Menfaat Çarkı

İsmail Hakkı CENGİZ - 21.05.2008

            Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

           

      

 

            Açılan ve görülmekte olan davalar hakkında yazmak, konuşmak suç olur diye düşündüğümüzden, onlar hakkında yazmamaya gayret ediyoruz.

         Fakat maşallah, matbuat ve medyamızın büyük bir bölümünün hiç böyle endişeleri yok.

         Son yıllarda ortaya çıkan bir gazetenin, yine son günlerde ortaya çıkan bir köşe tetikçisi bakın neler diyor?

 

         “Ağızdan çıkanı kulağı duymayan ey büyüklerim..

         Niçin orta yerde cumhuriyet tarihinin, evet cumhuriyet tarihinin en büyük ‘darbesi’ olarak mıh gibi çakılı duran yargı darbesini görmüyorsunuz?

         Haftalardır konuştuğumuz bir davayı açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın memleketi ne hale getirdiğini görmüyor musunuz?”

 

         Dava hakkında böyle bir saldırı-yazı ile yine basında çıkan şu haberler birleşince yaygara ve feryadın sebebi gayet açık bir şekilde ortaya çıkıyor:

 

         “Ak Parti üst düzey yetkilisi de ‘isminin açıklanmasını istemiyor’ ve ‘Türkiye’nin geleceği için çok kaygılıyım, ama kaderimiz 11 yargıcın elinde ve ne karar vereceklerini sadece tahmin edebiliriz. Partideki hava çok kötümser, karanlık’ diyor.”

 

         Tabii partideki hava kötümser ve karanlık olunca, partinin medyasındaki hava da karamsar olacak!

         Kolay değil, 6 senedir mutluluk zinciri şeklinde dönen bir çarkın birkaç ay içinde durması, belki geriye sarması söz konusu…

         İhalelerde, teşviklerde, kredilerdeki tatlı alışverişlerin bitmesi ihtimali söz konusu…

         Hiçbir özel bankanın vermeye yanaşmadığı 750 milyon dolarlık kredilerin, bir telefonla, milletin paralarını kasalarında tutan devlet bankalarından alınabilmesi devrinin sona ermesi söz konusu…

         Belki bu usulsüzlük ve yolsuzlukların hesabının sorulması söz konusu…

         Tabii ki bu ayrıcalığı yitirmemek, menfaat çarkının ilelebet dönmesini sağlamak için engel gördükleri her kişi ve kuruma saldıracaklar.

         Çarklarına en büyük çomağı da bir kişinin soktuğunu zannediyorlar. Ahh, o bir kişi olmaz olaydı!

         Göremedikleri olgu, o bir kişi devlettir. Devletin kişide tezahür etmiş halidir. Orada kim olursa olsun bu davayı açacaktı. Açmak zorundaydı. O dava, o makamda bulunanın, orada bulunma sebebidir.

         Başbakanın pek sevdiği üslupla söylersek; onlar gözleri vardır görmezler, kulakları vardır işitmezler, beyinleri vardır düşünmezler.

 

 

        Üstatlardan

 

        Hortum Ve Masa

         Vücut kimyasını kökünden bozuyor,
         Para, silah, koltuk gibi her kimyasal.
         Mevzuat üstüne bir damlacık değse,
         Yasal olmayan her şey oluyor yasal...

         Ankara içinde bunlar kurarken kamp
         Sermaye aynı, bir hortumla masaydı,
         Yüz defa kalkınmış, işi bitirtmiştik;
         Bunlar servetleri hortumlamasaydı! ..

         25.09.2007 Ekrem Şama

 

            Önceki yazıları görmek için aşağıdaki kutuya tıklayın

Tarih: 21.05.2008 Okunma: 821

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?