Birileri istedikleri gibi hareket
edecekler, yaşayacaklar ama biz bir şey yaparsak tu kaka olacağız öyle mi? Biz
ancak alkışlamakla iktifa edeceğiz öyle mi? Biz sadece seyredeceğiz öyle mi? Yani
bizim çürüyecek ellerimiz var ama hisseden kalbimiz, düşünen kafamız, doyacak
midemiz yok öyle mi? Başkaları insan ama biz değiliz öyle mi? Öyle değil mi
lütfen? Biz insançocukları gerçekten çok safız. Misal; bir politikacı
şuradayken efsane bir adamdır ama ordan gidince melun biridir, ne gariptir ki
tekrar geri dönüp gelince yine efsanedir ve tekrar gidince yine melundur. Kusura
bakmayalım ama biz böyle mal bir toplumuz işte ve o politik şeytanların peşine
takılmış cahiller sürüsüyüz. Bizdeyken iyidir, başka yerdeyse kötüdür, kötü
olduğu yerden tekrar bize gelirse yine iyidir. Ne müptezelce bir tavırdır bu
Tanrı aşkına? Bizde buna her daim eyvallah etmişizdir, bir kelimeyle bile
tenkit edecek hakkımız olmamıştır. Biz gelene küfredince küfredilmişizdir ama
bize küfredenler gelenler yeniden gittiklerinde kendileri gidenlere
küfretmişlerdir. Hakikaten sekter, cahil, ahmak sürüsüyüz. Biz aynı yerde sabit
kalsakta hiçbir kıymet-i harbiyemiz olmamıştır ama sürekli dönüp duranlar her
daim sitayişe seza görülmüşlerdir ve onlar bizim üzerimizde karar verici,
kaderimizi tayin edici olmuşlardır her devirde. Keza; daha hayat nedir
bilmemiş, hiçbir tecrübeye ve kültürel hamuleye malik olmamış, münhasıran kolay
yoldan zengin olmuş, üstüne sanatçı kisvesine büründürülmüş biri bize fikir
satar, hayat yolu çizer olmuştur ve biz buna bile eyvallah etmişizdir. Yuh
olsun be! Haddizatında şöyle düşününce birileri bize bir şeyde yapmıyorlar, biz
ne yapıyorsak kendi kendimize yapıyoruz. Kölelikten, kulluktan haz alıyoruz,
kullara ve kölelere. Bahusus din tandanslı olanların cehaletleri yemin ediyorum
illallah ettiriyor. Çünkü ahlaki umdelerden mahrumuz. Bizlere benzeyen
birilerinin ahlakına göre kendimizi konumlandırıyoruz. Talimatlara göre istikametimizi
çiziyoruz. Bize talimat veren de kim ola, bu hakkı nereden bula diye bir kez
olsun sormuyoruz. Niye böyle yapıyoruz? Hiç şahsiyet sahibi değiliz, onurumuz
nerede kalıyor? Sonra da güya onurlu bir yaşamın peşindeymişiz gibi
davranıyoruz. Biz gerçekten sahtekârız, riyakârız, adiyiz! Çünkü böylesi
durumlar muvacehesinde muhkem ahlaki umdelerimiz olmalıdır, insanca isyanımız
olmalıdır, kutsal öfkemiz patlayıp taşmalıdır volkan gibi. Bu meyanda faşist
emperyalizme lanet olsun! Ve kahrolsun silahların ve servetin gücü, yaşasın
kalemin ve sevginin gücü! İÇİMDEN GELDİ bir anda: JEHAN BARBUR’dan BULUT MU
OLSAM isimli parçayı, SEYFİ YERLİKAYA’dan da DUVARLAR isimli parçayı hepinize
armağan ediyorum saygıdeğer güzelinsanlar.
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...39...
Özgür DENİZ - 18.01.2021
Tarih: 18.01.2021
Okunma: 341
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.