SADECE DÜŞÜNÜN...44...

Özgür DENİZ - 29.10.2020

Bizler okumak, düşünmek, anlamak zorundayız kardeşim. Bunu kimin söylediğinin önemi yoktur. Bunu yapmaktan başka da çare yoktur. Maalesef, cehalet, aydınlığın önünde ki kalın bir perdedir ve o perde indirilmedikçe karanlıkta yaşamaya, aldanmaya, aldatılmaya mahkûmuz. Bu şekilde davranırsak bilmemezlik üzerinde yaşam kurmak kaderimizdir. Ama aydınlanmamız da istenmemektedir. Çünkü karanlıkta yaşayanlar için aydınlık tehlikelidir. Aydınlık; cesarettir, özgürlüktür, umuttur, barıştır, kardeşliktir, direniştir, bağımsızlıktır. Aydınlık; sürülükten, mankurtluktan, kapı kulluğundan, kula kulluktan kurtulmak ve insan olmaktır. Aydınlık; yaşamak sevincidir. Aydınlık; cumhuriyettir. Okuyan bir toplum değiliz. Keza, çendan, gözlem yapan bir toplumda değiliz. Kör ve sağır bir şekilde yaşayıp gidiyoruz. Namuslu aydınlarımız yok. Hakikat ehli âlimlerimiz yok. Tefessüh etmemiş hiçbir tarafımız, hiçbir olgumuz kalmamıştır. Cehalet çok kötü bir şeydir. Sürekli aldatılırsın ama farkında olmazsın, fark etmek için de çaban olmaz. Bildiklerin bilmen gerekenler olmaz hiçbir zaman ve böylece yanlış bildiklerin üzerinde bir yaşam kurgularsın, öylece yaşar gidersin. Sefaletin dehlizlerinden sürünürsün. Gerçek insan olarak değil kurgu insan olarak varolur gidersin. Niçin şu ana kadar ki hayatımıza bir LÂ diyerek sünger çekip atmıyoruz ve yeni bir hayata başlamıyoruz? Bunu da okumayla başlatmıyoruz? Çünkü bugüne kadar ki kazandığımız her şeyi elan yaşadığımız hayat sayesinde kazandıkta ondan değil mi? Zira LÂ dediğimiz an kazandığımız her şeyi kaybetme korkusunu yaşıyoruz ama diğer taraftan da insanlığımızı kazanacağımızı hiç akıl edemiyoruz, belki de ediyoruz ama insanlık nedir ki diyoruz. Dünya yoksa insanlık neye yarar diye düşünüyoruz. İnsanlığımızı çürütüyoruz dünya nimetlerini kazanmak uğruna. Bu yüzden de dünden kalan ne varsa üzerine çökmüşüz ve onun üstünden asla kalkmak istemiyoruz. Çünkü o kalıntıların üzerinde durdukça kazanmaktayız, kazanmamızın yolu açılmaktadır. Bir iki nutuk çektik mi, bir iki hamaset yaptık mı tamamdır, balıklar oltadadır ve ne hazindir ki gerçekten de kolayca oltaya takılan balıklarız. Kalıntıların üzerinden kalktığımız an kaybedeceğimiz an olacağını farzediyoruz ve korkuyoruz. Bilmiyoruz ki, asıl kaybettiren o kalıntıların üzerinde yaşamaktır ama işte bunun altında yatan da cehalettir ve cehaleti yenmek, yok etmek bu kadar mühimdir. Ekmeğimizi bile onurumuzla kazanmaktan imtina ediyoruz kendi topraklarımızda. Adeta toplum olarak bir dilenci derekesine düşmüşüz ne acıdır ki. Gerçekleri söylemekten, duymaktan ödümüz patlıyor. Üç kuruş etmeyecek tiplerin sıfır kuruşluk laflarına itibar ediyoruz. Kendimizi mal yerine koyduruyoruz. Adam suyla mı yaşıyorsun sen diyor. Biz de diyoruz ki; hakikaten ya suyla mı yaşıyoruz. Ulan öküz su olmasa hayat mı olurdu diyemiyoruz. Yahut ulan öküz susuz bir hayat nerede var, madem öyle göster de yaşayalım diyemiyoruz. Çünkü korkak tavuklar gibiyiz. Kendi evimizde bile kendi evimizmiş gibi yaşayamıyoruz. Birilerinin yaşamaları için yaşamlarımızı feda ediyoruz. Yazıklar olsun!

Tarih: 29.10.2020 Okunma: 358

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

İ. hakkı Cengiz

29.10.2020 - 13:47

44''ncü defa SADECE DÜŞÜNÜN diyorsun. Evet, sadece düşünmek bile pek çok meseleyi çözebilir. Bugünkü yazında, AYDINLIK, AYDINLANMA ve CEHALET üzerinde durmuşsun. Her satırına imzamı koyuyorum. Emeklerine, yüreğine sağlık. Cumhuriyet aydınlığı, aydınlanmamıza vesile olsun! Cumhuriyet ilelebet aydınlatsın! Var ol. Selâmlar...

Özgür Deniz

29.10.2020 - 13:55

Aynı duygu ve düşüncelerle tüm kalbimle bilincimle içtenliğimle samimiyetimle sonsuz teşekkürler ve bilmukabele inşaAllah saygıdeğer paşam. Cumhuriyet; onurlu yaşamın garantisidir. Umarım bu Millet önce gerçekten Millet olur sonra da kendisine tevdi edilen Cumhuriyetine sahip çıkar ve sonradan dizlerini dövmez. Cumhuriyet yoksa KARANLIK vardır. Tüm kalbimle bilincimle içtenliğimle samimiyetimle sonsuz derin saygılar ve selamlar saygıdeğer paşam.