İNSANLIĞIN ÖZ-ELEŞTİRİSİ...59...

Özgür DENİZ - 11.02.2021

Biz insançocukları maalesef kendi ülkelerini güzelleştirme iradesi göstermeyip, güzelleştiremeyip, ömrümüz boyunca telin ettiğimiz, muhtelif tanımlamalarla tavsif ettiğimiz insanların topraklarında yaşama hayali kuran insanlarız. Nasıl bir paradokstur bu böyle lütfen? Çünkü biz bilgiden, gerçeklerden, kavgadan korkuyoruz ve kaçıyoruz. Gerçi başka yerden bakınca da başka çaremiz kalmıyor gibi ama yine de direnmeliyiz. Başkalarını kötülerken, kendi kendimize yaptığımız kötülüğü sarf-ı nazar eyliyoruz. Oysa evin çocuklarını kendi evinden kovan, kaçıran haddizatında kendimiziz. Kendi evimiz güzel olsun diye elimizden geleni yapacağımız yerde hiçbir şey yapmamayı tercih ediyoruz yahut evi yaşanmaz kılıyoruz ama hiçte hazzetmediğimiz insanların evlerinde yaşamaya yahut evin evlatlarının orada yaşamalarına razı geliyoruz. Gerçekten biz nasıl tür insanlarız? Gerçekten hangi türe girdiğimizi şu an çözebilmiş değilim. Yaaa biz bize geldi diye övündüğümüz dinden bihaberiz. Dinden beslenen kaç kişi beslendiği, tecime vasıtası haline getirdiği dini biliyor? İnsan evladı olmayayım, yüzde doksan sekizi bilmiyordur. Sonra da kurtuluş ararız, adalet ararız, ahlakımızı yitirdik diye feveran ederiz. Hakikaten dinini bilmeyenin aradığını söylediği şeyi gerçekten arıyor olduğuna inanabilir miyiz? Dinini bilmeyenin Allah’ını, Peygamberini bildiğine ve sevdiğine nasıl inanabiliriz? Yaaa insanların gözlerin içine baka baka onları aldatan, onları mal yerine koyan biri yahut hakikaten mal yerine konulmayı ve mal olmayı kabul eden biri nasıl olurda bir din sahibi olduğunu söyleyebilir? Çok mürai ve sahtekâr insanlarız biz gerçekten. Ya onu bırak savunduğu ve hayata egemen kılmaya çalıştığı ideolojisini bilmeyen ve onu insanlara anlatacağına münhasıran yalan yanlışta olsa kendi içinde yaşayan insanlarız. Biz kurtuluşa layık değiliz bebeğim! Hadi buyuralım, yekpare insanlığı ihata eden olguları, gerek din bağlamında, gerekse ideolojilerimiz bağlamında ele alalım ve olayları yeniden sorgulayıp çözümleyelim, var mısınız? Ne mümkün, çünkü o kallavi nutuklar irad edenlerin hepsi birden güme giderler, rezil rüsva olurlar. Yüce Allah, Büyük Peygamber, Aziz Kur’an, Soylu İnsanlık şahit olsun ki; eğer hürriyet olsa ve dillerde kilit olmasa, zincirlerle korkutulmasak, zindanlara tıkılıp yok edileceğimizi bilmesek, kendilerini adamdan sayıp yüksek görenleri bir kalemde rezil rüsva etmezsem, tüm insanlığı onların iğrenç yüzlerine tükürtmezsem insan evladı değilim. Haaa elbette saf ve mutlak gerçekler ışığında yapacam bunu, iftira atmayacam, hakaret etmeyecem, küfür olmayacak. Ama gelebilirler mi böylesi bir hodri meydana? Onlar insan mı be, hayvan bile olamazlar. Çünkü onlar aydınlıktan, ışıktan korkan yarasalardır. Zira karanlık yüzleri faş oluverir bir anda. Çünkü hepsi de yalan yaşamaktadırlar, insanları aldatmaktadırlar, olgulara göre değil indi mülahazalarına göre hayatları tanzim etmeye yeltenmektedirler. Öyleyse bizim görevimiz, olguların gerçek anlamalarını öğrenip, bu namussuzların, haysiyet cellatlarının, karanlık tiplerin, sefil sekterlerin gizli yüzlerini ifşa etmektir. Her gördüğüne ve her söylenene asla ve kata inanma insançocuğu, ne olursa olsun inanma. Her şey senin gözünü boyamak, beynini uyuşturmak ve adımlarını yönlendirmek içindir.

Tarih: 11.02.2021 Okunma: 306

YORUMLAR

Yorumunuzu ekleyin.

İsim: *

E-posta Adresiniz: *

* (E-posta adresiniz paylaşılmayacaktır.)

Yorum: *

Güvenlik Sorusu:
Türkiye'nin başkenti neresidir?