Bu ne lan, bir zaman birileri gelip
kendilerine göre çalıp oynayıp, yiyip içip, gülüp eğlenip gidecekler, başka bir
zaman birileri gelip aynı şekilde yaşayıp gidecekler ve geri de kalanlar da her
dönem de maruz kaldıkları hayatın mahkûmu olacaklar. Senin, benim, onun, bunun,
şunun, bizim, sizin, onların haklarını diledikleri gibi istediklerine peşkeş
çekecekler, bizlerde eyvallah edip geçecez öyle mi? Kahrolsun ki ve ne acı ki
öyle maalesef. Herkes kendinden olanın egemen olacağı dönemi bekliyor ve olan
bitene tepkisiz, sessiz kalıyor. Kendisinin bile namussuzca sömürülmesine,
haklarının yenilmesine suspus oluyor. Nasıl bir onurdur ki, böylesi bir tavra
maruz bırakıyor insanları? Ya da kendinden olmayanlar egemense cılız sesler
çıkarıp, egemenler kendindense hiç sesini çıkarmıyor ve böylesi bir fasit
daireye tutsak kalıyor tüm insanlık bu tür asalaklar yüzünden. Her dönem de her
şey güzel olsun, insanca hakça bir düzen olsun demiyor kimse. Yapboz tahtasına
dönüyor her dönem de her şey. Çünkü içine tükürdüğümün çarkı böyle kurulmuş,
böyle yürüyor. Birileri gelip eskiyi bozuyorlar, başka bir zaman yine birileri
gelip kurulanı bozuyorlar ve zavallı insanlarda bundan memnun oluyorlar, her
gelene bendendir diye bakıyorlar ve kendilerinden olan gidesiye kadar
dalkavuklukta demir atıyorlar, her şey her zamanda olması gerektiği gibi olsun
ve her dönemde herkes gülsün demiyorlar. Acılardan acılara sürgün bir hayatın etkisiz
elemanları oluyorlar. Yaparlarsa münhasıran bunların yardakçılığını yapıyorlar,
tek söz edip, böylesi hain bir gidişe hayır diyemiyorlar. Diyenler de dedikleri
an giyotine gönderiliyorlar. Aydınlarda, âlimlerde, sanatçılarda, köşe başını
tutmuş kadılarda aynı türküyü söylüyorlar ve aynı çarkın hadimi oluyorlar,
tıpkı avam gibi, hiçbir olana bitene tek söz etmiyorlar, yanlışa yanlış,
doğruya doğru diyemiyorlar. Bende bendendir diye susup oturacam gelene gidene
öyle mi? Yok öyle yağma kardeşim, hayır diyorum bu lanet düzene, bu kötü gidişe
dur diyorum, bu sokak çıkmaz sokak diyorum, isyan ediyorum, hakkımın
yenilmesine eyvallah etmiyorum, hakkımı helal etmiyorum, ne lan bu benim hakkım
benim topraklarımın dışına gönderiliyor ve çatır çatır yeniliyor, içeridekilere
de hiç hak etmedikleri halde göz göre göre sunuluyor afiyetle yesinler diye. Hiçbir
etkisi olmasa da onurumu korumak adına yapıyorum bunu, kötülüklerde payım
olmasın için yapıyorum, çendan hak ettiğim yaşam adına yapıyorum. Devlet, mülk,
hayat hep birilerinin inhisarında olacak dönem dönem ama benim olmayacak hiçbir
dönem. Tükürürüm lan böyle dünyanın da, düzenin de, hayatın da, adaletin de
içine. Lanet olsun! İnsanlığı aldatıp, uyutup, uyuşturup âlem yapıyorsunuz
insanlık toprağında. İnsanlar da öylece bakınıyorlar mal gibi. Acıyorum lan bu
insanlığın haline. Sesini bile çıkaramayan, hayır diyemeyen, suskuya mahkûm
olmuş, elindekinin alınmasına eyvallah eden, önüne konulanla iktifa eden, her
söylenene aldanan, handiyse kapının önünde yal bekleyen ite döndürülmüş olan,
her önüne gelenin önünde eğilen, hiçbir adaletsizliğe ve ahlaksızlığa ses
edemeyen insan mı olur? Silkinin, atın üzerinizden ölü toprağını ve hayır
deyin, bu gidiş gidiş değil deyin, gittiğiniz yolun sonu iyi değil dönün geri
deyin. Herkes kendi içinde ki hainlere bunu söylese bile kifayet edecektir bir
şeylerin olmasına. Çünkü bizim suskumuzdur egemenleri azdıran, istedikleri gibi
at oynatmalarına, dilediklerince yaşamalarına ama yaşatmamalarına yol veren. Sizin
lan bu mülk sizin, behemehâl alın geri sahibi olduğunuz ama metazori el konulan
mülkünüzü!
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...31...
Özgür DENİZ - 10.01.2021
Tarih: 10.01.2021
Okunma: 433
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.