İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...48...

Özgür DENİZ - 28.01.2021

Biz, bir insanla konuşurken, acaba bizden mi, bizden değil mi ya da bize karşı mı yoksa bizden yana mı bir şey söyleyecek diye dinliyoruz. Acaba bu insan, yekpare insanlığın, bu toprakların, bu devletin, bu milletin yararına bir şey mi söyleyecek diye dinlemiyoruz. Yani fikir teatisi yapmak için dinlemiyoruz, ya kendimizi kabul ettirmek ya da onun kim olduğunu bilmek ve bizden değilse onun defterini dürmek anlamında dinliyoruz. Önyargılarımızın gücü, insanlığımızın gücünün önüne geçiyor ve bizi mahvediyor. Eğer önce ki gibi dinliyorsak hemen o insan üzerine planlar yapmaya yelteniyoruz söylediğimiz gibi, hoşumuza gitmediyse o insanın tavırları, hareketleri, sözleri. Yahut bizatihi egemen olan dinliyorsa bizi, zaten elinden gelen her şeyi yapıyor, şayet egemenin hadimi olan birisi dinliyorsa hemen jurnale yelteniyor. Böylesi bir şey utanılası bir şey değil midir lütfen? Ne yani büyük ve ortak değerler adına değerler üretmek midir bizi mutlu ve mesut edecek şey, yoksa münhasıran bizim çıkarımıza bir şeyler söylemek midir? Biz kazanıp yekpare insanlar ve ortak değerler kaybederse hoşumuza mı gidecek bu? Böyle yaparak mı üretici olacağız ve insanlığa hizmet edeceğiz? Bunu yapmayız ama sonrada sahtekârca nutuklar irad ederiz, sanki yekpare insanları ve ortak değerleri düşünüyormuşuz ve onlar üzerine titriyormuşuz gibi. Böylesi bir şeyde bizi talihte değil de talihsizlikte ortak yapıyor ne yazık ki. Çünkü böyle yapa yapa nice değerlerimizi öldürdük, üretkenliğimizi yok ettik ve üretenlerimizi yalnızlığa mahkûm ettik ve hep birlikte kaybettik. Sonra da nedamet getirdik sanki samimiymişiz gibi. Çok riyakâr insanlarız çok. Ama ahkâm kesmekte de üzerimize yoktur, insanlıkta ve ahlakta. Hakikaten tüm bunlar karşısında vicdanlarımız acı çekmiyor mu acaba, çok merak ediyorum. Çünkü vicdanları azaba, ıstıraba, acıya gark eyleyecek bir şeydir böylesi bir yaşam. Yazık günah değil mi? İnsanımıza bir gram bile değer vermiyoruz. Yücelmenin yükselmenin yollarını arayacağımıza, bizi böylesi bir yöne sevk edecek insanlarımızı arayıp bulacağımıza ve onların yollarını açacağımıza, ucuz ve basit çıkarlarımızın peşinde koşuyoruz, it gibi dünya leşine üşüşüyoruz. İnsanlarımızın cehaletinden besleniyoruz. Biz insan falan değiliz bebeğim, valla da, billa da, talla da insan falan değiliz, sadece insanmışız gibi görünüyoruz. Değiliz bebeğim değiliz, insan olaydık elbette bilirdik, bilinirdik. Çünkü insan olmak ve insanca yaşamak başka şeydir. İnsan olan, insanını düşünür, hak yemez, hukuk tanır, ortak vicdanı harekete geçirir. Ya bir kere, insan evladı olan, göre göre, bile isteye garibin, gurabanın, yetimin, öksüzün hakkını iç etmez, kahpelere peşkeş çekmez. Millet aç sefil perişan yaşarken, lüzumsuz işlere su gibi akıtmaz milletin istihkakını.

Tarih: 28.01.2021 Okunma: 394

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?