Gerçekten bu devleti ve milleti
anlayamıyorum. Derin şoklar yaşıyorum olan bitenler muvacehesinde. Nasıl böyle
olabilir nasıl diyorum kendi kendime. Tanrı şahidim olsun ki vicdan azabı
çekiyorum. Her gece; kendimi, bu devleti, bu ülkeyi, bu milleti ve insanlığı
sigaya çekiyorum deruni âlemimde, kalbim ağrıyor, beynim zonkluyor yemin ederim.
Çünkü yapılan her şey bir birey olarak mutlaka bize de dokunuyor ve bizim
hayatımızı da etkiliyor hatta etkisi yarınlara uzanacak. İnanın cevap
veremiyorum çok soruya. Ya alenen kendi kendimizle kavga ediyoruz. Yapacağımız
çok şeyi yapamıyoruz. Havadan sudan
şeylerle, eften püften sorunlarla, malayani ile iştigal ediyoruz. Ucuz polemiklerle
günü kurtarmaya yelteniyoruz. Ama millet için hayati olan şeyleri bir türlü
beceremiyoruz. Oysa yapacak çok şeyimiz, yürüyecek uzun yolumuz,
gerçekleştirecek projelerimiz var ya da olması icap ediyor ama biz kendi
kendimizin ayaklarından asılmakla, birbirimizi düşürmekle, birbirimizi
çürütmekle ve kötülemekle iştigaldeyiz. Sonra da üst akıl diye bir heyula
ortaya atar, milleti o heyula ile korkutup yönlendirmeye yelteniriz sefilce. Çok
basit şeylerle ömür tüketiyoruz. Şok edici işlerde boğuluyoruz. Bize hiçbir
faydası olmayan ama büyük zararlar getirecek olan işler yapıyoruz. Fakat ne
hikmetse hiçbir zamanda kendimizde suç bulamıyoruz. Çünkü biz toplum olarak
havas ve avam takımıyla okumuyoruz, düşünmüyoruz, anlamıyoruz, hissetmiyoruz,
günü birlik yaşıyoruz, günümüzü kurtardık mı hiçbir şeyi umursamıyoruz. Böyle
bir şey olamaz, yemin ederim olamaz. Tamam, muayyen bir alan içindeyim ve
insanca kendi vazifemi ifa etmek gayretindeyim. Becerebildiğim şeyler var, beceremediğim
şeyler var. Yaptığım işimi hamdolsun aklımın erdiğince, gücümün yettiğince,
gönlümün elverdiğince, dilimin döndüğünce layıkıyla yapmak derdindeyim. Ki, onu
da nice zorluklarla yaptığım safi bir hakikattir. Çünkü bu ülkede insanca ve
namusluca vazife ifa etmek cehennem ateşinde dans etmek gibi bir şeydir. Velakin
büyük buluşlara vesile olacak çalışmalar yapamam mesela. Çünkü ömrümü
hasrettiğim bir dünyam var ve o dünyada yapacağımın en iyisini yapma
derdindeyim. Ama birileri de bir şeyler yapıyorlarsa müzahir olmaktan da imtina
etmem. İşte ne bileyim öne geçecekmiş, daha görünür olacakmış, herkes onu
yüceltecekmiş. Bırakayım öyle olsun kardeşim. Kıskanayım mı? Ben yapamıyorsam o
yapsın. Çünkü nihayetinde onun yaptığı hepimizin yararına olacak. Yapamıyorsam
yapanlara destek olmak insanlık ödevimdir. Maddi manevi ne yapmam gerekiyorsa
ve elimden gelen ne ise yapmaktan imtina etmem. Ama böyle olmuyor maalesef,
herkes birbirini kıskanıyor, birbirinin başarısına takoz oluyor, birbirinin
açığını arıyor ve yine birbirini düşürmek derdine düşüyor ama olan hepimize
oluyor. Yazık, günah yemin ederim, böyle olmaz, böyle gitmez, böyle de olmayız!
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...41...
Özgür DENİZ - 20.01.2021
Tarih: 20.01.2021
Okunma: 433
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.