İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...10...

Özgür DENİZ - 17.12.2020

Olguların gerçek anlamlarına hiç merak salmayız, sonra da nasıl olaylaştıklarını umursamayız, böylece sefaletin türküsünü terennüm eder dururuz mütemadiyen. Oysa olguların gerçek mahiyetlerini bilsek, doğru mu yoksa yanlış mı olaylaştıklarını ölçebiliriz ve gereken tepkiyi, gerektiği gibi, gereken zamanda verebiliriz ve aldatılmaktan da kendimizi korumuş oluruz ama bunu yapmayız bir türlü. Olgu nedir, ne değildir, mahiyetine mukabil nasıl olaylaşmalıdır, nasıl olaylaşmamalıdır bilmek elzemdir, aldanmamak ve insan gibi yaşamak, onuru korumak için. Önümüze gelene inanmaktan ve onun tarafından onun adamı sayılmaktan ve ona karşı diğer insanları jurnallemekten gizli bir haz duyarız. Bu kadar basitiz ve işe yaramayız işte biz. Yani biz onun bunun adamı olabiliriz ancak her devirde ve günümüzü kurtarma derdine düşeriz, başka da hiçbir şey yapamayız mevcut zihniyetimizle ve ruh halimizle. Beyinsizliğimizle ve ruhsuzluğumuzla da kendimizi insandan sayarız. Ne kadar kolaymış insan olmak ta, bizim haberimiz yokmuş değil mi? Tarihten ders almayı, örneklerden ders çıkarmayı tercih edeceğimize, tarihle övünmekle ve örneklerden işimize geldiği zamanda ve yerde örnekler vermekle ama yan gelip yatmakla iktifa ediyoruz ve bunu da marifet sanıyoruz. Zamanımızı göz göre göre israf ve heba ediyoruz. Birlikte iyi işler başarmayı deneyeceğimize ve birbirimizin iyi yeteneklerini keşfedip gereken yerde sahaya süreceğimize, kendi başımıza debelenip duruyoruz. Benden olsun da isterse hiçbir şeyden anlamasın, yeter ki bana sadık kalsın diye düşünüyoruz. Yemin ediyorum nice yetenekleri göz göre göre harcıyoruz, onlardan istifade edeceğimize. Oysa bu topraklar şahsi kanaatimce hem hazine babında hem de zeka babında muazzam kafalarla, yeteneklerle ve servetlerle lebalep ama kullanmak işimize gelmiyor. Zira kendi ışığımız yoksa, başka ışıkların yanmasına da lüzum yok diye düşünüyoruz, bir de güç bizdeyse tamamdır, bırakalım yetenek yerinde yok olsun gitsin, hazinede bizim kasamıza aksın diyoruz. Gerçekten ama gerçekten çok tiksinç yaratıklarız. İçler acısı bir hali var insanın ve insanlığımızın maalesef. Sadece derin düşünemediğimiz için farkına varamıyoruz. Farkına varanlar konuştuklarında da onları susturmayı marifet sanıyoruz. Bizler böyle mi tedenniden kurtulup terakki kaydedeceğiz büyük insanlık olarak ve böyle mi tekâmül edeceğiz insantekleri olarak? Kadim bir medeniyetin varisleriyiz ve onu yeniden şahlandıracağız öyle mi? Sanmaklarla gerçek olsaydı her şey, şimdi çok farklı zamanlarda ve dünyalarda çok farklı insanlar olmamız gerekirdi değil mi? Bizden hiçbir şey olmaz ve asla da olmayacak! Çünkü görünen köy ve gören göz kılavuza ihtiyaç duymaz. Hayır bu kendine inançsızlık değildir, hayır bu kendini küçük görmek demek değildir, hayır bu umutsuzluk zerketmek değildir, zaten yukarıda söylediklerimizde buna hüccettir ve anlayan kafaların işidir anlamak.

Tarih: 17.12.2020 Okunma: 418

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

İ. Hakkı Cengiz

18.12.2020 - 10:24

Öyle, sevgili kardeşim, hem kafa olarak çok önemli değerler-cevherler herder olup gidiyor hem de ülkenin akıl almaz ekonomik zenginlikleri, değerleri telef ediliyor, boşa harcanıyor veya değerlendirilemiyor. Çok hayatî tespit ve uyarılar. Emeğine, yüreğine sağlık. Selâmlar...

Özgür Deniz

18.12.2020 - 13:18

Maalesef çok acı ama gerçek saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey. Aynı duygu ve düşüncelerle tüm kalbimle bilincimle içtenliğimle samimiyetimle bilmukabele inşaAllah. Derin saygılar.