Bugün biz insançocuklarının en büyük
ve temel problemi; düşüncesizliktir. Fikirden yana malulüz. Keza, bizim
haklarımızı arayacak, hakikati haykıracak, adaletin peşine düşecek, düşüncenin
namusuna sahip çıkacak aydınlardan ve kurucu ahlakı izah ve izhar etmekten
imtina eden ilim ehlinden mahrumuz. Öyleyse yalnızız ve ne başarırsak biz bize
başaracağız. Başka yolumuz da, opsiyonumuz da bulunmamaktadır. Tek bir yöne
bakmayacağız hakikati bulmak için, her yönü görecek, her yöne kulak vereceğiz
ki, bir tarafta görüp bulamadığımızı başka bir yerde görelim bulabilelim. Çok
basit, net ve küçük bir misal; bankalarınızın içi nasıl boşaltılıyor, bunu bir
tarafa bakarak göremezsiniz. Bunun detayına giremeyeceğim maalesef. Çünkü
gerçekler bizden saklanmaktadır. Bir tarafın sakladığını başka bir yer açık
ediyor olabilir, oradan alalım. Çünkü tek bir yöne mahkûm olmak, hayatımızı
mahkûm etmek anlamına geliyor. Yaşamaktan vazgeçmek anlamına dahi geliyor
handiyse. Bu dediğimle iki gözünüzü kıyas yapın, iki gözün gördüğünü tek göz
görebilir mi? Tek bir yönden bize ulaşan doneler bizi uyutabilir, aldatabilir,
uyuşturabilir ve bizi münhasıran birilerinin eline geçirebilir. Ki, aynen de
öyle olmaktadır. Hani Malcolm X diyor ya; medyaya dikkat edin, sizi uyutabilir,
dostlarınızı düşman, düşmanlarınızı dost olarak göstertebilir diye. Bu yüzden
mutlaka ama mutlaka her yöne savrulabilmeliyiz iktiza ediyorsa ama dağılmadan.
Bulanmadan ve donmadan akmanın başka yolu ve ihtimali yoktur. Bizlerin
beyinlerimizi ve kalplerimizi bulandırmak ve bizi kendi daireleri içerisinde
dondurmak isteyenlere başka türlü direnebilmemizin olanağı yoktur. Hatta Allah
ile aldatılmaktan kurtuluşun başka çaresi de, yolu da yoktur. Çünkü zihnimizin
tüm pencerelerini açmazsak, hayata tek bir pencereden bakarsak, dar bir
perspektifin içerisine sıkışıp kalırsak, aldatılmaktan ve sömürülmekten asla
azade olamayız ve dahi iflah olmayız. İstiyorlar ki, biz münhasıran bir tarafa
bakalım, kulak verelim ve o taraftan ne gelirse sorgusuz, sualsiz inanıp itaat
edelim. Zaten ömrümüz böyle geçmiyor mu? Hayır, bu kendimize ve yarınlarımıza
ihanettir. Lütfen her kanaldan bilgi sahibi olmaya çalışalım, bir tarafın
gizlediğini belki başka bir taraf bize veriyor olabilir. Bunu ıskalarsak,
hakikati ıskalamış oluruz, hakikati ıskalarsak hayatı ıskalamış oluruz. Gerçeğin
sözcüleri olalım ve gerçeğin sözcüsü olanları, sözün gerçeğini haykıranları
dikkate alalım. Biz kimsenin elinde ki yala, ağzında ki söze bakacak it
değiliz, insanız ve insanca duruş, davranış sergilemeliyiz. Keza, gövdesi ve cebi güçlü olanlara değil, kalemi güçlü, beyni kelime dolu
olanlara itibar etmeliyiz, el, yol, gönül vermeliyiz. Çünkü silahın sunacağı
dünya ile kalemin sunacağı dünya asla bir olmayacaktır. Takdir, tercih, karar,
kader bizimdir, biz bileceğiz, ya it gibi ya da insan gibi yaşamayı biz
seçeceğiz!
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...38...
Özgür DENİZ - 17.01.2021
Tarih: 17.01.2021
Okunma: 624
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.