Kendi
çapımda okuduğum, bildiğim, gördüğüm, algıladığım, anladığım kadarıyla âlemin
malumu olan yerleşke o kadar derin bir tarihe sahip olsa ve tarihsel süreç
içerisinde coğrafi olarak politik bazlı büyük dönüşümler geçirmiş olsa dahi son
tahlilde Azerbaycan’a ait olan ve Ermenistan tarafından işgal edilmiş bir yer
ve haksız bir işgal olduğu da uluslararası konsorsiyumlarca da ittihaz edilmiş
bir netice. Şimdi nedeni nedir ne değildir bilmiyorum ama bir anda küçük bir
kıvılcımdan alevli bir ateşe dönüşüp oradan da ciddi bir savaşa yol açmış bir
durum var karşımızda. Ki, kesinlikle küresel emperyalist şebekenin bir tezgâhı
olduğunu da düşünmüyor değilim velakin sebebi nedir bilmiyorum. Mutlaka vardır
gizli bir sebebi. Ve çok vahim bir düzeye gelmiş vakayla karşı karşıyayız.
Azerbaycan, savaş denilen melun olgunun ve olayın temel stratejisine göre
hareket ederken; Ermenistan denilen devlet, adeta terörist bir örgüt gibi
hareket etmektedir. Bu da onun ne kadar basit, zavallı ve ham olduğunu hatta
bir devlet bile olmayacak kadar geri bir toplum olduğunu göstermektedir. Burada
sözüm halklara değildir, halkları köleleştirmiş ve kullaştırmış bir avuç
politikacıya ve kompradorlaradır. Çünkü ülkeler bu iki meşum zümrenin ve bu
meşum iki zümreyi kutsallarla koruma altına alan tezvir şebekesinin tasallutu
altındadır. Mademki somut durum bu boyutlara gelmiştir, mademki savaş yasaları
çiğnenmiştir, mademki küçücük bebekleri bile katlettirmektedir korku, o vakit
bu saatten sonra Azerbaycan, bu savaştan bir adım dahi olsa geriye
dönmemelidir, hiçbir şekilde barış masasına oturmamalıdır (((faraza oturdu, mezkûr
bölgeyi tam anlamıyla egemenliğine almak önkoşuluyla o masaya oturmalı ve
hakkını noksansız olarak almış bulunarak o masadan kalkmalıdır))), son damla
kana ve son nefere dek çarpışmalı ve behemehâl kendisine ait olan toprakları
her bir metrekaresine değin geri almalıdır. Savaş yasaları da çiğnenerek
taammüden katledilen o bebeklerin intikamı Ermenistan denilen terörist devlet
paramparça edilerek, paçavraya döndürülerek ve tarih sahnesinden tarihin
çöplüğüne gönderilerek alınmalıdır ve ölen bebekler boşuna ölmüş
olmamalıdırlar. Yoksa Azerbaycan’a diyeceğim söz sonsuz ağır olur ve
Azerbaycan’da o sözü hak eder. Aliyev de bazıları gibi münhasıran nutuk çeken
boş bir teneke derekesine düşmemelidir ve söylediklerini eyleme dönüştürerek
mertliğini dünyaya göstermelidir. Bu vakitten sonra Dağlık Karabağ ilanihaye
Azerbaycan toprağı konumunu hak etmelidir.
DAĞLIK KARABAĞ...
Özgür DENİZ - 18.10.2020
Tarih: 18.10.2020
Okunma: 353
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.