Oy gizli, haber
kutsal, yorum hürdür.
Açılan ve görülmekte olan davalar hakkında yazmak,
konuşmak suç olur diye düşündüğümüzden, onlar hakkında yazmamaya gayret
ediyoruz.
Fakat maşallah, matbuat ve medyamızın
büyük bir bölümünün hiç böyle endişeleri yok.
Son yıllarda ortaya çıkan bir
gazetenin, yine son günlerde ortaya çıkan bir köşe tetikçisi bakın neler diyor?
“Ağızdan çıkanı kulağı duymayan ey
büyüklerim..
Niçin orta yerde cumhuriyet tarihinin,
evet cumhuriyet tarihinin en büyük ‘darbesi’
olarak mıh gibi çakılı duran yargı
darbesini görmüyorsunuz?
Haftalardır konuştuğumuz bir davayı
açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın
memleketi ne hale getirdiğini görmüyor musunuz?”
Dava hakkında böyle bir saldırı-yazı ile yine basında çıkan şu haberler birleşince yaygara ve feryadın
sebebi gayet açık bir şekilde ortaya çıkıyor:
“Ak Parti üst düzey yetkilisi de ‘isminin açıklanmasını istemiyor’ ve ‘Türkiye’nin geleceği için çok kaygılıyım,
ama kaderimiz 11 yargıcın elinde ve ne karar vereceklerini sadece tahmin
edebiliriz. Partideki hava çok kötümser, karanlık’ diyor.”
Tabii partideki hava kötümser ve karanlık olunca, partinin
medyasındaki hava da karamsar olacak!
Kolay
değil, 6 senedir mutluluk zinciri şeklinde dönen bir çarkın birkaç ay
içinde durması, belki geriye sarması söz konusu…
İhalelerde,
teşviklerde, kredilerdeki tatlı alışverişlerin bitmesi ihtimali söz konusu…
Hiçbir
özel bankanın vermeye yanaşmadığı 750 milyon dolarlık kredilerin, bir
telefonla, milletin paralarını kasalarında tutan devlet bankalarından
alınabilmesi devrinin sona ermesi söz konusu…
Belki bu usulsüzlük ve yolsuzlukların
hesabının sorulması söz konusu…
Tabii ki bu ayrıcalığı yitirmemek, menfaat çarkının ilelebet dönmesini
sağlamak için engel gördükleri her kişi ve kuruma saldıracaklar.
Çarklarına en büyük çomağı da bir
kişinin soktuğunu zannediyorlar. Ahh, o
bir kişi olmaz olaydı!
Göremedikleri olgu, o bir kişi
devlettir. Devletin kişide tezahür etmiş halidir. Orada kim olursa olsun bu
davayı açacaktı. Açmak zorundaydı. O dava, o makamda bulunanın, orada bulunma
sebebidir.
Başbakanın pek sevdiği üslupla
söylersek; onlar gözleri vardır
görmezler, kulakları vardır işitmezler, beyinleri vardır düşünmezler.
Üstatlardan
Hortum Ve Masa
Vücut
kimyasını kökünden bozuyor,
Para, silah, koltuk gibi her
kimyasal.
Mevzuat üstüne bir damlacık
değse,
Yasal olmayan her şey oluyor
yasal...
Ankara içinde bunlar kurarken
kamp
Sermaye aynı, bir hortumla
masaydı,
Yüz defa kalkınmış, işi
bitirtmiştik;
Bunlar servetleri
hortumlamasaydı! ..
25.09.2007 Ekrem Şama
Önceki yazıları görmek için aşağıdaki kutuya tıklayın