Bizler insançocukları olarak kendi
duvarlarımızın içine hapsolmuşuz ve insanlığa o duvarlarda açtığımız bir
mazgaldan öylece bakıyoruz. Münhasıran seyrediyoruz, zira korkuyoruz, çünkü
cesaretimiz yok hayatın içine girmeye. Adeta mahpusu yaşıyoruz. Kaderimizi
korkularımız tayin ediyor. Adam ekmeğiniz benim elimde, ben izin verirsem
toksunuz, izin vermezsem açsınız diyor ve biz buna müteşekkir oluyoruz, oysa
adam ekmeğinizi avcunuza koymak istiyor ama ona itibar etmiyoruz. Biz alışmışız
kula kulluğa, köleliğe ve kapıda yal beklemeye, maalesef böyle bu, ister kızın,
ister dövün, ister vurun, gerçek değişmez. Oysa yaşamak bu değildir bebeğim!
Yaşamak; bir duvarın arkasına saklanmak ve herkesten uzak kalmak değildir.
Yaşamak; başkalarına ulaşmak, el vermek, başkalarıyla göz göze gelmek ve
onlarla birlikte yaşayabilmektir. Duygularını ve düşüncelerini paylaşmasını
bilmektir, paylaşmadığın düşüncenin ve duygunun yük olduğunu anlayabilmektir. En
kaliteli kavgadan sonra bile dostuna sarılabilmektir. Dostunun can yakan
sözlerine göğüs gerebilmek, onu satmayı aklına getirmemektir. Bizler kafalarımızda
ve kalplerimizde paylaşmayacağımız, kendimize saklayacağımız duyguları ve
düşünleri mi biriktirdik yoksa? Kendi başına güzel ve güneşli bir dünya hayali
kurmak değil, herkesle birlikte dünyayı daha güzel, yaşanılabilir bir yer
haline getirmektir yaşamak. Motorları maviliklere sürmektir hep birlikte, güzel
günler göreceğimize inanç beslemektir. Bizleri ayrı düşürenlerin de istediği,
bizleri kendi mahpuslarımızda tek başımıza kalmaya mahkûm etmektir. Çünkü
biliyorlar ki, bizler birleşirsek, onların tenekeden saltanatları savrulup
gidecektir, birlikten doğan gücümüzün oluşturduğu fırtına karşısında
tutunamayacaklardır. Vurdukları zincirleri birlikte kırabileceğimizi çok iyi
biliyorlar. Bu yüzden bir kısmımızı zincirlerken bir kısmımızın zincirlerini
çözüveriyorlar ki, zincirlerini çözdükleri kardeşlerimiz, arkadaşlarımız onların
saflarında yerlerini alsınlar, onların sofralarına otursunlar, onların ellerine
baksınlar. Bu büyük bir yanılgıdır bebeğim! Bizim kaybedecek bir şeyimizin
olmamasına nazaran onların kaybedecekleri çok şeyleri vardır. Bu yüzden onların
tezgâhlarına gelmemeliyiz. İnadına buluşmalıyız, birleşmeliyiz ve birlikte,
kendisinden başka kaybedeceğimiz hiçbir şeyimiz olmayan zincirlerimizi
paramparça etmeliyiz. Ondan sonra kavuşabiliriz ancak, insanlık onuruna yaraşır
yaşamımıza ve tatmadığımız sevinç kalmaz hayatta. Lütfen düşün bebeğim!
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...37...
Özgür DENİZ - 16.01.2021
Tarih: 16.01.2021
Okunma: 486
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.