İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...17...

Özgür DENİZ - 27.12.2020

Bir önceki yazının sonunda bugünleri okumak için ömürde badema bulunmayacak fırsattır demiştim. Elbette yine de Allah böylesi felaketlerden dost düşman tüm insanlığı korusun ama mademki geldi başa en güzel şekilde de değerlendirmek icap etmez mi? Mesela; samimi ya da samimiyetsiz olarak kitabımız dediğimiz ve işimize geldiği an kendinden bir ayete başvurduğumuz ama yaşamlarımızda izine pekte rastlamadığımız hatta hiç mi hiç rastlamadığımız Kur’an başta olmak üzere, İncili, Tevrat’ı, Mezmurları (Zebur’u), Nietzsche’yi, Arthur Schopenhauer’u, Karl Marks’ı, Engels’i, Risale-i Nur’u, İmmanuel Kant’ı, Lenin’i, Ali Şeriati’yi, Cemil Meriç’i, Proudhon’u, Nurettin Topçu’yu, Muhammed İkbal’i, Nutuk’u vb. hatmetmenin tam da sırası değil mi lütfen? Bilakis ne zaman böyle bir fırsat bulupta okumaya başlayacağız? Okumadıkça, düşünmedikçe, anlamadıkça, hissetmedikçe, sorup sorgulamadıkça belki farkında olmayacağız ama boynumuzda tasmayla yaşayacağız ömrümüzün sonuna dek, fakat insan gibi yaşıyor olduğumuzu sanacağız, sanmakla insan gibi yaşanıyor olunsaydı keşke. Okumazsanız gerçeğe ulaşamazsınız, gerçeği bilmezseniz her şeye gerçek diye sarılırsınız ve hep birilerinin ağzına bakmaya başlarsınız artık ve aldanmaktan da hiçbir zaman kurtulamazsınız. Hayatınızı, hayatınızın öznesi olarak değil de zavallı bir figüran olarak yaşarsınız. Kul birey değil, köle robot olarak yaşarsınız. Niye hakkımızı aramıyoruz, niye hak ettiğimiz yaşamı kazanmak için kavga vermiyoruz? Niye haklarımızın çalınmasına göz yumuyoruz göre göre, bile bile? Hep birilerin ağzına bakarak mı geçecek ömrümüz? Üstelikte yalan söyledikleri aşikâr olduğu halde. Niye şöyle tüm yüreğinizle haykırıp; boş beleş kavgalarınızın kurbanı olmak, arada ezilmek, yaşanacak günlerimizi yaşamadan geçirmek, hayallerimizi gerçekleştirmeden ölmek istemiyoruz kardeşim demiyorsunuz hayatınıza müdahale edenlere? Gidin kendinize bir dünya bulun orada verin kirli kavgalarınızı demiyorsunuz? Hakkınız değil mi bu sizin? Neyinizi kaybedeceksiniz? Ne yani kardeşimiz dedikleriniz tarafından sömürülmek iyi bir şey midir, hakkınızın çalınması iyi bir şey midir yoksa kardeş kardeşi sömürmez de birlikte üretmek ve tüketmek için kavga mı verir? Elbette ki, kardeş kardeşin iyiliğini istemesi icap eder. Üç kuruşluk dünya menfaatlerinizi ve hiçbir işe yaramayan ve ancak köleliğinize sebep olan kazançlarınızı mı kaybedersiniz böyle olursa? Onurunu kaybedenin kaybedeceği başka neyi olabilir ki? Onurlu insanlar olarak yaşadığınızı mı düşünüyorsunuz yoksa? Duygularını açığa vuramayacaksın, düşünceni ifade edemeyeceksin, hakkını alamayacaksın, isyanını dile getiremeyeceksin, eleştiremeyeceksin, her türlü hakkın zımnen sözde yasalarla elinden alınacak ama onurlu yaşamış olacaksın, onuruna tüküreyim senin. Birileri benim hayatımı planlayacak, ben sadece seyirci koltuğunda oturacam, duygularım ve düşünlerim olmayacak ve bu benim hayatım diyecem ve onurlu yaşadığım iddiasında olacağım öyle mi? Özne miyiz, figüran mı, bir karar vermeliyiz! Bu dünyaya kimseyle bitişik gelmedin, kimseyle bitişik gitmeyeceksin, herkesin kendine özel bir yaşamı var ve bu yaşam tek bir kez var, öyleyse lütfen onuruna sahip çık ve kavganı insanca, namusluca ver.

Tarih: 27.12.2020 Okunma: 460

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?