Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür
Sadece dövizin yükselmesiyle ekonomi çökmez…
Ama sürekli tırmanan dövizle de “iş hayatı” sürdürülemez!
“Ekonomi”, müspet, tarihî ve uluslararası nitelikte bir bilim dalıdır… Bunun dersini veren fakülteler hatta üniversiteler var.
Ekonominin çok katı kuralları vardır. Piyasa, kişisel, kurumsal ve uluslararası iktisat bu kurallar çerçevesinde işler. Bunları ne değiştirebilirsiniz hatta ne de onlara müdahale edebilirsiniz. Bunlara uymak zorundasınız!
Misal, tüketiminiz üretiminizden fazlaysa pahalılık meydana gelir. Uluslararası dilde söylemek gerekirse “enflasyon” olur.
Enflasyonunuz, diğer ülke enflasyonlarından yüksekse, paranızın değeri düşer, yabancı paraların değeri yükselir.
Üretiminizi artırma imkânı gözükmüyorsa, enflasyonun daha da yükseleceği beklenir ve kendi paranızdan kaçış başlar… Ülke vatandaşı, kendi parasını tutmak yerine, dövizle tasarruf etmeye çalışır.
İşte, ülke yönetimi olarak sizin etkili olabileceğiniz tek nokta burasıdır: Gelecek satmak! Geleceğin, bugünden daha iyi olacağına vatandaşları inandırabilmek.
Eğer bunu başarabilirseniz, Türk Lirası’ndan kaçışı önleyebilirsiniz. Esas sorun ortada durduğu için, yani enflasyon sürdüğü için döviz yine yükselir ama hızını kesmiş olursunuz.
Bunu sağlamanın yolu elbette doğru ekonomik yollar izlemek. Ekonomi yönetimine uzmanları getirmek ve onların icraatlarına güvenmek… Çalışmalarında onları serbest ve rahat bırakmak.
Lâkin istikrarı sağlamak için bunlar yetmez!
Memlekette sükûnet olmalı!
Memleket üzerinde bir barış havası, huzurlu bir iklim hüküm sürmeli…
Siyasî partiler birbirinin düşmanı değil, birbirinin rakibidir! Bu şuurla siyaset yapılmalı! Bunu sağlamak da iktidara düşer.
İktidar “güç” demektir!
Her türlü gücü elinde bulunduran niye öfkelenir ki?
Elinde hiçbir güç olmayan muhalefet hırçınlaşsa bile iktidar, mahallenin ağır abisi olarak sükûnetini muhafaza edebilmeli… Bu sükûnet elbette ülkeye yayılacak, güven ve istikrar ortamı meydana getirecektir.
İktidarın, sadece sakin ve vaziyete hâkim duruşu, iş dünyası, piyasalar ve kitlelere moral, ümit ve cesaret aşılayacaktır.
Genellikle iktidar kanadından, sık sık, “birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var” uyarısını duyarız.
Birlik ve beraberlik de böyle sağlanır: İktidarın sükûneti ve bütün milleti kucaklamasıyla!