İnsanları korku ve tasaya mahkûm
ediyoruz ve zımnen de öyle yaşamaları için elimizden geleni ardımıza
koymuyoruz. Zira bu şekilde yaşadıkları müddetçe onları sarıp sarmaladığımız
prangalarla yaşamak ve bize mahkûm ve mecbur olmak zorunda kalacaklar diye
düşünüyoruz. Oysa korku ve tasa insanı öldürür ve hareketsiz bırakır. Böyle
yaşayan insanlardan da hiçbir hayır gelmez. Gelmediği de gün gibi aşikâr zaten
ama görecek göz, hissedecek öz lazım. Bugüne kadar hep korkacaksınız demedik mi
insanlarımıza ve korkan insanlarımız sinmedi mi, münhasıran kendi küçük
dünyalarına gömülüp orada bocalayıp durmadılar mı ve bir şeyler söylemekten hep
korkmadılar mı? Bugünde insanlar gölgelerinden bile korkmuyorlar mı? Bir şey
söylersek acaba yanlış anlaşılır mı diye tereddütte kalmıyorlar mı? Ki,
tereddütte kalmalarına da gerek yok zira olan olmuyor mu? Ya şimdi neredeyiz?
Herkes aynı dilden konuşurlarsa yanlışlarımızı ve hatalarımızı nasıl görüp
düzeltme imkânı bulacağız? Cesarettir insanları dirilten, kendilerine getiren ve
büyük işler yapmaya sevkeden ve dahi insanlarının cesaretidir devletlere
terakki kaydettiren. Böyle olsa daha iyi olmaz mı hepimiz için? Korku ve tasa,
sosyolojik ve psikolojik anlamda da büyük bir tehlikedir oysa. Çünkü insanları
kımıldayamaz hale getirir ve kımıldama olmayan yerde de bereket olmaz. Ne maddi
anlamda ne de manevi anlamda. Ölüm olmayan ve öldürmeye teşvik etme olmayan
yerde konuşmak her zaman büyük bir kazançtır. Bırakalım konuşsunlar insanlar.
Çünkü akıl akıldan üstündür ve farklı akılların ortay çıktığı yerde terakki
vardır. Ki, hürriyet diye de bir şey vardır. Akıllar, vicdanlar, kalpler hür
olmazsa, insan nasıl yaşar ve nasıl üretim yapar? Bunu gerçekten idrak edemiyor
muyuz yoksa bu işimize mi geliyor? Tamam, ama dünya da muayyen bir zümre
yaşamıyor ki, insanlık büyük bir ailedir ve biz büyük ailenin menfaatini
gözetmek mecburiyetindeyiz. Bir olmak ve birlikte mücadele etmek için bu
mübremdir. Bırakalım insanlar özgürce okusunlar, özgürce düşünsünler, özgürce
söylesinler ki, tüm insanlık birbirinden korkacağına birbiriyle el ele verip
yarınlara yürüsünler. Çünkü ancak bu şekilde güçlü olabilir, dünya platformunda
yerimizi alabilir ve söz sahibi olabiliriz. Bilakis kısır kavgalarla gücümüzü
heba eder, yarınlara bir şey bırakmadan tükenir gideriz. Lütfen, ne olur; akıl,
vicdan, insaf, izan! Elbette dinlemeyecekler, zira daha kazanacakları çoook
dünyalık var… O dünyalıkları kazanmak uğruna dünyayı yakmaktan ve o ateşin
içine kardeşleri atmaktan imtina etmezler etmeyecek olanlar… Yazık, günah, ayıp…
İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...46...
Özgür DENİZ - 26.01.2021
Tarih: 26.01.2021
Okunma: 349
YORUMLAR
Yorumunuzu ekleyin.