Yürümekle varılmayacak uzak diyarlardan gelirim.
Doğum yerim gökyüzüdür benim.
Güneşin ördüğü dev örtümle kuşatırım göğü.
Sürekli ıslak bir hayatım ben.
Engin denizlerin ve özdek yığını yeşil göllerin
ve aydınlık nehirlerin değişik düzenler içinde
emilen sular buhuru eseriyim ben.
Gizemli süt ırmakları taşırım yüreğimde.
Ne zaman sıcaklar bastırsa gözlerim ağlar benim.
Biliyor musunuz?
Gözyaşımın her damlası bir dünya değerindedir.
Bunu ileride anlayacaksınız.
Ve ben ağladıkça sizler güleceksiniz.
Soğuklar bastırdığında aşk ve güzelliğin kaynağı
beyaz yağmur olurum
ve yumuşacık bir döşek sererim yere
ışığımda uyusun diye ayaz geceler.
Esintisi size de gelen
bir sevgilim var benim.
Koluna takıp ülkeler gezdirir,
her gittiği yere beni de götürür.
Ayrılmaz ikiliyiz biz dünya var olduğundan beri.
Gölgemin düştüğü yerde her canlı hisseder beni.
evladı gelmiş gibi bağrına basar beni doğa.
Gök gürültüleri içinde aşağılara inerken
heyecanlı bir şölene hazırlanır çayırlar ve tarlalar,
kınalı dudaklarını uzatır kıraç toprağın gülleri ve çiçekleri.
Yaşam ocağınız güneşi kapatsam da bir süreliğine
bunalmış gönüllerinizi yatıştırma isteğimdir bu.
Ben sizin güzelliğinizim!
Sürahinizdeki suyum,
biliyor musunuz?
Besleyen ve üremenizi sağlayan
ve evrimleştiren benim sizleri.
Şimdi kalbinizin gözünü açın da çalınmış düşlerinizin
ve gerçek benliğinizin hürlüğünü görün bende.