Niye kendimizi eleştirmekten ve bize
yanlışlarımızın söylenmesinden korkuyoruz? İnsan doğruyu görmekten, hatasını
bilmekten hazer eder mi ve bunu yapana kızar mı? Böyle yaparsak kaybeden kim
olur? Başkalarının hatasını ifşa etmekten, başkalarını eleştirmekten haz aldık
ama her zaman. Kendimize iğne batırmaktan korktukta, başkasına çuvaldız
saplamaktan zerre hicap duymadık. Ki, bugünlere böyle gelmedik mi? Ne yani
zayıfken eleştirmek hakta, güçlüyken eleştirilmek suç mu? Demek ki, güç
bozuyormuş o vakit. Oysa böylesi bir durumda, münhasıran birileri değil herkes
kaybeder. Bizim tenimiz etten de, başkalarının ki demirden mi? Ya da başkaları
başka toplumdan mı? Birilerine sorumluluk veriyoruz ve birileri bizim adımıza
sorumluluk deruhte ediyor ama bizim yönelteceğimiz her türlü eleştiriden de
azade olmak istiyor. Böyle bir dünya olabilir mi ve böyle bir dünyanın
yarınları olabilir mi? Tüm insanlara yazık, günah. Bir emanet vermişsem, günü
geldiğinde o emanetin ahvalini sormak en büyük hakkımdır. Ne yani emanetimi
dilediğin gibi kullanacaksın ama nasıl kullandığını, ne yaptığını sormayacağım
öyle mi? Bilakis sormadığım zaman suçlu olurum ve hiçbir hak iddia edemem ve
layık görüldüğüm her şeye de sessiz kalmak zorunda kalırım. Bizler gerçekten
iyi ve onurlu bir yaşamı hak etmiyoruz! Etseydik zaten bulurduk! Zira o
kalibrede, o yükseklikte insanlar değiliz ve olmadığımızı da hal ve
hareketlerimizle kendimiz ortaya koyuyoruz. Bunu tüm kalbimle ve aklımla
söylüyorum, söylemekten de zerre imtina etmiyorum ve hicap duymuyorum. Çünkü
safi hakikattir bu çıkarımım. Eğer yalan olan bendeniz olsaydım, bunun mutlaka
bir emaresi olması iktiza ederdi. Bizler, hakikatin peşinde düşen, hakikati
sorgulayan ve sorular sormaktan imtina etmeyen gerçek düşün insanları olsaydık
şayet, önümüze konulmuş ve hakikat diye gösterilmiş her şeyi tartışmasız,
sorgusuz, sualsiz tolere etmezdik. Ama ne hazindir ki, bizler hakikati
sorgulayan değilde önüne konulan yalanları hakikat diye hap gibi yutan insanlar
olarak yetiştirildik biat ettiklerimizce. Hakikat diye önüne konanları
sorgulayanlar ise daima telin edildi, hainlikle damgalandı ve nihayet susmak
zorunda kaldı. Yazık, yemin ediyorum yazık! Cumhuriyetten her ne pahasına olursa
olsun taviz vermeyin, vazgeçmeyin lütfen, yoksa karanlıkta boğulursunuz da el
uzatanınız olmaz, ömrünüzü acı çekerek, rezil bir şekilde tüketirsiniz. Şeytan ve
dostlarının Allah ile aldatmalarına da geçit vermeyin.
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...25...
Özgür DENİZ - 04.01.2021
Tarih: 04.01.2021
Okunma: 430
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.