Şimdi mahkeme muhakeme edilen ve muhakeme neticesinde yargıya
varılıp yargının karara tebdil edildiği merci demek. Yani naçizane telakkime
göre böyle olduğunu düşünüyorum. Ve mahkeme adaletin tecelligahıdır. (((Adalet,
mevcut olan her şeyin ruhudur. Adaleti olmayan her şeye tüm mevcudiyetimle ve
olabildiğince kuvvetimle tükürüyorum. Adaletsiz her şey bir pisliktir ve
pisliği tevlit eder.))) Hakim de o adaletin tecellisine tavassut edecek olan
şahsiyettir. Yani; mahkeme, hakim ve adalet, kopmaz bağlarla birbirlerine bağlı
olan sacayaklarıdırlar. Biri diğerisiz bir anlam ifade etmez. Mahkeme
hakimiyle, hakim de adaletiyle varolur. Hakimsiz mahkeme boşa düşeceği gibi,
adaletsiz hakim de boşa düşer. Bu yüzden hakim hakimliğini yapmalıdır. Ülkenin
ve insanların enerjilerini berhava edecek şekilde abesle iştigal etmemelidir.
Malayani ile iştigal eden gayeden ırak düşer. Binaenaleyh, malayaniye tevessül
edenler ve netameli arzular denizinde yüzenler, muhakeme kabiliyetlerini ve
adil olma hususiyetlerini kaybettiklerinden yahut kaybedeceklerinden mahkemeyi
terk etmelidirler. Terk ettirilmeli değil, terk etmelidirler. İnsanlığın, boş
işlere harcayacak boş vakti yoktur. Mahkeme de muhakemesini muhkem yapmalıdır
ki, adalet bihakkın tecelli etsin. Herkes mesuliyetinin ve deruhte ettiği
vazifesinin lüzumu mucibince hareket etmelidir. Ki, ortaya çıkan hareketlerin
de gerçek maksadını ve dip derinliğini ihsas etmekten uzak değiliz. Yüzleri ve
yüzeyleri çok iyi biliriz. Mevcut olan her şeyin iki yüzü vardır, ki bu yüzden
her şey zıttıyla kaimdir demişlerdir. Bu alemde çoğu şey de göründüğü gibi
değildir ve öyle olduğu için bilim diye bir şey vardır. Haddizatında göründüğü
gibi sanırsınız çoğu şeyi ama o şeyler görünmediği gibi varoluyordurlar. Bahusus
kapsayıcı ve ihata edici bir mekanizma ise böylesi bir mekanizma, daha derin
bir hassasiyetle hareket etmek iktiza eder. Kardeşim, neyin ile konuşman ve
konuşulman icap ediyorsa o şekilde konuş ki ağırlığını kaybetme. Bu bendenizin
meselesi değil midir? Şeksiz ve şüphesiz bendenizin de meselemdir. Çünkü bu
topraklarda yaşayan bir insanım ve artık absürt ve malayani şeylerle iştigal
edilmesinden tiksiniyorum ve insanlık onuruna yaraşır bir yaşam savaşının
verilmesi icap ettiğine inanıyorum. Doğduk doğalı bu topraklarda onurlu bir
yaşam arıyoruz ve ne hazindir ki, hala bulabilmiş değiliz. Çünkü bıktım,
usandım saçma sapan işlerle iştigal edipte, maksadı geride bırakan
kişiliklerden. Yeter kardeşim; her şey yerli yerinde olsun ve herkes insan gibi
işini yapsın da, artık münhasıran muayyen zümreler kazanmasın ve mülk bu
zümreler arasında dönüp duran bir devlet olmasın ve bu yüzden bu dünya
ezilenlere cehennem, ezenlere cennet olmasın. Son söz; mahkeme fırın, hakim
fırıncı, adalette halkın ekmeğidir! Ekmek çürürse her şey çürür...
MAHKEME, HAKİM VE ADALET...
Özgür DENİZ - 19.10.2020
Tarih: 19.10.2020
Okunma: 369
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.