SADECE DÜŞÜNÜN...42...

Özgür DENİZ - 27.10.2020

Bir insandım, düşteydim ve düştüm, artık dünyadaydım, bebektim çocuk oldum, çocuktum genç oldum, düşe kalka büyüdüm, vakti saati geldiğinde ve tokmak göç davuluna dokunduğunda göçüp gideceğim, acı tatlı yaşadım, tecrübe sahibi oldum, doğru yanlış çok şey biriktirdim, yaşarken çok şeyler gördüm, çok insanlar tanıdım, çok farklı kulvarlardan insanlar tanıdım, düşün düzeyinde nice gelgitler yaşadım, her düşünce vadisinden geçip geldim. Çok ciddi ve üst düzey düşün insanlarıyla bizatihi hasbihal eyledim. Bir şehre gittiğimde ve o şehrin sokaklarına daldığımda hiç tanımadığım, görmediğim insanlarla hemhal oldum, bir anda kaynaştım ve onların dünyalarını anlamaya çalıştım, onlar benim dünyamı ne kadar anlamaya çalıştılarsa, her yerde, her ortamda fasılasız doğal gözlem yaptım. İnsanları tanımaktan ve hayat ırmağının içinde coşkun bir sel gibi akıp giden insanlık suyunu kenardan gözlemlemekten hazzeden biriyim. Tıpkı kitaplarda yaptığım gibi. Böyle seviyordum, özgürlüktü bu bendeniz için bir nevi ve bendeniz doğduğumda özgürlükle yıkanmıştım. Kimseye karışmadan ama sessizce herkese karışarak yaşadım. Ta ki bir kitap okurken bile olaylar gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçip gidiyorlardı. Üstat Cemil Meriç; bir kitabı okurken aynı zamanda toplumda tezahür eden olayları da düşünerek okuyun, bu anlamak için sağlam bir yoldur demiyor muydu? Keza Üstat Nurettin Topçu da; gerçek okuyucu, okuduğu yazarı tenkit edebilecek düzeye erişen insandır demiyor muydu? Aynen öyle yapma çabasında oldum bendeniz de, her okuduğum cümleyi toplumsal olaylarla senkronize ederek okudum ve o minvalde idrak etmeye gayret ettim. Dahası Marks’ın dediği gibi gerçek bir toplum devrimi için geçerli olandı bu yöntem. İktiza ettiğinde okuduğum bir yazara en ağır tenkiti tevcih etmekte tereddüt etmedim. Kâh bağlandım, kâh koptum. Anladım bazen, anlayamadığım anlar oldu. Bir ülkede doğmuştum, bir milletin içine doğmuştum, bir din üzerine doğmuştum. Suçlu değildim, olamazdım. Suçlu olarak doğmamıştım, üzerime yüklenecek suçları sahiplenemez ve işlenmiş suçlara ortak olamaz, günahını çekmezdim. Ancak işlediğim suçlardan sorulabilirdim. Haddizatında seçmediğim ama maruz kaldığım olgularla karşılaşmıştım doğduğumda ama bunu büyüyünce fark ve idrak ettim. Elbette geldiğim ve bulduğum gibi gidemezdi her şey. Merak ettim maruz kaldığım her şeyi. Ve ancak seçimlerimle kendim olabilir, varolabilir ve kaderimi çizebilirdim. Yaşadıkça, büyüdükçe gördüm ki garipliklerle dolu bir dünyadayım ve acayip insanların arasındayım. Olgularla olaylar hep farklı seyretmekte, söylenilenlerle yapılanlar arasında amansız tutarsızlıklar bulunmakta, görülenlerle görülmeyenler paradokslar taşımakta, herkesin iki yüzü bulunmakta ve insanlar sürekli aldanmaktadırlar, aldatılmaktadırlar. Böylesi bir şey olamaz dedim ve o an için hiçbir şeye inanmamayı seçtim, artık kendim görecektim, bilecektim, anlayacaktım ve öyle inanacaktım inanacağım şeyler varsa. Çünkü gördüğüm şey dehşetli bir günah döngüsünden başka bir şey değildi ve burada ki ince noktayı tespit etmeliydim, bu döngünün mahrecini, nereden ve niçin neşet ettiğini bulmak zorundaydım. Çünkü bu döngüde, olan ne varsa, masumlara, mazlumlara ve ezilenlere oluyordu ve bendeniz işte bu insanların safında, sınıfında, tarafında durmayı intihap eyledim. Safımı ve sınıfımı bilmeli ve durmam gereken yerde onurluca ve sağlam durmalıydım. Elbette bilinçli bir duruş olacaktı bu, oranın hatalarını görmeyecek, kapatıp örtecek bir duruş değil. Ve hayatım boyunca hep kimlikleri ne olursa olsun aldatılan ve ezilen insanların yanında durdum, bu hiç değişmedi ve badema da değişmeyecek, çünkü onlar ezenlerin malik oldukları tüm imkânlardan, araçlardan, yöntemlerden mahrumdular ve ezilmeleri normal şartlarda mukadderattı ama böyle olmamalıydı, bu makûs talih yenilmeliydi. Sorun zihniyetteydi ve zihniyet değişmeliydi, iktiza ediyorsa behemehâl gerçekleştirilmeliydi bu değişim.  

Tarih: 27.10.2020 Okunma: 362

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?