Ey insançocukları! İnsanlık ırmağı
akıyor, insanlığı sarsan olaylar vuku buluyor, tarih yeniden yazılıyor ve
bizler öylece bakıyoruz. Niye? Söyleyecek sözümüz yok diye. Birbirimizle kavga
etmekten, dışımıza bakmaya zamanımız yok. El ele verip ortaya bir şeyler
koyacağımıza, ortaya konulmuş ama artık bugün için fazla bir şey anlam ifade
etmeyenlerle övünüp duruyoruz. Hicapta duymuyoruz bundan. Üzerimize ölü toprağı
serpilmiş sanki. Malayani ile iştigaldeyiz hala. Hala rant peşindeyiz, hala
küçük hesaplarla oyalanıyoruz. Yarınları tehlikeye atmaktan hicap duymuyoruz. Bugünden
yarınları çalıyoruz. Tarihin akışında edilgen elemanlar gibiyiz, hiçbir müdahalede
bulunamıyoruz. Nedendir, niçindir, sormuyor muyuz bunu kendi kendimize? Basiretimiz
bağlanmış sanki, hiçbir şeyi öngöremiyoruz, ileriye matuf planlar ortaya
koyamıyoruz, münhasıran akışa kapılmış gidiyoruz. Hala insiyaki davranışlar
sergiliyoruz, sanki aklımız tatile çıkmış. Gizli bir network tüm insanlığı
sarmak için dünya krallığı peşinde sessizce netameli planlar yaparken bizler
dünyalık çıkarlarımız peşinde bitkin düşmüşüz. Bizleri opsiyonsuz bırakmak ve
kendi dikte ettikleri yaşama mahkûm kılmak için dört tarafımızdan ihata etmeye
çalışıyorlar. Bizler aptalca şeylerle vakit öldürürken, birileri tüm insanlığı robotlaştırmak
derdindeler. Ne zaman atacağız üzerimizdeki ölü toprağını? Ne zaman insanlık
namına çalışmaya başlayacağız? Ne zaman çıkarlarımızı geri plana atıp,
ideallerimizi önümüze koyacağız. Tetebbu edip vakıf olmaktansa, taaccüp
edebiliyoruz ancak, sonra da alıkça zırvalar geliyor peşi sıra. Kullanışlı
elemanlar oluyoruz ondan sonra da. Bilek gösterisi yapabiliyoruz ancak ama
aklımızı ortaya çıkaramıyoruz. Oysa hem yumruğun güçlü hem de aklın kuvvetli
olacak ki, yazılan hayatı değil yazdığın hayatı yaşayabilesin. Dövüşebildiğin
kadar düşünebileceksin de, işte o zaman yarabilirsin tüm kuşatmaları ve
göğüsleyebilirsin tazyikatları. Bilakis, efendilerin badi gardı olabilirsin
ancak. Artık değişelim ve değiştirelim,
zamanı gelmedi mi değişimin? Niçin hala aldanıyoruz, aldatılıyoruz? Ne zaman
silkinip, kendimize gelip, ayağa kalkıp hesap sormaya başlayacağız her şeyimizi
ama her şeyimizi çalanlardan? Şeytanın Allah ile aldatmasına ne zaman dur
diyeceğiz? Ne zaman son bulacak kul hakkını acımasızca yemeler, ne zaman son
bulacak sonsuz zulümler, ne zaman son bulacak hazinelerimizi yağmalamalar, ne
zaman son bulacak dağlarımızı ve ovalarımızı tırmalamalar, ne zaman son bulacak
denizlerimizi kirletmeler, ne zaman son bulacak açlık ve sefalet, ne zaman son bulacak
kaynaklarımızı köküne kadar kurutmalar, ne zaman son bulacak esaret, ne zaman çözülecek
zincirler, zalim savaşlar ne gün bitecek ve barış ne gün gelecek dünyamıza? Artık
yeni bir yılda girdi, şimdi yeni bir insan olmanın vakti değil midir?
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...22...
Özgür DENİZ - 01.01.2021
Tarih: 01.01.2021
Okunma: 403
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.