FİKİR SAHİBİ OLDUĞUNU SANANLARA...

Özgür DENİZ - 06.02.2021

Ey bir fikre sahip olduğunu sananlar! Ey fikri temelinde bir dünya düşleyenler! Ey İslamcılar, Milliyetçiler, Sosyalistler, Kemalistler, Anarşistler! Gerçekten bir fikriniz var mı, bir fikir sahibi olduğunuzu düşünüyor musunuz, fikrinizin taşıyıcısı, yaşayıcısı, savunucusu ve savaşçısı mısınız? Eğer insan gibi yaşamıyorsanız, eğer insanı savunmuyorsanız, eğer adil ve ahlaklı değilseniz, eğer değer ve ilke temelli bir hayat kurma çabasında değilseniz, eğer hürriyetten, eşitlikten ve kardeşlikten yana değilseniz, kula kulluğu ve modern köleliği reddetmiyorsanız, eğer insana münhasıran insan olduğu için değer vermiyorsanız, eğer akla, ilme ve bilme itibar etmiyorsanız, eğer gerçeklerden korkuyorsanız, lütfen söyleyin ey İslamcılar, Milliyetçiler, Sosyalistler, Kemalistler, Anarşistler! Bana; İslam Davasını, Türklük Ülküsünü, Sosyalist Devlet İdealini, Kemalist Devlet Hayalini, Bireyin önceliğini, özgürlüğünü, mülkiyetsizlik ve otoritenin reddi düşüncesini neyinizi hüccet gösterip tolere ettireceksiniz yahut bu idealleri nasıl benimseteceksiniz? Yoksa gerçekten böyle bir davanız yokta varmış gibi mi davranıyorsunuz, kitleleri sürüleştirmek ve rahatsız olmadan güdebilmek için? Herkesi mankurtlaştırdığınızı, herkesin sizlere kolayca inanabileceklerini ve önünüzde diz çökeceklerini mi düşünüyorsunuz? Hangi çağda yaşadığımızı sanıyorsunuz? Eylemlerinizi görmeden söylemlerinize göre karar vereceğimizi mi tasavvur ediyorsunuz? Bu kadar mı zavallı olduğumuzu varsayıyorsunuz? Küçük, basit ve ucu hesaplarla bunu başarabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Zevahirinize bakınca hemen kanıvereceğimizi mi hayal ediyorsunuz? Zor kullanarak mı gerçekleştireceğinizi düşünüyorsunuz yoksa böylesi bir şeyi? Bir fikri kabul ettirmenin bu kadar kolay olabileceğini mi sanıyorsunuz? Bu kadar ucuz mu fikir sahibi olmak ve o fikri düşünen beyinlere kabul ettirmek? Niye ve nasıl inanabilirim size? Yoksa inanmak zorunda olduğumu mu düşünüyorsunuz ya da nasıl olsa inanır diye mi varsayıyorsunuz? Hangi hakla? Böylesi bir düşünce bizi mal yerine koymak olmaz mı? Gerçek mal kendinizsiniz de algılama zorluğu mu yaşıyorsunuz? Yahut gerçekten mallaştırdıklarınızdan olduğumuzu mu düşünüyorsunuz? Bizim, hiçbir şeyi görmediğimizi, duymadığımızı, bilmediğimizi, hissetmediğimizi mi sanıyorsunuz? Önümüze ne korsanız sormadan, sorgulamadan, analiz etmeden yiyeceğimizi mi düşünüyorsunuz? Yaşamadığınızı yaşatamazsınız bebeğim! İddianızı ispatla mükellefsiniz. Davlarınızın canlı tanıkları olmak zorundasınız. Bilakis niçin ve nasıl sizlere inanayım? İnanmak zorunda mıyım? Aptal mıyım? Geri zekâlı mıyım? İnandırmanız gerektiğini düşünmüyor musunuz yoksa? O zaman niçin arz-ı endam eyliyorsunuz, iri laflar ediyorsunuz insanlık toprağında, halk sofrasında? Eksik kalanları da sizler tamamlayınız. Zira yazılabilecek daha çoook cümle var. İnsanca yaşamak istiyorum hiçbirinize ait olmayan, sadece Tanrı’ya ait olan dünyada ve nasıl hür doğmuşsam, hür yaşamak ve hür ölmek istiyorum aynı zamanda. Zincirle doğmadım ki, zincire vurulup zincirlerle yaşayayım!

Tarih: 06.02.2021 Okunma: 350

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?

İ. Hakkı Cengiz

14.02.2021 - 09:16

Başlık, merhum Uğur Mumcu''nun, "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunamaz" ilkesini çağrıştırıyor. Ruhu şad olsun. Evet maskeler, "kitleleri sürüleştirmek ve rahatsız olmadan güdebilmek için"dir. Eline emeklerine sağlık, kardeşim. Gayet açık ortaya koymuşsun. Selâmlar...

özgür deniz

14.02.2021 - 10:06

eyvAllah inşaAllah saygıdeğer paşam saygıdeğer ağabey. tüm kalbimle bilincimle samimiyetimle içtenliğimle benliğimle ciddiyetimle RUHU ŞAD MEKANI CENNET OLSUN. amin. haddizatında evet O BÜYÜK GAZETECİ, NAMUSLU KALEM, AYDINLIĞIN SAVAŞÇISI ile yaygınlık kazanmıştır o söz ama MONTAİGNE de denemelerde de geçmektedir. ha yazarken aklıma geldi mi, gelmedi, çünkü çooook başka duygu ve düşün yoğunluğu içinde yazdım, farklı bir noktadan giriş yapmıştım ama orası gitti elde kalan burası oldu, çünkü orası biraz sıkıntılıydı. derin saygılar selamlar saygıdeğer paşam.