyaşları içinde
hiç umursanmayan
çiçeksiz ve gülsüz kalmış
baharları avlusundan
Zaman olurdu ki
çağın ayıbı yarasa karası
her şeyi birbirine karıştıran
gözleri cehennem kıvılcımlı
küçücük çocuklara musallat
cahil cühela kalıntıları yüzünden
sefaletin burukluğu üstünde
ne çok hayatlar dönüşürdü
ne çok şehirler yakınırdı
ve ne çok kadınlar ağlardı
yorgun kalpleri yanı başında
O kadınlar ki
kendi hapishaneleri içinde
kederin el koyduğu yürekle
yüzleri solgun ve düşleri yaralı
kendilerine hasret
birer hüzün kuyusu kadınlardı
O kadınlar ki
yaratıcı bir sarılışla
uyanıp yola koyulmadan
ve güzel günlere erişmeden
bir ihanete uğramışcasına
ellerine tutuşturulmuş
yıkıcı kaderleri yüzünden
saklı ölümler barındırırlardı
bir ışık halesi yalnızlıklarında
Ve yine zaman olurdu ki
değişmekte olan her şeyle
uzun yollar yürüsek de
gittikçe uzaklaşan sevgilerle
bir tek insan olmaya
yabancı olmaktı derdimiz