AFORİZMALAR...3...

Özgür DENİZ - 26.12.2008

Kaybedilen  her bir kişi, terörizmin kazanması dolayısıyla güçlenmesi ve kirli, kanlı ve illegal davasında muzaffer olmasını tevlit eder. Binaenaleyh, kaybedecek ne bir salisemiz ne de bir ferdimiz yoktur, olmamalıdır.
                 

Konfor, idraki zayıflatır... Meseleleri tahlil hususunda acze düşürür... Derin bir tefekkür bu durumun sarahatini size gösterecektir...

                 

Müteal olana küçük pencereden ve sığ ufuklardan bakmak, O’nun sarayına dar kapılardan girmek muhaldir. Pencere ve kapılardan kurtulmaktan başka çare yoktur vuslat için.


                  

Her millet kendi coğrafyasında kendi kaderini kendisi tayin etmeli ve kendi teşekkülü olan siyasal düzlem üzerinde yaşama hakkına sahip olmalıdır. Ayrıca yeryüzünde de mutlak adaletin ve hakiki hürriyetin en güzel şekilde tahakkukuna çalışmalıdır. Bilakis, bir yeryüzü terörünün muharriki olacaktır kuşkusuz. 
                  

Tek gerçeğin ve yüceliğin, yegane anlamın, uzun bir fikri sorgulama neticesinde, son ve ekmel din İslâm’ı yaşamaya gayret etmek ve hayata hakim kılmaya çalışmak olduğuna inanıyorum, gerisi angarya... İmansız gitmekten korkuyorum...

                  

İslâmiyet sanki asr-ı saadet devrindeki gibi yeni gelen ve gizli tebliğ edilen kadim devrini andırıyor. Artık toplum tamamen dinden uzaklaşmış ve dine ciddi olarak yabancılaşmış. Dini saf, katışıksız haliyle tebliğe çalışanlarda, asr-ı saadetin yiğit sahabelerini andırıyor ve o gün olduğu gibi bugünde cehaletin ve bilinçsizliğin mahkumu olan toplum bu yiğitlere meczup ve atalarının dinini terk eden sapıklar olarak bakıyor. Veyl olsun gerçekten bihaber sapıklara.


                   

Gök ve yer arasında her şey, start alıp zincirlerinden boşanmış yarış atları gibi son sürat yarış halinde... Hızın tutsağı olmuş... Bu yarış altta kalanın canı çıksın yarışı... Acımasız ve katil bir yarış... Bu yarış insanlığın sonu olacak gibi... Durdurun..!
                   

İnsanların tasavvuru, muhayyilesi ve algısı tamamen maddenin hakimiyetine girmiş. Yani hayatının anlamını belirleyen bu üç önemli öğeyi madde inşa etmiş. Madde Rabbi olmuş insanlığın.

                   

Mülkiyet insanı köleleştiriyor. İnsanı özgürleştirmek için önce mülksüzleştireceksin.


                   

İnsanoğlu, yeryüzüne saçılmış alevlenmeye hazır bir benzin seli, liderler o benzini ateşlemeye hazır birer kıvılcım. Bu durumu müşahede altında tutan emperyalistler, kıvılcım yaratmada pek mahir, zira o kıvılcımın tutuşmasını sağlayacak bütün teçhizata sahipler. Müteyakkız olmak gerek, ateşi kıvılcımken tesirsiz kılmak gerek, ateşlenme tahakkuk ettikten sonra ateş çemberinde yanmak kaçınılmaz olmadan önce.
                   

İnsanoğlu hazır kahramana alışık olduğu için, emperyalizm kahraman üretmekte pek mahir ve cömert ama gerçeğe, halkına, adalete ve hürriyete ihanet eden ve aşağılık sömürüye aracılık eden sahte kahramanlar üretmede.

                     

İnsanoğlu köleliğin zincirlerine öyle bir vurulmuş, ki sürekli bir sömürü düzeneğinin içinde kıvranıp duruyor, onu zincirlerinden boşaltan, insanlığın layemut kahramanı olmaya hak kazanacaktır.


                    

Herkes toplumsal kurtuluşun peşine düşmüş, kimse bireysel kurtuluşun peşinde değil, tabi bu sorumluluktan kaçmanın yolunu açıyor, toplum günah keçisi oluyor ve bireyler her şeyi topluma hamletmeyi ebedi felahın yolu olarak görüyor, bu yüzden olaylara bireysel değil toplu çözümler arıyoruz, bilmiyoruz ki, birey bilinçlenirse toplumsal hafıza canlanmaya başlar ve birey kurtulursa toplum kurtulur.
                      

Herkes bir şeyler biliyor ve bildikleriyle bilgiçlik taslamaktan büyük haz duyuyor, ama bir türlü eyleme geçmeye cesaret edemiyor, bilmiyor ki, yaşamın anlamı bilmekte değil bildiklerini eyleme dönüştürmektedir. Halbuki herkes malumat sahibi olur ama celadetli olamaz.

                     

Gün olur asra bedel... Donar hayat... Geçmez zaman... Durağanlaşır duygular... Kurur düşünce vadisi... Asır olur güne bedel... Nasıl geçtiğini bile fark edemezsin zamanın... Bir bakmışsın büyümüş çocuklar... Kimi bembeyaz duvaklarda sevincin ve heyecanın şahikasında... Kimisi de hoyrat bakışlı, cesur yürekli yağız delikanlı, kavgaların ateşli çemberinde... Ve olgunlaşmış başaklar, hasadı bekler... Harman olur, hasat olur... Derman olur kimi hastalığa harman... Kimi zorbalığa ferman... Rüzgar olur, boran olur, düğün olur, bayram olur... Akıp gider zaman, sessiz ve derinden ve tükenir her şey...


                      

Şimdi şöyle bir durum var siyaset arenasında: bir cenahta politika yapanlar, koşu kulvarlarını bizatihi intihap etmiyorlar. Derin bir tezekkürden sonra, yapılan plana göre uygun görüldükleri kulvara yönlendiriliyorlar ve o kulvara uygun büyük laflar ezberletiliyor, Uygun bir şekil veriliyor ve koşu için start veriliyor. Yani tamamen dikte, hür irade yok. Binaenaleyh, halkların özgürlük mücadeleleri akim kalıyor çaresiz.
                       

Karanlıklarda adressiz kurşunlarla kaybolan hayatlar, hayatın geçit vermez ağlarında yiten umutlar, kaba ve hoyrat gerçeğin kuşatmışlığında kaybolan hayaller. Ne acı bir hayat ve ne duyarsız bir insanlık. Bir aydın can verirken bir evlat umutlarını yitirir.

                       

Korku, kaybediş... Korku, felakettir... Yaşamsal coşkunun düşmanıdır korku... Başarı dağının zirvesine giden yoldaki en kötü tuzak... Korkuyla terakki muhaldir... İnsanca yaşamakta...

 

 

AYRINTI:

 

1.Bu ülkenin bir cumhurbaşkanı olur ve saygı duyulması iktiza eder. Kimsenin gönlüne göre cumhurbaşkanı icat edilecek değildir. Herkes haddini bilmelidir. Elan bu yüksek mevkide bulunan şahsiyette bu vatanın öz evladıdır. Elbet hataları olacaktır. Elbet beğenmediğimiz yönleri olacaktır ama nihayetinde saygısızlık ve şerefsizlik yapmaya hakkımız yoktur. Zira oradaki zata yapılan saygısızlık devlete yapılmış bir saygısızlıktır. Ki o şahsiyetin vatan hainliği yoktur. Toplum düşmanlığı yoktur. Değer düşmanlığı yoktur. Tamamen bu milletin ve devletin ulvi değerleri ve ulvi gayeleri uğruna mücadele vermektedir. Bizim düşüncelerimizi yansıtmasa bile. Herkes haddini bilmelidir. Hele hele çirkinliklerini şirretlikle örtme gayreti içinde olanlar, beyinleri teneke olanlar daha da küçülmemelidir ki çukurluğa yuvarlanabilirler. Yani bizden olunca iyi, olmayınca kötü. Hadi lanlar. Bunu ancak kafası olanlar anlar.

 

2.Hiçkimsenin bu ülkenin adalet mekanizmalarını katletmeye hakkı yoktur. Herkes yerini bilmelidir. Çarkı döndüren düğmeciler değişince ne bu kardeşim. Şimdiye kadar niye sorun yoktu? Bireysel hırslarınız uğruna bir devleti devlet yapan kurumları hiçe sayıp toplum nezdinde perişan edemezsiniz. Bu devleti ve milleti uçurumun kenarına getirdiniz ve yok olmakla karşı karşıya bıraktınız, artık yakasını bırakınız ve işi ehline veriniz ya da yekpare bir toplum adına dövüşünüz. Yoksa sonu mutlaka dokunana da dokunur. Ergeç sefalet ve felaket paylaşılacaktır. Bundan kimse kaçamayacaktır. Herkes mutlaka verdiklerini geri alacaktır. Bu bedel kaçınılmazdır.

 

 

Tarih: 26.12.2008 Okunma: 617

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

özgür deniz

12.11.2008 - 17:15

çok güzeldi efendim yüreğinize sağlık.vicdanlı ve şerefli bir yazı.saflık doğallık samimiyet var tüm ürünlerinizde.ALLAH razı olsun sizden ve insan kardeşleriniz. saygıyla

HATİCE SARITAŞ

12.11.2008 - 20:09

MERHABA YAZINIZI İLGİYLE OKUDUM..ZENCİLER HEP DIŞLANMIŞ BİR TOPLUMDU MALESEF..VE SONUNDA ONLARIN ZAFERİ GİBİ BİŞEYDİR OBAMA..YALNIZ ZENCİLER İÇİN DEĞİL..DÜNYA BİLE UMUTLU ONDAN...AYRICA RESİMDE ÇOK ETKİLEDİ..İNSANIN DAYANABİLECEĞİ BİR MANZARA DEĞİL...KALEMİNİZE SAĞLIK..AYDINLATICI..HATIRLATICI BİR YAZIYDI...SELAM VE SAYGILAR..

özgür deniz

12.11.2008 - 17:15

çok güzeldi efendim yüreğinize sağlık.vicdanlı ve şerefli bir yazı.saflık doğallık samimiyet var tüm ürünlerinizde.ALLAH razı olsun sizden ve insan kardeşleriniz. saygıyla

HATİCE SARITAŞ

12.11.2008 - 20:09

MERHABA YAZINIZI İLGİYLE OKUDUM..ZENCİLER HEP DIŞLANMIŞ BİR TOPLUMDU MALESEF..VE SONUNDA ONLARIN ZAFERİ GİBİ BİŞEYDİR OBAMA..YALNIZ ZENCİLER İÇİN DEĞİL..DÜNYA BİLE UMUTLU ONDAN...AYRICA RESİMDE ÇOK ETKİLEDİ..İNSANIN DAYANABİLECEĞİ BİR MANZARA DEĞİL...KALEMİNİZE SAĞLIK..AYDINLATICI..HATIRLATICI BİR YAZIYDI...SELAM VE SAYGILAR..